Beni Terk Ettin

Coral

“Morris, cevap ver.”

“Henüz bilmiyor,” dedi Morris.

“Ya hastane ona bir kopyasını gönderdiyse? Bu riski göze alamam. Lütfen, kanka, cevap ver.”

“İlk kez bana kanka diyor,” diye mırıldandı Morris. “Öyle olsun! Ama bana borçlusun.” Morris telefonu açıp hoparlöre verdi.

“Alo,” dedi Nikolai hemen.

“Merhaba, Nikolai.”

“Morris, Coral nerede?”

“Coral benim en iyi arkadaşım Nikolai, karım değil. Hatırladığım kadarıyla onu benden çalmıştın.”

“Morris, onun telefonuna cevap verdin,” dedi Nikolai donuk bir sesle.

“Öyle mi?”

“Tabii ya!” Nikolai’nin sesi kızgındı.

Coral kendi kendine kıs kıs güldü. “Flört et,” diye mırıldandı.

Morris öfkeyle, “Hayır,” diye karşılık verdi.

“Morris, benimle uğraşma. Telefonu karıma ver.”

“Nikolai, gerçekten çok güzel gözlerin var.”

“Biliyorum. Şimdi karıma telefonunu ver.”

“Hayır, bence seni hak etmiyor. Bence sen onu hak etmiyorsun. Sen benim gibi güzel ve sevgi dolu birini hak ediyorsun.”

“Morris, sen evlisin.”

“Küçük bir ilişkiden zarar gelmez.”

“Ben de evliyim Morris ve inan bana, evli olmasaydım bile benim ilk tercihim olmazdın.”

“Az önce bana hakaret mi ettin?” Morris’in bozulduğu belliydi.

“Rol yaptığını biliyordum, şimdi telefonu Coral’a ver.”

“İyi be! “

Coral telefonu aldı. Hoparlörden çıkarıp kulağına götürdü.

“Alo, bebeğim,” dedi şarkı söyler gibi bir sesle.

“Donde estas?” diye sordu öfkeyle. Neredesin?

“Estoy en el spa.” Spa’dayım.

“Llegar a casa ahora.” Hemen eve gel.

“Nikolai, arkadaşlarımla dışarıdayım. Bu sabah ‘keyfine bak’ diyen sendin! Ben de öyle yapıyorum.”

“Ahora.” Şimdi.

“Suendas enojado.” Sesin kızgın geliyor.

“Estoy enojado. Eve dön.” Kızgınım.

Nikolai’nin aramayı sonlandırdığını gösteren bir bip sesi duydu.

“Siz keyfinize devam edin. Ödemeyi yaptım. Nikolai’nin bana ihtiyacı var.”

Morris üzgün gözlerle, “Sonra ara beni,” dedi. Coral başıyla onayladı.

“Tamam.” Coral soyunma odasına yöneldi.

Beyaz tulumunu giydikten sonra 2280 dolarlık Givenchy Antigona çantasını aldı ve kocasının yeni aşkı Bugatti la Voiture Noire’a doğru yola koyuldu.

Kocası ona keyfine bakmasını söylemişti. Gününü pahalı eşyalarla geçirmekten daha iyi ne olabilirdi ki? Zengin hayat Coral’ın tarzına uyuyordu.

Arabaya bindi. Pahalı kıyafetlerinin içinde çok seksi görünüyordu.

Eğer eve gittiğinde Nikolai en pahalı ve en yeni arabalarından birini sürdüğünden kızarsa çok sinirlenecekti. Arabayı vitese taktı ve lüks malikânelerine doğru yola koyuldu.

“Merhaba! Naber?” dedi Coral eve girdiğinde. Nikolai’yi elinde bir bardak viskiyle kanepede otururken gördü.

Nikolai başını kaldırıp baktı; gözleri kan çanağına dönmüş, dudaklarının rengi solmuştu.

“Ağlıyor musun?” Hemen çantasını bırakıp yanına koştu. Dizlerinin üzerine çöküp ona sarıldı.

Adam ondan uzaklaştı.

“Dokunma bana.” Ayağa kalkıp yanından geçti.

“Nikolai bu sadece bir araba,” dedi ama hemen pişman oldu. Adam ona bunun arabasıyla ilgili olduğunu söylememişti. Coral varsayımda bulunuyordu.

“Bu bir araba meselesi değil. Kovuldum.”

“Ama şirketin sahibi sensin?”

“Tanrı’ya şükür bunu biliyorsun. Al, iç şunu.” Bir bardak viski uzattı.

“Şu anda içemem,” dedi, karnındaki çocuğu düşünerek.

“İç şunu,” diyerek kadehi ondan aldı ve yudumladı.

“Bu zehirli.”

Bardağı elinden bıraktı. Düşen bardak milyonlarca küçük parçaya bölündü ve viski beyaz zemini lekeledi.

“Çok aptalsın,” dedi Nikolai.

“Neden benimle uğraşıyorsun?”

Kim elinde paspas, süpürge ve faraşla, “Ben temizlerim,” dedi. Sanki bunun olmasını bekliyormuş gibiydi.

“Beni takip et.”

Coral çantasını alıp sessizce merdivenlerden yatak odalarının kapısına kadar takip etti. “Aç şunu.”

Çantasından anahtarını çıkardı, sonra dikkatle kapıyı açtı. Kapıyı iterek açınca karşısında gördüğü dehşet verici manzara nefesini kesti; oda darmadağınıktı. Duvardaki boy aynası kırılmış, perdeler yerlerinden sökülmüş, şehir manzaralı balkona açılan sürgülü kapı, önceden yanında duran sandalyeyle parçalanmış, çarşaflar yırtılmıştı.

“Kim yaptı bunu?”

“Ben yaptım Coral, çünkü kalbimi kırdın. Otur.”

Onu olduğundan daha fazla kızdırmamak için hemen itaat etti. Yara bandını çıkarmasını beklerken elleri kucağında, olduğu yerde kıpırdandı.

“Coral, sana ne istedin de vermedim? Şu eve bak! Kraliçeye yakışır bir ev. İki yıldır evliyiz. Çok uzun değil ama yine de hiç yoktan iyidir. Benim bir sorunum mu var?”

“Sana çok iyi bakıyorum. İstediğin her şeyi alıyorum. Seni en pahalı ve lüks seyahatlere çıkarıyorum. En iyi restoranlarda pahalı yemekler yediriyorum.” “Bir koruman, hatta iki koruman ve özel hizmetçin var. Sana çantalar, arabalar, kıyafetler alıyorum.”

“Hayatının en iyi seksini verdiğimi de inkar edemezsin. Kendimi sana teslim ediyorum. Her gün sana koca bir servet harcıyorum çünkü mutlu olmanı istiyorum!”

“Ve sen benim arkamdan iş çeviriyorsun, geceleri nasıl uyuyabiliyorsun?”

“Bunları ben istemedim. Bir mağazada çalışsaydın da seni daha az sevmezdim.”

“Öyle mi?”

“Evet, sana aşık oldum. Seni sen olduğun için seviyorum Nikolai. Beni küçümsemeye kalkma. Senden hiçbir şey istemedim.”

“Sen tam bir yalancısın.”

Coral soluk soluğa kaldı. “Nikolai, bu şekilde öğreneceğini düşünmemiştim…”

“Beni aldattığını bile bilmiyordum.”

“Ne? Saçmalama, seni aldatmıyorum.”

“Coral, bu ne?”

Nikolai fotoğraf göstermek için cebinden telefonunu çıkardı.

“Bir fotoğraf.”

Nikolai onu yataktan çekip ellerini başının üstünden duvara bastırdı.

“Bunun lanet bir fotoğraf olduğunu biliyorum. Bana fotoğrafta ne olduğunu söyle!”

“Yeni porno merakın mı?” Coral kıkırdayarak Nikolai’den uzaklaştı.

Nikolai yüzünü görmek için onu kendine çekti.

“Birincisi, ben porno izlemiyorum. İkincisi, sana gülümsemiyorum.”

“Tabii, gülümsemiyorsun.”

Kadının kaşlarını çattı.

“Fotoğrafa bakayım,” diye fısıldadı Coral. Nikolai fotoğrafı gösterdi.

“Bu ben değilim. Onca çalışanınız arasında, cidden bana Chris’i mi uygun gördün? Ben seninle evliyim. Chris benim tipim değil.”

“O zaman açıkla.”

“Nikolai, 2022 yılındayız, fotoşop kolay bir şey.”

“Coral, cidden bu adamın üstüne çıkıp dilini boğazına sokuyorsun.”

“O ben değilim, güven bana.”

“Hayır, sana güvenmeyeceğim Coral, sen böyle bir şey yapabilirsin.”

“Yani centilmenler kulübünde çalışan bir adamı, bana tercih mi ediyorsun?” “Onu kovdum. Bunun ne anlama geldiğini biliyorsun; artık ona bu dünyada iş fırsatı yok.”

“Bu yaptığın oldukça düşüncesizce bir davranış.”

“İnan bana, bu senin sorunlarının en küçüğü. Seni boşuyorum ve mahkeme evlilik öncesi anlaşmamız olduğunu öğrendiğinde, işin bitecek bebeğim. Yani ben dönene kadar buradan gitmiş olmalısın. Tanrı’ya dua et de seni bulmayayım.”

“Tam bir aptal gibi konuşuyorsun.”

“İzle de gör.”