Kurt Kapanı - Kitap kapağı

Kurt Kapanı

Alissa C. Kleinfield

0
Views
2.3k
Chapter
15
Age Rating
18+

Summary

Chris Anderson tanınmış bir iş adamı ve aynı zamanda haydut sürülerden gelen saldırılarla meşgul olan bir Alfadır. Jolena ise Bay Anderson'ın kişisel asistanı olmak için garsonluk işinden ayrılacağı için heyecanlıdır, ancak onunla tanıştıktan sonraki Chris’in davranışlarına ikisi de anlam veremez. Chris neler olduğunu anladığında Jolena'yı ömür boyu eşi olmaya ikna edebilecek mi?

Yaş Sınırı: 18+

Fazla göster

Birinci Bölüm

JOLENA

“4 numaralı masa sipariş vermek istiyor, Jolena. Jolena!” The White Rose restoranının müdürü Michelle, Jolena’nın dikkatini çekmeye çalışıyor ama başarılı olamıyordu. “Jolena! Masa dört!”

“Şey, evet. Üzgünüm Michelle, biraz hava almak için dışarıya çıkmıştım. 4 numaralı masa demiştin, değil mi?” Zihnimi boşaltmak için başımı salladım ve masada bekleyen müşterilere doğru yürümeye başladım.

Gecenin son müşterileri de gittikten sonra mekândaki sandalyelerden birine çöktüm. Çılgın bir vardiya olmuştu, tüm masalar doluydu ve iki iş arkadaşım hasta olduğunu söylemişti. Etrafta koşuşturmaktan ayaklarım ağrıyordu.

Michelle yanıma geldi. “Her şey yolunda mı?” “Bugün dikkatin dağınık gibiydi.”

“Her şey yolunda. İyiyim. Dün gece iyi uyuyamadım, hepsi bu.”

Michelle anlayışla bana baktı. “Evine git Jolena. Bugün için yeterince çalıştın.”

“Ama daha yapacak çok şey var. Bensiz temizlik yapmana izin veremem,” diye itiraz ettim.

Daha yapılacak çok temizlik vardı. Bulaşıkların yıkanması, yarınki vardiya için masaların tekrar kurulması ve yerlerin temizlenmesi gerekiyordu.

Yani herkes eve gitmeden önce yapılacak çok şey vardı.

“Hayır, hayır, biz hallederiz. Her şey yolunda. Burada çalıştığın onca yıl boyunca hasta olduğunu söylemedin, bir gün bile izin almadın.”

Michelle, paltomu ve çantamı alıp elime tutuşturdu ve beni nazikçe kapıya doğru iterken, “Eve git, bu bir emirdir,” dedi.

“Tamam o zaman. Eğer gerçekten ısrar ediyorsan.”

15 yıllık arabamı apartmanımın önüne park ettikten sonra, ön camdan dışarıya bakıp düşüncelere daldım. Yedi yıldır restoranda çalışıyordum. Ama yorgundum.

Bu sıkıcı işten bıkmıştım... Sipariş beklemekten daha iyisini yapabilirdim. Yaşam mücadelesi verirken ay sonunu getirebilecek miyim diye endişelenmekten bıkmıştım.

Çalışmaya 16 yaşımda başlamıştım. Restoranda çalışırken bir yandan da okulda iyi notlar almak için çok çalışmak zorunda kalmıştım.

Anne ve babam ben 16 yaşıma girmeden birkaç hafta önce bir araba kazasında ölmüştü. Beni yanına alacak bir ailem olmadığı için de kendi başımın çaresine bakacak yaşa gelene kadar koruyucu ailenin yanında kalmıştım.

Üniversite masraflarını karşılayabilmek için çalışmak zorunda kalmıştım. Ailem bana biraz para bırakmıştı ama yine de tam dört yıl boyunca ödeme yapmak için yeterli olmamıştı. Bunu da çalışarak bir şekilde halletmiştim.

İki yıl önce mezun olmama rağmen hâlâ restoranda çalışıyordum. Diplomama biraz daha uygun bir iş arıyordum ama çok fazla iş yoktu. Ve restoranda çalışmak faturaları ödemeye yetmiyordu.

Uyuyamıyordum. Gözlerimi her kapadığımda faturalar üzerime doğru geliyordu. Neredeyse hiçbir gece beni uyutmuyordu. Pencerenin tıklatılmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım.

“Jolena, orada ne yapıyorsun? Saat sabahın üçü!” dedi ev arkadaşım.

Joe’yla üniversitedeki ikinci yılımızdan beri iki yatak odalı daireyi paylaşıyorduk.

İkimiz de ilk yıl kaldığımız öğrenci yurtlarından bıkmıştık. Sarhoşlarla dolu, gürültülü partilerin verilmesi ve hiç temizlenmeyen tüm o dağınıklıklar hoşumuza gitmiyordu, bu yüzden yakınlarda ucuz bir daireyi paylaşmaya karar vermiştik.

Anahtarlarımı ve çantamı alarak arabadan inmek için kapımı açtım. Ben dışarıya çıkarken Joe kapıyı tutmuştu.

Arabamı kilitleyip apartmanın ön kapısına doğru yürümeye başladığımızda, “Sanırım ben de sana burada ne yaptığını sorabilirim,” dedim. “Erken uyuyacağını sanıyordum?”

Omuz silkerek, “Evet, biliyorum,” dedi Joe yaramaz gözlerle. “ Barda birkaç arkadaşımla buluştum ve orada hoş bir kıza rastladım. Arkasından başka bir şey oldu derken nasıl olduğunu bilirsin.”

Merdivenleri tırmanmaya başladığımızda Joe beni belimden gıdıklamaya başladı.

“Tanrım, seni çapkın.” Parmaklarından kurtulmak için merdivenleri koşarak çıkarken gülümsedim.

“Geçen hafta bana kızlarla işleri ağırdan alacağına dair söz vermiştin. O söze ne oldu?” Ellerimi kalçalarıma koyup üzgünmüş gibi yaptım. Verdiği sözü uzun süre tutamayacağını zaten biliyordum.

Joe, benim için kapıyı açarken, “Beni tanıyorsun, bu bir bağımlılık gibi,” dedi. “Kendime engel olamıyorum. Güzel bir kız gördüğümde, onunla konuşmam gerekiyor. Eğer konuşamazsam, ayarlarım bozulur.”

“Kızlarla görüşmeyi bırakırsam ben, ben olamam. Ve eğer sana sahip olamayacaksam, biraz sevgi ve ilgi görmek için başka kızlarla görüşmem gerek. Bir erkeğin bunlar olmadan yapamayacağını biliyorsun.”

Bu konuda onu kızdırmayı severdim. İkimiz de aramızdaki ilişkinin tamamen arkadaşlık üzerine kurulu olduğunu biliyorduk. Romantik bir ilişki kurmak garip olurdu.

Yatak odamın kapısına doğru yürürken gülümseyerek omzumun üzerinden arkama baktım. “Sanırım uyuyup bu söylediklerini unutmaya çalışacağım. Sabah görüşürüz.”

“İyi geceler Jo,” dedikten sonra Joe kendi yatak odasının kapısına doğru yürümeye başladı ve konuşmaya devam ederken içtenlikle bana baktı. “Umarım bu gece gerçekten güzel bir uyku çekersin.”

“İyi geceler Joe.”

Ertesi gün yataktan kalkmaya çalışıyordum. Dün gecenin de diğer gecelerden hiçbir farkı yoktu; çok çalışmak, geç saatlere kadar çalışmak.

Uyumaya çalışıyordum ama onun yerine uyanık kalıyor, gözlerim ağırlaşana kadar biriken faturaları düşünürken gözlerimi daha fazla açık tutamıyordum.

Kendime sert kahve ve bir sandviç yapmak için mutfağa girerken, Joe'nun çoktan gitmiş olduğunu fark ettim. Dizüstü bilgisayarımı açtı; bu da, para biriktirmem gereken ekstra bir maliyetti. Üniversitedeyken raporlarım için bilgisayara ihtiyacım olmuştu.

İlgimi çeken tüm iş ilanlarına bakmaya başladım ama 30 dakikalık bir aramadan sonra bundan vazgeçip dizüstü bilgisayarımı bir kenara koydum ve müzik açıp duşa yöneldim.

Duştan çıkıp küçük oturma odasına girdiğimde Joe'nun geri döndüğünü gördüm, telefonda biriyle konuşuyordu.

“Evet, biliyorum,” dedi Joe, hattın diğer ucundaki kişiye.

Ben de kanepeye zıpladım ve telefonumda oyun oynamaya başladım.

“Pekâlâ, bu iş için mükemmel birini tanıyor olabilirim. Ona ne düşündüğünü sorup sonra sana geri döneceğim, tamam mı?”

Joe telefondaki kişiyle konuşmaya devam ederken hevesli bir şekilde gülümseyerek bana bakıyor, elini yüzümün önünde sallayarak dikkatimi çekmeye çalışıyordu.

“Evet, elbette, daha fazlasını öğrendiğimde seni ararım. Evet, seni en kısa zamanda arayacağım. Güle güle, Adina.”

Kanepenin yanındaki koltuğa oturdu ve bana baktı. “Ava için mükemmel bir iş bulmuş olabilirim. Kız kardeşim aradı ve çalıştığı yerde bir hemşire aradıklarını söyledi.”

“Adina, buradan yaklaşık üç saat uzaklıktaki Gray Dağlar'ın eteklerindeki ormanlarda, Miller Creek'teki bir klinikte hemşire olarak çalışıyor. Orada yaşayan koca bir topluluk var.”

“Dış dünyaya oldukça kapalılar. Ava her zaman maceraya hazırdır, bu onluk bir şey olabilir.”

Ava, üniversitedeyken tanıştığımız ortak bir arkadaşımızdı. Tıpkı benim gibi, o da iş arıyordu ama bu şehirde hemşire olarak iş bulmak zordu.

Joe onun maceracı bir kız olduğunu söylerken haklıydı. Öğle aralarında, üniversiteyi bitirdikten sonra seyahat etmek istediği ülkelerden bahsetmeden duramazdı.

Mezun olduktan sonra Çin'e gitmişti ve hâlâ bize bundan bahsedip duruyordu.

Joe'ya, “Eh, bu iş tam ona göre olabilir,” dedim. “Güzel bir iş bulmayı gerçekten hak ediyor, biliyorsun. Neden onu arayıp ona bundan bahsetmiyorsun?”

Arkadaşım adına çok sevinmiştim. “Orada benim için de bir iş yok mudur?”

“Haklısın. Sen işe gittikten sonra onu ararım. Yarım saat içinde gidiyorsun, değil mi?” diye sordu Joe kibarca. “Ve başka iş teklifleri olduğunu da sanmıyorum.”

Joe çok iyi bir arkadaş, her şeyi düşünüyor, ~diye geçirdim içimden. Her zaman beni kolluyor ve bana gerçekten değer veriyor.~

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok