logo
GALATEA
(30.7K)
FREE – on the App Store

Ejderha’nın Kölesi

Orta çağa tanıklık etmek için gizemli Requiem Şehrine zamanda yolculuk! Madeline, küçüklüğünden beri Requiem Sürüsü’nün güçlü Ejderha şekil değiştirenlerine hizmet etmektedir. On sekizinci doğum gününde, Ejderha Lordu Hael, zümrüt yeşili gözlerini Madeline’e diker. Hael’in onun için daha büyük planları vardır. Madeline, Hael’in ihtiyaç duyduğu itaatkar seks kölesi mi olacak? Yoksa bu ultra seksi hizmetçi, eşiyle karşı karşıya mı gelecek?

Yaş Sınırlaması 18+

 

Ejderha’nın Kölesi by C. Swallow is now available to read on the Galatea app! Read the first two chapters below, or download Galatea for the full experience.

 


 

Uygulama, patlayıcı yeni romanlar için en sıcak uygulama olduğu için BBC, Forbes ve The Guardian’dan takdir aldı.

Ali Albazaz, Founder and CEO of Inkitt, on BBC The Five-Month-Old Storytelling App Galatea Is Already A Multimillion-Dollar Business Paulo Coelho tells readers: buy my book after you've read it – if you liked it

Kitabın tamamını Galatea uygulamasında okuyun!

1

Özet

Orta çağa tanıklık etmek için gizemli Requiem Şehrine zamanda yolculuk! Madeline, küçüklüğünden beri Requiem Sürüsü’nün güçlü Ejderha şekil değiştirenlerine hizmet etmektedir. On sekizinci doğum gününde, Ejderha Lordu Hael, zümrüt yeşili gözlerini Madeline’e diker. Hael’in onun için daha büyük planları vardır. Madeline, Hael’in ihtiyaç duyduğu itaatkar seks kölesi mi olacak? Yoksa bu ultra seksi hizmetçi, eşiyle karşı karşıya mı gelecek?

Yaş Sınırlaması 18+

Orijinal Yazar: C. Swallow

Not: Bu hikaye yazarın orijinal sürümüdür ve sese sahip değildir

.

Madeline

8 yaşında

Bazen kaderin sert ol dediği anlar vardır. Babam ne zaman iş için farklı diyarlardaki farklı kalelere gitmek zorunda olsa böyle derdi. Hep sert olduğumu düşünürdüm çünkü babam gittiğinde ağlamamayı öğrenmiştim.

Babamın kalesinde ya da kuzenimin çok daha büyük olan kalesinde, ağabeyimi sinirlendirerek ya da onunla maceralara atılarak her zaman gülüp mutlu olmanın bir yolunu bulurdum.

Ancak, Ejderhanın kölesi olmayı bırakın, sıradan bir köle olmak için kaçırılacağım bir hayatı bile hiç hayal etmemiştim.

Ejderhaların insanlar için evcil hayvan olduğunu sanırdım ve her zaman kuzenim Summer gibi bir prenses olarak hayatımı sürdüreceğimi düşünürdüm.

Bunun yerine, tam yedi gün önce, uzun boylu, çok kızgın, zümrüt yeşili başlı bir Ejderha Lordu tarafından kaçırıldım.

Dane ve Goldy’nin bile korktuğu bir Ejderha Lordu… Halbuki onlar benim Ejderha Lordu koruyucularımdı!

Şey, eskiden öyleydiler… Artık değil. Ancak, konu bu değil.

Demek istediğim, Hael’den korkmuyorum! İlk evcil Ejderham Alexa’yı tehdit ettiğinde canavara karşı gelip insan bacağını tekmeledim.

Ona meydan okuduğum için Hael o kadar kızdı ki beni arkadaşlarımdan ve evimden kaçırdı.

Sisler içinde Ejderhasına dönüşmüş ve beni Sürüsüne uçurmuştu.

Şimdi yapayalnızım.

Hael’den beni kuzenime götürmesini defalarca istedim ama tek yaptığı gülmekti. Herkes ondan korkuyordu ama ben ondan korkmuyordum.

Her gün ısrarla beni Summer’ın yanına geri uçurmasını istedim… Ama yalvarmam işe yaramadı.

Sonunda, beni acımasızca yaşlı bir kölenin yanına sürdü ve kadına bana bir oda bulmasını, temizlik için beni eğitmesini söyledi.

Ve şimdi… Ne yazık ki… Gözyaşlarına boğuldum.

Geçen haftayı köle olmayı öğrenerek geçirdim ve bundan nefret ediyorum. Çok sıkıcı. Temizlikten başka bir şey yapmak için çok küçük olduğumu söylüyorlar.

Şimdi, bir kez daha, babamın tavsiyesini hatırladım.

Sert ol.

Üzerinde sıradan, yumuşak bir battaniyenin olduğu soğuk taş yatağıma oturdum ve dizlerimin üzerine çöküp ellerimi birbirine kenetledim.Geceleri kilitli olduğum yatak odamın dağ manzaralı penceresinden dışarıya bakıyorum. Kendimi yapayalnız hissediyor ve herkesi özlüyordum. En çok da Mason’ı özlüyorum.

Dua etmeye başlamıştım ama sonrasında kendimi şarkı söylerken buldum. Mırıldanmaya başlıyorum ama gittikçe yumuşak sesler tanıdık kelimelere ve sonunda da babamın bana uzun zaman önce öğrettiği bir şarkıya dönüşüyor.

Şarkının hatırladığım tek kısmını tekrarlıyordum ve kelimelerin ritmi bile beni sakinleştiriyordu.

Bu arada, fark etmesem bile her yerde beni dinleyen kulaklar vardı.

Ama yine de şarkımı söylemeye başladım.

Bu basit dizeler önümüzdeki on yıl boyunca bana güç verecekti.

Önüne düştüğümde

Sis görüşümü kaplıyor

Pençelerin bana doğru açılıyordu

Kemiklerimin ısındığını hissediyorum

Gözlerim keskinleşiyor

Ruhum aydınlanıyor

Belki büyümeme yardım edersin

 

Kitabın tamamını Galatea uygulamasında okuyun!

2

10 yıl sonra

Madeline

“Bunları alın.” Layla, Darshan ve bana iki sırt çantası fırlattı.

Ben yüzümdeki sırıtışa engel olmaya çalışıp çantayı zar zor tutarken, kör arkadaşım çantayı kolayca yakalamıştı.

“Bunlar bugün için size lazım olacak. Gözünüzü üzerlerinden ayırmayın.”

“Peki, Layla.” Axel geldi ve bizi Requiem Sürüsü’ne erzak almak için en yakın kasabaya giden büyük köle grubunun yanına götürdü.

Requiem dağlarından ayrılmama izin verilmezdi ama kurnazlık ederek en azından bir kez kasabaya gitmeme izin vermesi için Layla’yı ikna etmiştim.

Tabii ki, genç kölelerden sorumlu, acemi, mavi renkli bir ejderha olan Layla’nın gizliden gizliye arkadaşım olduğunu biliyordum.

Requiem Sürüsü’nde, Hael ölümlülerle yakın bağ kurmaya karşıdır. Bundan nefret eder. Bizim sadece köle olduğumuzu, arkadaşlık dahil değerli hiçbir şeye sahip olmadığımızı söylemekten zevk alır.

Bu kez Hael’in düşüncesi beni ne üzüyor ne de o piçi öldürmek isteyecek kadar sinirlendiriyor.

Bu sefer onun bu düşüncesi istemsizce sırıtmama neden oluyordu çünkü büyük kaçış planımı gerçekleştiriyordum ve onun ne yapmak üzere olduğuma dair hiçbir fikri yoktu. “Madeline.” Layla, Darshan ve ben diğer kölelerin beklediği yemyeşil ormana doğru gitmeden önce gözümün içine baktı.

“Axel’e yakın dur. Dediğini harfiyen yaptığından emin ol ve yanından uzaklaşma. Haven büyük bir şehir ve tek başına kalınacak güvenli bir yer değil.”

Bazen Layla’nın düşüncelerimi okuyabildiğinden korkuyordum ama okuyamadığını biliyordum.

“Maddie uslu bir kız. Endişelenecek bir şey yok,” dedi Darshan, beni Axel ve Layla’ya karşı desteklerken.

Elbette, sesindeki alaycı tona hakim olamadı. Gözlerimi devirdim, göremese bile bunu hissedebileceğini biliyordum.

“İyi yolculuklar.” Layla gruba başını salladı ve insan ayaklarının üzerinde zarif bir şekilde dağlara geri döndü. Karanlık mağaraya girmeden önce ardından vuran güneş ışığıyla mavi saçları parıldadı.

Daha sonra beni yakından takip etmem gereken orta yaşlı Şifacı Axel’e döndüm.

Axel ikimize dönerek “Şehirde gördüğünüz manzaraların hoşunuza gideceğinden eminim,” dedi.

“İkiniz de on altı yaşınızı geçtiğiniz için toplanma grubumuza katılmanıza izin verildi. Başıboş, tehlikeli insanları hafife almayın. Etrafınız güçlü Ejderhalarla çevrili bir şekilde yaşıyorsunuz ama insanlarda en az Ejderhalar kadar tehlikeli olabiliyor. Gruptan sakın ayrılmayın.”

“Güvenli değilse neden şehrin adı Haven?” Ormanın havasını soluyarak merakla sordum.

Botlarımla çimenlere bastığımda sevinçten kıkırdamamaya çalıştım. Çok uzun zaman olmuştu.

Tabii ki, birkaç dakikalığına gizlice ormana kaçtığım olmuştu ama sürekli yakalanacağım korkusuyla ormanın tadını hiç çıkaramamıştım.

“Bu sadece bir isim Maddie.” Darshan, benim ve Axel’in önünde hızla yürüyordu. “Ormanın sesleri… Ah, bunu nasıl da özlemişim.”.

Axel ağzının içinden “Bu çocuk inanılmaz,” dedi. “Göremiyor ama yine de çok çevik ve dikkatli, aynı zamanda da oldukça hızlı.

Axel bunu söyler söylemez “Darshan!” diye seslendim. Bir ağaçtan diğerine doğru yürürken çalılığa takılıp yüzüstü yere kapaklanmıştı. Axel nefesini tutmuştu ve bense sadece gülüyordum çünkü Darshan’ı çok iyi tanıyordum.

“Yeni şeyler onu çok heyecanlandırıyor,” diye Axel’e fısıldadım.

Darshan’a yakın biri ayağa kalkması için yanına doğru giderken hızlıca ayağa kalktı. Yaprak ve dal içindeki saçlarıyla bana ‘bakmak’ için arkasını dönmüştü. Kirli yüzünde bir gülümseme vardı.

“Bu harika!” diye bağırdı. Yumruğunu havaya kaldırmış ormanın içinde sağa sola doğru zıplıyordu. Grubun lider kolundan tutup onu geri itti.

“Takip ediyorsun, liderlik değil.” İri köle sert davranmıştı ama Darshan’a yerine dönmesini söylerken daha da sertti.

“Ne zamandır kölesin?” diye Axel merakla sordu. Birbirimizi tanımıyorduk.

Tüm dağ kompleksinde en az beş bin köle vardı. Ve en az iki yüz Ejderha. Sadece bu küçük, şanslı yüz kişilik köle grubuna Haven’a gidip diğer köleler için erzak ve yiyecek almalarına izin verilirdi.

“On yıldır,” diye cevap verdim. “Hael beni altı yaşımdayken kaçırdı. O zamandan beri bana temizlik yapmam öğretiliyor ancak tek istediğim şey bu toplama grubuna katılmaktı. Çok şanslısınız, çoğu gün şehre gidebiliyorsunuz. Ve özgürlüğün tadını çıkıyorsunuz!”

“Ağzından çıkan kelimelere dikkat et, yavrum,” dedi Axel birden onaylamayan bir tavırla devamında fısıldayarak.

“Biz özgürlükten bahsetmeyiz. Eğer grubumuzdaki bir köle kaçmaya cesaret ederse, hepimiz ağır bir şekilde cezalandırılırız… Ve kaçan köleye bizzat Hael ceza verir. Ne dediğimi anlıyor musun Madeline?”

Cevap vermedim. Tek yaptığım ormana, Darshan’a ve diğer kölelere bakmak oldu. Umutlarım azalıyordu.

Tüm bu masum insanlar cezalandırılacaksa nasıl kaçabilirdik?

“Peki ya hep birlikte kaçarsak…” Kendi kendime yüksek sesle düşünüyordum. Axel kolumu tuttu ve beni durdurdu. Kocaman gözlerle bana bakıyordu.

“Bir daha sakın böyle aptalca şeyler söyleme. Requiem Sürüsü’nün seçilmiş kölesi olduğun için onur duymalısın. Güzel bir hayatın var.”

Gözlerimi kocaman açarak Axel’e baktım ve kolumu geri çektim. Gözümdeki yaşlarına engel almak için kendi kendime mırıldanarak hızla Darshan’a doğru yürüdüm. Bilmiyordu ki…

Ben aslında önceden kraliyet ailesindendim. Sonradan böyle değersiz, isimsiz ve hiçbir önemi olmayan bir kıza dönüşmüştüm.

Requiem Sürüsü’nün bize çok kötü davranmadığının farkındaydım ama…

Kaçırılmasaydım çok daha iyi bir hayatım olabileceğini de biliyordum.

Ağabeyimi tekrar görmeyi çok istiyorum, Mason’ı.

“Acını hissedebiliyorum Maddie,” dedi Darshan onun yanında yürümeye başladığımda.

“Ben güçlü bir kızım, acı hissetmiyorum,” diye çıkıştım. Zayıflık göstermekten ve kaçma planımın yavaş yavaş suya düşmesinden nefret ediyordum.

“Ne zaman acını dindirmek istesen mırıldanıyorsun. Tıpkı şarkı söylediğin zamanlarda olduğu gibi,” dedi. “Merak etme Maddie…”

“Yapmayı planladığımız şeyi yapamayız.” Sessizce ona tısladığımda aniden sustu.

Ağaca doğru yürüyecek kadar dikkatini dağılmıştım bu yüzden kolundan tutup ağacın etrafından dolaşması için ona yardım ettim. “Dikkat et.”

“Biliyorum Maddie… Onun söylediklerine kulak misafiri oldum ama yine de iyi vakit geçirebiliriz. Mimarisi her ne kadar güzel olsa da o yerden çıkmak… Hiç bu kadar şanslı olmamıştık. Hala yapabiliyorken geçici özgürlüğün tadını çıkaralım.”

Darshan’ın sözleri beni sakinleştirmişti.

“Uslu kız,” diye de ekledi. Bana böyle demesinden nefret ettiğimi biliyordu.

“Böyle baş belası olacaksan seni bir sonraki ağaçtan kurtarmam,” diye onu tehdit ettim, dirseğimden tutup beni ana köle grubundan uzakta bir kenara çekmeden hemen önce.

“Biliyor musun, düşünüyordum da… Senin için özgürlüğe kavuşmanın başka bir yolu daha var,” diye fısıldadı.

“Darshan, gruptan bu kadar uzakta olamayız,” dedim endişeyle omzumun üzerinden arkaya doğru bakarken. Axel’in yakında yoldan çıktığımızı anlayacağını biliyordum.

“Sadece ölü numarası yapman gerekiyor,” diye fısıldadı.

“Bu şimdiye kadar duyduğum en aptalca plan!” Hemen ona geri döndüm ve bu kadar aptal olduğu için onu ittim. Çabucak ana köle grubuna geri döndük.

“Sadece yardımcı olmaya çalışıyordum,” diyerek Darshan omuz silkti belli ki onu sinirlendirmiştim. Sert olmamdan hoşlanmıyordu ama beni sinirlendirmişti.

Ölü numarası yapmak… Bunu yapamam!

“Seni tanıyorum.”

Yanımızdaki büyük bir çocuk Darshan ve bana doğru yaklaştığında düşüncelerimden sıyrıldım.

“Ben seni tanımıyorum.” Gözlerimi kısarak ona baktım, onu tanımıyordum.

“Ah, beni tanımayacağını biliyordum… Pek dışarı çıkmam ama seni daha önce görmüştüm. Ve sesini duydum. Şarkı söylemeyi seviyorsun.”

Koyu saçlı ve burnunda piercing olan bu büyük çocuk bana ukala bir şekilde gülümsedi. Yakışıklı olması ya da ben şarkı söylerken buna kulak misafiri olması hoşuma gitmemişti.

“Beni mi gözetliyordun?” diye sordum ona bakarak.

“Sen şarkı söylerken insanların seni duyabileceğini sana söylemiştim Maddie,” dedi rahatsız olan Darshan ve yanımızdan uzaklaştı.

Beni bu casusluk yapan erkek köleyle baş başa bırakmıştı.

“Benim adım Darren,” diye sırıtarak köle kendini tanıttı. Neredeyse yolda yürürken duruyordum.

“Darren mı?” Tekrar sordum. “Şey olan mı…?”

“Evet, ben Prenses Ejderhanın özel kölesiyim.” Kışkırtıcı bir şekilde bana kaşlarını kaldırdı. “Yani adımı daha önce duydun?”

“Sen bir seks kölesisin,” dedim ve incinmiş gibi yaparak elini göğsüne koydu.

“Böyle düşünmeni istemem… Ama Adara’nın beni kullandığı bazı çeşitli kullanım alanları var, evet.” Darren bunu söylerken çok mutlu görünüyordu.

“Seks için kullanılmak iğrenç bir şey. Neden gülümsüyorsun?”

Ona gözlerimi kısarak baktım. Elini uzatıp dalgalı koyu kumral saçlarıma uzandı ve bir tutamı parmağıyla kavradı.

“Çok naifsin… Çok minik… Seni zavallı şey. Haven’a bu bacaklarla gelmemen gerektiğini biliyor olman gerekirdi.”

Darren’ı sevmediğime karar verdim. Çok ukala ve kibirli biriydi. Bakışlarımı görünce daha da kocaman sırıttı.

“Herkes senin şarkılarını duyuyor, sevgili Madeline… Sadece benim seni gözetlediğimi düşünmüyorsun, değil mi? Adara senin şarkı söylediğini duyuyor, diğer ejderhalar da ve Haelda…”

“Hayır, Hael duymuyor,” diye çıkıştım sözünü keserek. “Ayrıca, seninle daha fazla konuşmak istemiyorum, ben…”

“Sadece seni bilgilendirmeye çalışıyorum, küçük kız. Bilmiyorsun, değil mi?” Darren oldukça kendini beğenmiş görünüyordu. Benim bilmediğim bir şey biliyordu.

“Neyi bilmiyorum?” Merak etmiştim.

“Hım… Şöyle anlatayım. Son baktığımda Hael dün gece son özel kölesini de sürgüne gönderdi? Evet, öyle oldu. Hepimiz yemek yerken ona nasıl kabaca gitmesini ve asla geri gelmemesini söylediğini hatırlıyorum!”

“Bilirsin, genellikle aynı anda üç özel köleye sahip olmak ister. Şu anda kaç tane olduğunu biliyor musun?”

Yüzüm kızarıyordu. İma ettiği şeyin aniden farkına varınca aniden içimi öfke kapladı.

“Artık özel bir kölesi yok, sevgili Madeline ve özel kölesi olarak Sürüsüne götürdüğü kadınlar… Her zaman aynı kaderi yaşıyor.”

“Kes sesini. Bunu bana neden anlatıyorsun? Altı yaşımdayken beni kaçırdığı için hala bana takık olduğunu mu düşünüyorsun? Onunla çok az kez karşılaştım.”

“Onunla pek çok kez karşılaştın aslında.”

Darren çabucak araya girdi ve ondan daha küçük olduğumu vurgulamak için başımı okşadı.

“Her zaman çok utangaç ve gergindin, bir köle olarak ilerlemen hakkında bilgi almak için seni ortak Kraliyet odasına her çağırdığında odada kimlerin olduğunu fark etmiyordun.” “Bütün dağdaki her köleye bunu yaptığını mı sanıyorsun? Sence bunun için zamanı veya sabrı var mı?” Darren duraksadı, şaşkın bir halde sessizliğim onu daha da keyiflendirmişti.

“Ve biliyor musun..,” diye fısıldadı sonrasında. “Bugün senin doğum günün olduğunu biliyorum. On sekiz yaş, kritik eşik…”

“Seni dinlemeyeceğim,” diye hemen araya girdim. Darshan’ı tekrar bulmak için koştum.

Arkamdan Darren’ın kahkahalarını duyabiliyordum.

Darren’ın söylediği iğrenç şeyler ellerimin titremesine neden olmuştu.

Demek istediğim, haklı olamazdı. Büyük ihtimalle yanılıyordu.

Ama Hael’in dün gece kalan son kölesini sürgüne göndermesi tesadüf müydü?

Bugün on sekizinci doğum günümdü.

Kendikendime kafamı salladım. Hayır, hayır, hayır.

Hael’in özel kölesi olmam için bana yer açtığını söyleyen Darren’a inanmak istemiyordum.

Bu doğru olamaz. Öyle bir şey olsa Layla bunu bana söylerdi.

Hael’in seçebileceği binlerce kadın vardı.

Ama…

Kendime ne söylersem söyleyeyim, her seferinde aynı şeyi hissediyordum.

Darren haklıydı.

Sadece dediklerine inanmak istemiyordum.

 

Kitabın tamamını Galatea uygulamasında okuyun!

Son Umudu

Lake’in mükemmel bir planı vardı. Eşini bulacak, yerleşik hayata geçecek ve bir yuva kuracaktı. Ancak sevgilisi onu başkası için terk ettiğinde, Lake’in planı da kalbi de paramparça oldu. Tanrıça’nın onun için başka bir planı olduğuna inancını koruyabilecek mi? Belki de bu plan, onunkinden çok daha iyidir…

Yaş Sınırlaması: 16+

Alfa’nın İkinci Şans Perisi

Adelie ait olduğu kurt sürüsünde gölgelerde yaşayarak, sıradan bir hayat sürer. Ancak Alfa eşi onu reddedince işler değişir ve birlikte yaşayabileceği yeni bir sürü arayışına başlar. Alfa Kairos’un sürüsü artık onun yeni evi olacaktır. Habis tabiatı ve öfkeli tutumlarıyla bilinen kurt Kairos, Adelie’nin ikinci şansı olacaktır. Peki, geçmişin korkusuyla içine kapanan Kairos ve daha önce tahayyül bile edemeyeceği güçlere sahip olduğunu keşfetmek üzere olan Adelie ile işler nasıl yoluna sokulacak?

Yaş Sınırlandırması: 16+

Çalışkanlar Prensesi

Ava Darling bir inek olsa da lisenin bitmesi için sabırsızlanıyordu. Bazı günlerde arkadaşları onu görmezden gelirken bazı günlerde alaya alırlardı. Neyse ki lisenin bitmesine yalnızca bir yıl daha kalmıştı. Sonra üniversiteye geçebilir ve yeni bir başlangıç yapabilirdi. Acımasız bir şaka Ava’yı okulun belalısı Hunter Black’in radarına sokunca ona tuhaf bir öneriyle geldi. Birbirlerinden çok farklı olsalar da takım olduklarında gizli bir şekilde düşündüklerinden daha fazla ortak noktaları olduğunu bulabilirler mi?

Yaş Sınırlandırması: 16+

CEO’nun Külleri

Cece Fells, Londra’nın en yetenekli ve genç fırıncılarından biridir. Ta ki milyarder ev sahibi Brenton Maslow gelip lanet bir otopark kurmak için fırınını buldozerle yıkana kadar! Bu durumdan hoşnut olmayan fırıncı, Maslow Girişimcilik’in dayanılmaz çekicilikteki CEO’sunu yok etme misyonunu edinir. Tabii öncesinde ona aşık olmazsa…

Yaş Sınırlaması: 18+

Anlaşma

Xavier Knight, bir kızı etkilemeyi garanti eden iki şeyi iyi bilirdi: hızlı arabalar ve para. Her ikisi de onda vardı. Talihsiz bir skandal onu cebi delik Angela Carson ile zorunlu bir evliliğe zorladı. Kadının onun parasının peşinde olduğunu sanan Xavier, kendince onu cezalandırmaya yemin etti. Fakat dışardan görünen bazen aldatıcı olabilir. Ve bazen karşı kutuplar göründüğü kadar farklı değildir…

Yaş Sınırlaması: 18+

Maximus’un Kurtuluşu

Leila sürü doktoru olmak için memleketine döndüğünde, kendisini sadece geçmiş ve şimdiki zaman arasında değil, ayrıca biri yakışıklı bir doktor diğeri ise sırlarla dolu bir alfa olan iki erkeğin aşkı arasında bulacaktı. Fakat hangisi kalbinin daha hızlı atmasını sağlayacaktı?

Yaş Sınırlaması: 18+

Dokunuş

Kendimi yatağa atıp tavana bakıyorum.

Lanet olsun. Neyim var benim?

Meme uçlarımın sertleşmesi için elimi kaldırırken neden bu kadar huzursuz hissettiğimi anlayamıyorum.

Ama cidden. Düşünmeyi bırak. Kendine dokunmayı bırak. Sadece dur!

Seksi Üvey Kardeşim Bir Ayıadam

Lisedeki son yılının en büyük partisinin olduğu gece Helen, partiye gitmek yerine annesinin yıldırım nikahına gitmek zorundadır. Annesi, Bear Creek’li bir dağ adamıyla evlenmek üzeredir ve Helen bu durumdan pek de memnun değildir. Ta ki Sam’le tanışana kadar. Sam, dağların en ateşli adamıdır ama şimdi Helen’ın üvey kardeşi olacaktır. Karakterleri birbirlerine zıt olmasına rağmen, iki yeni akraba birbirine çekilir. Ancak yaklaştıkça Helen bir şey keşfeder: Sam’in bir sırrı vardır…

Yaş Sınırı: 18+

İki Ateş Arasında

Öksüz kalıp bir koruyucu aileden diğerine geçen Adeline, son dokuz yılını yalnız ve bir sır saklayarak geçirir: o bir kurt kadındır. Farkında olmadan girdiği sürü arazisinde koşu yaparken yakalanır ve kısa zaman içinde kendi türünü bulmanın umduğu gibi olmadığını fark eder. Onu zorla alıkoyan alfa ile karşılaştığında içinde kıvılcımlar uçuşur. Ama onu bir hayduttan farklı bir şey olarak görebilecek midir? Yoksa her zaman onun esiri olarak mı kalacaktır?

Yaş Sınırlaması: 18+

Lanetli

Yeni kız Raven Zheng’in bir sırrı var: hayaletleri görebiliyor. Yerel efsane Cade Woods’un da kendine has özel yetenekleri var. Bir dizi cinayetin ardından gençler katili yakalamak için özel yeteneklerini kullanmaya karar verirler. Fakat Raven, Cade’in karanlık geçmişini öğrenince ona gerçekten güvenip güvenemeyeceğine dair şüpheye düşecektir…

Yaş Sınırlaması: 13+