Mafya ve Aşk - Kitap kapağı

Mafya ve Aşk

Meghann Crane

Bölüm 2

Hepsi limuzine binince şoför vakit kaybetmeden otoparktan çıktı. Kyle çok korkmuştu ve ne yapacağını bilmiyordu. Ama abisini suçlayamıyordu.

Vurulmaktan korkuyordu ve onun da vurulmasını istemiyordu ama esir tutulma fikrinden de hoşlanmıyordu.

“Biraz sessiz birisin sanırım, değil mi?” diye sordu Max.

“Seninle konuşacak bir şeyim yok,” dedi Kyle.

Max kıkırdadı. Kyle’ın sinirliyken bile çok tatlı olduğunu düşündü. Nedenini bilmiyordu ama bu kız gerçekten ilgisini çekiyordu.

Sade ve güzeldi ama olağanüstü bir özelliği yoktu.

“Bana kızgın olduğunu biliyorum ama ne kadar inkâr etsen de beni çekici buluyorsun. Ama gerçek şu ki ben de seni çekici buluyorum, küçük arı ve bence birlikte eğlenebiliriz.”

Kyle lakabının aptalca olduğunu düşünüp dudak büktü ve Max’e bir pislik olduğunu söylemek istedi ama kendini tuttu.

Çünkü asıl kızdığı kendisiydi. Kendini savunacak cesareti yoktu ve biriyle yüzleşmesi gereken durumlarda donup kalıyordu.

“Söylesene, adın gerçekten Kyle mı yoksa başka bir şeyin kısaltması mı?” diye sordu Max.

Kyle onu duymamazlıktan gelip pencereden dışarı baktı. Bunun kendisini rahat bırakması için bir ima olduğunu anlamasını umuyordu.

“Beni sonsuza dek görmezden gelemezsin,” dedi Max gülümseyerek. Kyle, güldüğünde ne kadar yakışıklı göründüğünü düşünmeden edemedi.

Sonunda sessizliğini bozdu ve “Senden hoşlanmamı bekleme,” dedi. Onu çekici bulduğunu anlamasını istemiyordu.

“Benden hoşlanmanı beklemiyorum zaten, beni dinlemeni bekliyorum,” dedi Max ve Kyle’ı çenesinden tutup kendisine bakmaya zorladı.

“Senden istediğim şeyi yapmanı bekliyorum ve eğer yapmazsan cezalandırılacaksın. İnanmıyorsan dene ve gör.” Ve Kyle başını çekmeye fırsat bulamadan onu öptü.

***

Eve yaptıkları yolculuk Kyle’a bir ömür gibi uzun geldi ama aslında sadece birkaç saat gittiklerini biliyordu. Bu kadar uzakta yaşıyorlarsa neden onun barına geldiklerini merak etti.

“Şehirde yaşamıyor musun?” diye sordu.

“Hayır. Yaşadığım yer burası. Şehirdeki evi oralarda birkaç gün kalmam gerekirse diye tuttum,” dedi Max ve Kyle'ı kolundan tutarak eve götürdü.

Ev dışarıdan çok büyük görünüyordu ama içerisi daha da nefes kesiciydi. Kyle böyle bir evin gerçek olduğuna inanamadı.

Max, onu giriş salonundan geçirip merdivenlerden yukarı çıkarırken “Beni nereye götürüyorsun?” diye sordu.

Max cevap vermedi ve bir süre sonra bir kapının önünde durdu. Açtığında mini bir daireye benzeyen büyük bir oda göründü.

“Burası bizim odamız ve benim iznim olmadan buradan ayrılmayacaksın. Kaçmaya çalışırsan da cezalandırılacaksın, anladın mı?” dedi.

Kyle cevap vermedi. Pes etmek değil meydan okumak istiyordu ama onunla savaşmaya çalışırsa kazanamayacağını da biliyordu. Tek yapabileceği ona bir şekilde meydan okumaktı.

“Beni anlayıp anlamadığını sordum,” dedi Max. “Ve benimle konuşurken kelimelerle cevap vereceksin, anlıyor musun?”

Ama yine cevap alamayınca Kyle’ı saçından tutup sarstı.

“Ah, tamam, anlıyorum.”

Max “Harika. Beni kızdırmazsan burada muhteşem bir hayat yaşarsın,” deyip Kyle’ın saçını bıraktı.

“Sana kıyafet ve öğle yemeği yollatacağım ve akşam geri döneceğim. Ama yaramazlık yaparsan bana haber verecekler ve gerekeni yapacağım.”

“Anlıyorum.”

Max Kyle’ın cevap verdiğini görünce sırıttı. “Gördün mü? Çabucak öğreniyorsun,” dedi ve ona sokulup dudaklarından öptü.

Kyle onun bu baskın ve zorlayıcı hâlinden hoşlandığı için kendinden nefret etti ama öpücüğünün ne kadar iyi hissettirdiğini de görmezden gelemedi. Max gerçekten iyi öpüşüyordu, dudakları yumuşaktı ve Kyle onlara dokunduğunda hoş bir ürperti hissetmişti.

“Aferin. Sana zarar vermek istemediğimi zamanla anlayacaksın. Sadece sözümü dinlemeni istiyorum.” Max bunu deyip çıktı ve giderken kapıyı da kilitledi.

Kyle kendine çok kızıyordu çünkü bütün bunlara kendisinin sebep olduğunu düşünüyordu. Oysaki Ryan'a yardım etmek için daha çok çalışıp, daha çok para kazanmalıydı. Ayrıca buradan da bir an önce çıkması gerektiğini biliyordu.

Ama önce bir plana ihtiyacı vardı.

Her şeyi denedi ama kapıyı kıracak kadar güçlü değildi ve camlar da vidalıydı. Çıkış yolu yoktu. Odayı turlayarak dışarı çıkmak için yapabileceği şeyleri düşündü.

Yaklaşık bir saat sonra kapının kilidi açıldı ve Max kadar yakışıklı bir adam içeri girdi.

“Sakin olmalısın yoksa Max'e bir çıkış yolu bulmaya çalıştığını söylemek zorunda kalacağım.”

“Sen de kimsin?” diye sordu Kyle.

“Benim adım Dimitri. Sana birkaç kıyafet getirdim ve birazdan da birisi yemek getirecek. Bu yüzden kaçış çabalarına biraz ara vermeni öneririm.”

Ve başka hiçbir şey söylemeden odadan çıktı.

Dimitri çizgiyi aşmamaya dikkat ediyordu ama bu ufak tefek kızdan biraz etkilendiğini hissetti. Fakat ona danışmadan bir şey yapmaya kalkarsa Max’in çok sinirleneceğini de biliyordu.

Max’e, kızın uslu durmadığını söylemek için büyük bir istek duydu böylece onu cezalandırabilirlerdi çünkü içinden bir his onun acıdan biraz zevk aldığını olduğunu söylüyordu.

Ayrıca birinin kısa bir süre içinde yemek getireceğini söylerken de şaka yapmamıştı çünkü az sonra elinde bir tepsi yemekle sıska bir sarışın içeri girdi. Çorba, makarna ve ekmek getirmişti.

“Ne sevdiğini bilmiyordum, bu yüzden iki farklı yemek getirdim ve birini seçebileceğini ya da ikisini birden yiyebileceğini düşündüm,” dedi.

Kyle sadece “Teşekkür ederim,” diyebildi.

Ve birkaç saniye sonra kapının tekrar kilitlendiğini duydu.

Masaya oturup iç çekti. Odadan çıkmak, insanların arasına karışmak ve kaçmak için bir yol bulabilmek istiyordu.

Burada daha fazla kalamazdı. Bunların bir parçası olmak istemiyordu.

***

Kyle ne zaman uyuyakaldığını bilmiyordu. Sadece uyandığı anı hatırlıyordu. İlk başta kafası karışmıştı ve Ryan'ın borçlu olduğu bir adamla yaşamaya zorlandığını hatırlaması birkaç saniyesini almıştı.

Çekici ama aynı zamanda korkutucu bir adamla... Uzaklaşmak istediği ama aynı zamanda birlikte kalmak istediği bir adamla...

“Uyan,” diyen sesi duyunca Max’in geldiğini anladı.

“Sanırım o kadar sıkıldın ki bütün gün uyudun,” diye kıkırdadı Max.

“Dimitri bana uslu durduğunu söyledi. Ayrıca, aynı benim gibi o da senden etkilenmiş. Söylesene küçük arı, kimi daha çekici buluyorsun: Dimitri’yi mi beni mi?”

Kyle bunun tuzak soru olduğunu düşündü ve ne cevap vereceğini bilemedi. Ne söylerse söylesin cezalandırılacağından korkuyordu.

“Hiçbirinizi. Adam kaçırmayı çekici bulmuyorum,” dedi.

“Biz seni kaçırmadık, sen bize verildin. Arada fark var.”

“Ama abimi buna sen zorladın. Kim vurulma tehlikesiyle karşı karşıya gelse aynı şeyi yapardı.”

“Benimle konuşurken ses tonuna dikkat et,” diye uyardı onu Max.

Ve Kyle'ı yataktan çıkarıp öptü ama Kyle bu sefer ne yapması gerektiğini biliyordu, bu yüzden öpücüğe karşılık verdi.

“Çok çabuk öğreniyorsun. Sana başka neler öğretebilirim merak ediyorum.”

Bunu deyip Kyle'ı tekrar öptü ama bu sefer bir adım daha ileri gitti. Ellerini kalçalarına koyup sıktı ve onu kendine çekti.

Max’in sertleştiğini hisseden Kyle’ın nefesi kesildi. Max bu anı fırsat bilip dilini onun ağzına soktu ve dudağını ısırdı. Kyle hafifçe inledi.

Max’in istediği de buydu, bu yüzden onu öpmeyi bıraktı çünkü aldığı cevaptan memnun kalmıştı.

“Görünüşe göre vücudun benim onu kontrol etme şeklimi seviyor,” dedi sırıtarak.

Kyle, gardını düşürdüğü ve Max’in ona yaptıklarından zevk aldığı için kendine kızdı.

“Merak etme, küçük arı. Daha sonra çok daha fazlası olacak. Şimdi akşam yemeğine hazırlan ve beni fazla bekletme.”

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok