Gece Çökünce - Kitap kapağı

Gece Çökünce

Nureyluna

Bölüm 2

Cazibe: Birine veya bir şeye karşı ilgi veya beğeni uyandırma eylemi veya gücü

~

JASMINE

Valizlerimi ellerine alıp dar merdivenlere doğru yürümeye başlayan iki korumayı izledim. Omuzlarımı silkerek iç geçirdim. Her şeye dikkat kesilip adım adım onları takip ettim.

“Vay canına...” diye fısıldadım, mülke bakarken. Elimde olmadan büyülendim. Aklımı başıma toplamam bir dakika sürdü. Sanki bir rüyadaydım.

Kimin için çalışacağımı öğrenmeye can atıyordum.

Beni kraliyet sarayına benzeyen garip bir yere getirmişlerdi ama burası kraliyet sarayı değildi, çünkü kraliyet monarşisi İngiltere'deydi, burada değil.

Bana eşlik eden iki adam robot gibiydi. Vücutları kaskatı kesilmişti ve yüzlerindeki ifadelerden bir şey anlaşılmıyordu. Yolculuk boyunca tek kelime konuşmamışlardı.

Ölesiye sıkılmıştım. Cesaretimi toplayıp lafa girdiğim sırada mekâna ulaştık.

Buranın Me Before You ~filmindeki saraya benzeyen malikâneyi andırdığını hemen fark ettim.

Tıpkı oraya benziyordu. O filmdeki kahraman gibi koca bir bebeğe bakıcılık yapmayı hiç istemiyordum. Düşüncelerimi kadınsı bir ses böldü.

“Günaydın Bayan Gibson. Umarım yolculuğunuz iyi geçmiştir.” Bakışlarımı duvarlardan, karşımda duran ve oldukça resmi kıyafetler giymiş olan Iris'e çevirdim.

“Günaydın, Iris. Aslında sıkıcıydı.”

Biraz gülümsedi. “Bunun için özür dilerim. Size odanıza kadar eşlik edeceğim ve ev turundan sonra Thea ile tanışacaksınız.”

“Ev turu” dediğinde gözlerim fal taşı gibi açıldı. Bu malikaneyi turlamak için yeterli enerjim olduğunu sanmıyordum.

“Thea kim?” diye sordum.

“Thea, bakacağınız kız.”

“Yaa.”

“Bu taraftan.”

Bana verdikleri oda güzeldi. Yatağı sevdim, döşek yumuşacıktı ve üzerinde dilediğimce yuvarlanabileceğim kadar genişti.

Burası benim özel alanımdı. Iris bana etrafı gösterdi, mutfak bölümünden başlayarak, salonu, Thea'nın aktivite odasını, dans odasını, sanat odasını, çalışma odasını ve oyun odasını. Neden bu kadar çok oda var?

~

“Iris, bana Thea'nın odasını gösterene kadar, neden Thea'yı göstermiyorsunuz?” Bu lafıma önce kaşlarını kaldırdı, sonra gülümsedi.

“Elbette. Uykusundan uyanmış olmalı.” Ona belli belirsiz gülümsedim. Beni Thea'nın odasına götürdü, benimkinin karşısındaydı.

Iris'le birlikte odaya girdim, gözlerim bir çocuğa aitmiş gibi görünmeyen odayı inceliyordu. Bir genç kıza mı bakıcılık yapıyorum?

~

“Thea, dadınla tanış.” Iris'in profesyonel sesini duyunca gözlerimi ona doğru çevirdim. Genç kızın ortaya çıkmasını bekledim ama kimsecikler yoktu.

Iris aşağıya bakıyordu, ben de bakışlarımı indirdiğimde yatağının yanında saklanan yedi ya da sekiz yaşlarında, sevimli, küçük bir kız gördüm.

Beni görmek için utangaçça başını kaldırdı. Gördüğü ilgiden dolayı yanaklarının kızardığını görmek hoşuma gitti. Nihayet birinin yanakları benim yüzümden kızardı.

~

“Merhaba!” Sesim yumuşaktı ve onu rahatlatmak için elimi sallayarak bu dalgalı saçlı sevimli kıza gülümsedim. Elini sallayarak üç adım öne çıktı.

“Merhaba.”

“Thea, ben dadınla konuşurken sen de dişlerini fırçala.” Kız, banyo gibi görünen bir yere koşmadan önce Iris'e şirin bir şekilde başını salladı.

“Bayan Gibson, Thea ile ilgili birkaç şeyi aklınızda tutmanızı istiyorum. Ona asla annesi hakkında soru sormayın.”

“Thea'nın babası çok meşgul. Burada asla kalmadığı için onu görmeyeceksiniz, zaten bu yüzden sizi Thea'ya bakmanız için görevlendirdik. Çok önemli olmadıkça bu odadan ayrılmayın.”

“Ben burada yaşamıyorum; şimdi buradan ayrılacağım. Burada size yardımcı olacak hizmetçiler var.”

“Peki. Tamam.”

Iris odadan çıkıp beni dişlerini fırçalayan bu küçük kızla yalnız bıraktı. Bütün bunlar bana garip geliyordu.

Oda sadeydi... Yedi yaşında bir kız çocuğu için çok sadeydi. Zevksiz, çalışan bir kadının odası gibi görünüyordu. Büyük bir değişime ihtiyacı vardı.

Yatağa uzanıp bu odada yapacağım değişiklikleri düşündüm.

Ağır ağır yaklaşan ayak seslerini duyunca banyoya doğru döndüm. Thea kapının yanında durmuş, kocaman gözleriyle bana bakıyordu.

“Buraya gel, küçük hanım.” Bana doğru yürüdü. Pijama altı ve tişört giymiş, üstündekiler ona çok yakışmıştı. Saçları yedi yaşındaki bir çocuk için uzundu.

Onu kollarıma alıp yanımdaki yatağa oturttum.

“Ben Jasmine.”

“Ben Thea. Adın ne güzel. Tıpkı Jasmine gibisin.” Bir an için kafam karışmıştı ama sonra anladım. Disney karakteri Jasmine'den bahsediyordu.

“Sen de güzelsin ve çok güzel saçların var.” Saçlarını okşadım.

“Saçların kızıl ve güzel. Nasıl oluyor da senin saçların kızıl, benimkiler kahverengi oluyor?”

Sorusuna kıkırdadım. “İnsanların saçları farklı renktedir. Senin saçın kahverengi, benimki ise kızıl.” Kendini rahat hissetmesi için ona birkaç soru sordum ve bana sorduğu soruları cevapladım.

“Hmm... Sen o eski dadılar gibi değilsin. Onlar bana kötü davranırdı.”

Bu sözleri üzerine kaşlarımı çattım. Ona kötü mü davranmışlardı? “Ne yaptılar?”

“Beni hiç umursamadılar. Tek yaptıkları Iris'e şikâyet etmek, Iris de babama söylüyor, o da bana kızıyordu.”

“Yaa.” Ona sarıldım çünkü neden bilmem, canım sarılmak istemişti.

“Aç mısın?” diye sorunca başıyla onayladı.

“Hadi gidip karnını doyuralım. Ne yemek istersin?”

“Çikolata soslu çilekli krep yapabilir misin? Ne zamandır yemedim.”

“Tabii.” Elimi tuttu ve küçük parmaklarıyla sıkı sıkı sardı. Masumiyeti beni gülümsetti.

Çocukları çok severdim ama tanıdıklarımın çocuğu olmadığı için hiç çocuklarla vakit geçirememiştim.

Ben küçük Thea için krep yaparken, o da sorular sormaya başladı.

“Sana Çiçek diyebilir miyim?”

“Çiçek mi?” diye şaşkınlıkla sordum, hamuru karıştırırken.

“Senin adın Jasmine. Bir çiçek adı. Ben de sana bu adı taktım.”

“Peki.” Yeni lakabıma kıkırdadım.

“En sevdiğin renk ne?” diye sordu büyük bir ilgiyle.

“Gri ve siyah. Seninki?”

Bir süre düşündü. “Turuncu hariç tüm renkleri severim.”

“En sevdiğin Disney filmi hangisi?”

Malefiz; ya seninki?”

”Güzel ve Çirkin.”

~

Sevdiğim ve sevmediğim her şeyi sordu, bu da ilginçti, çünkü ben de onun sevdiklerini ve sevmediklerini öğrendim. Böylece onunla yakınlaşabildim.

Bu küçük kızın yanında kendimi şimdiden rahat hissediyordum. Aramızda şimdiden bir bağ kurulmuştu. Burada kalmak hoşuma gidebilirdi.

“Buyurun,” diyerek krepleri önüne koydum ve çikolata sosunu uzattım.

“Teşekkür ederim,” dedi elinde çatalla. İşini kolaylaştırmak için krepleri küçük parçalara ayırmıştım.

Krebi yerken onu izledim. Kendimce şüphelerim vardı ama anlaşmamı bozmak istemiyordum. Odanın yanı sıra ücret de iyiydi. Iris'le konuştuktan sonra aklıma bir sürü soru üşüştü.

Iris bana Thea'ya annesini sormamamı söylediğine göre, Thea'nın anne ve babası boşanmış olabilir, ya da Thea'nın babası tek gecelik bir ilişki yaşamış olabilirdi belki de.

Bu sarayı gördükten sonra, Thea'nın babasının, artık her kimse, zengin bir adam olduğu sonucuna varmıştım. Ama kim kızına bakmak için bir milyon dolar öderdi ki?

Mutfağa bakındım, Iris gibi burası da gizemliydi. O kadında bana dikkatli olmamı söyleyen bir şey vardı.

Thea'nın babasının güçlü bir adam olduğunu söyleyebilirdim, malikânenin her yerinde güvenlik görevlileri ve sarayı koruyan kişisel korumalar vardı. Eğer burası gizemliyse, Thea'nın babası da gizemli olmalıydı.

Thea'nın babası hakkında daha fazla şey öğrenmek içimde garip bir dürtü vardı. Neden kızını bu büyük sarayda tek başına bırakıyordu? Neden her odada ve koridorda korumalar vardı?

Thea'nın babası ne iş yapıyordu? Politikacı mıydı? Yoksa iş adamı mıydı? Ya da yasadışı işlerle mi uğraşıyordu? Bu son düşünceyle başımı salladım, kötü şeyler düşünmesem iyi olurdu.

Belki de babası hayatı boyunca çalışmış, bu imparatorluğu kurmuş ve bir bebek sahibi olmuş yaşlı bir adamdı. Ama Thea'ya baktığımda babasının yaşlı bir adam olabileceğini düşünmüyordum. Sonra düşüncelerim farklı bir yöne kaydı.

Hoş biri miydi? Yakışıklı ya da çekici miydi? Genellikle iş adamları takım elbiseleri içinde çekici olurlardı. Thea'nın babasını hayal ederken alt dudağımı emiyordum. Umarım çekici bir adamdır, yaşlı bir adam değildir, diye düşündüm.

Thea’nın “Bir şey yemeyecek misin?” sorusuyla düşüncelerimden sıyrıldım.

“Hı? Ben kahvaltımı yaptım bile.”

“Tamam.”

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok