Kuzey Ormanı Alfaları - Kitap kapağı

Kuzey Ormanı Alfaları

Laila Callaway

İkinci Bölüm

EMMANUEL

Elin gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu. Başını salladı. “Evet.”

Ez’e baktım. O da başını sallayarak sessiz sorumu yanıtladı.

“Önce ben başlayacağım,” dedim ona.

Elin sırtüstü uzandı ve bacaklarını açarak güzel pembe kukusunu bana gösterdi. Karşı koyamayarak parmaklarımı kıvrımlarında aşağı yukarı gezdirdim.

Dokunuşumla inlemeye başlayınca kendimi girişiyle aynı hizaya getirdim.

Gözlerim onunkilerle buluştuğunda başını sallayarak ilerleyebileceğimi söyledi. Yavaşça girerken santim santim içine batıyordum. Oldukça sıkıydı, girerken direnci hissedebiliyordum.

Geri çekildim ve ardından onu tamamen doldurarak ileri doğru atıldım. Elin irkilmiş, dizlerini göğsüne doğru kaldırmıştı. Donup kalırken içinde hareketsiz kaldım.

“İyi misin?” diye sordum.

“Evet,” dedi nefes nefese. “Sadece hareket et.”

Penisimi geri çektikten sonra tekrar içeri ittim. Elin birkaç itişten sonra gevşemeye ve etrafımda rahatlamaya başlamıştı. Ez yataktan kalkarak çantamızdan kayganlaştırıcıyı almaya gitti.

O sırada geri çekilerek Elin’den arkasını dönmesini istedim ve kalçalarından tutup onu dört ayak üzerine kaldırdım.

Ez, şişeyi açıp kayganlaştırıcıyı Elin’in poposunun üzerine boşaltırken kayganlaştırıcı yanaklarının arasındaki vadiden aşağı akıyordu. Kayganlaştırıcıyı yakalayıp arka deliğinin üzerine yaymaya başladım.

Bir parmağımı içine soktuğumda nefesi kesilmişti. Parmağımı çekip bir tane daha ekledim. Deliği esnetmeye çalışıyordum. Nefes alışını ve çıkardığı sesleri dinleyip iyi olduğundan emin olmak istiyordum.

Ez yanına uzanıp dikkatini dağıtmak için meme uçlarıyla oynamaya başlamıştı. Nefes alış verişi düzelince üçüncü parmağımı da soktum.

Çok sıkıydı. Daha önce hiç anal yapmadığını ya da en azından bir süredir yapmadığını tahmin ediyordum. Parmaklarımı çekip aletime kayganlaştırıcı sürdüm.

Aletimin başı sümüksü sıvıyla birlikte parlıyordu. Penisimi deliğinin etrafında gezdirerek kayganlaştırıcıyı biraz daha yaydım.

“Derin bir nefes al ve rahatla,” dedikten sonra aletimi dar deliğinin içine itmeye başladım.

Aletimin ucu sert kas halkasını delerken bir inilti çıkardı. Ez’in eli alt taraftaydı, klitorisini ovuşturuyordu.

Tekrar tekrar geri çekilip içine girdim, her seferinde yavaşça daha da derinlere indim. Bu öne girdiğim zamankinden daha uzun sürmüştü.

Gerçekten çok sıkıydı, aletimin etrafında daralıyordu. Sonunda, kendimi tamamen içine oturttum ve sonra çekilip hızla geri çarptım.

Elin nefes nefese, “Siktir,” derken donup kalmıştım.

Tekrar hareket etmemi söylemesini bekliyordum. Birkaç dakika boyunca onu gevşetmeye çalışarak içine ittim. Kolayca girip çıkmaya başladıktan sonra da tamamen geri çekildim.

Sırtüstü uzanarak Elin’i göğsüme doğru çektim. Yüzüme düşen saçlarını çekip üzerime uzandı.

Ez bacaklarını açık tutarak arkadan deliğine girmeme yardım ediyordu.

Yatağa uzanmış, başımı yastığın üzerine koymuştum. Elin’in başı da hemen yanımda duruyordu. Toplarım deliğine girmiş durumdaydı. Ez şu anda vajinasına girmek için aletini yağlıyordu.

Elin’e, “Hazır mısın?” diye sorduğunda Elin hemen başını salladı.

“Evet.”

Ez içine girmeye başladığında Elin’in ağırlığını destekliyordum. Her inlediğinde Ez durup ikimizin de onu doldurmasına alışması için bekliyor, ardından daha fazla itiyordu.

“Ah! Dur!”

Ez anında durup endişeyle ona baktı.

“Bana bir dakika ver,” diye fısıldadı Elin hızlı hızlı nefes alıp verirken.

Ez ile bakıştık. Birlikte olduğumuz son kız ikimizi birden kaldıramamıştı. Sadece bir kız bunu başarabilmiş, o da bundan zevk almamıştı.

O zevk almadığı için hâliyle biz de zevk almamıştık. Dediğim gibi, eşimizle tanışmadan önce pratik yapmak istiyorduk çünkü bazı felaket anlarımız olmuştu.

“Tamam, şimdi tekrar hareket edebilirsin,” dedi Elin tereddütle.

Ez sonuna kadar içine iterken Elin’in vücudu üstümde geriliyordu.

“Ah, kahretsin,” diye sızlandı. “Sadece hareket et, bu çok fazla.”

Ez geri çekilip onu tekrar doldurduğunda ben çekildim. Dönüşümlü olarak çekilip onu dolduruyorduk. Elin inleyip parmaklarını Ez’in omuzlarına geçiriyordu.

“Durun! Üzgünüm, bu çok fazla, yapamam,” diye bağırırken sesi titriyordu.

Hemen ikimiz de geri çekildik. Kollarımı ona dolayarak onu göğsüme çektim. Ezekiel üzerine battaniyeyi örterken ben saçlarını okşuyordum.

“Hey, sorun yok,” dedim yatıştırıcı bir şekilde. “Sorun yok.”

Ez gelip yanına oturdu ve elini tuttu. Elin göğsüme doğru burnunu çekiyordu.

“Özür dilerim.”

“Özür dileme!” dedi Ez. “İyi misin? İstersen sana banyo yaptırabilirim.”

“Hayır, sorun yok,” dedi Elin gülümseyerek. “Ben iyiyim, sadece çok fazlaydı. İkinizi birden alamazdım. Belki tek seferde bir tane?”

Ez’e baktım, ne hissettiğimi biliyordu.

“Ben banyoyu hazırlayayım. Ez de seninle ilgilensin,” dedim ona.

Arkasından çekilerek Ezekiel ile onu yalnız bıraktım. Banyoya girip sıcak suyu açtım.

Suyun ısınmasını bekledikten sonra küvetin tıpasını taktım. Küvet yavaş yavaş dolmaya başlarken aynaya döndüm.

Aynadaki yansımama bakıyordum. Turuncu gözlerim hayal kırıklığıyla doluydu. Bu ikimizi aynı anda alamayan ikinci kızdı. Yumruğumu aynaya geçirmek için çok güçlü bir dürtü duyuyordum.

Bunun yerine ellerimi iki yanımda yumruk yapıp kısa tırnaklarımı avuç içlerime batırdım. Ay Tanrıçası’na eşimizin ikimizi de alabilmesi için dua ediyordum. Eşimiz bunu yapmak zorundaydı. Bunu yapabilmeliydi.

Aletim hâlâ sertti, bacaklarımın arasından sallanıyordu. Aletimi elime alıp aşağı yukarı pompalamaya başladım.

Hassas kulaklarım yandaki Ez’in homurtularını ve Elin’in nefes nefese inlemelerini duyabiliyordu. Elimi daha hızlı hareket ettirirken omurgamda küçük zevk titremeleri oluşuyordu.

“Ezekiel, ah, kahretsin! Durma, evet!” Açık kapıdan Elin’in çığlıkları gelirken dişlerimi sıktım.

Toplarım gerilirken kendimi orgazmın kollarına bıraktım. Aletim elimde zonkluyor, damarlarımda zevk dolaşıyordu.

Gözlerimi kısa bir süreliğine kapatıp açtığımda önümdeki lavabonun her tarafına saçtığım sperm kalıntılarına baktım.

Nefes nefese kalırken elimi tezgâhın üzerine koydum. Kendime gelmek ve baş dönmesini durdurmak için biraz zamana ihtiyacım vardı.

Çok geçmeden lavabonun üzerindeki pisliğimi temizledim ve dolan küvete biraz köpük ekledim. Duş almaya karar vermiştim.

Ben saçımı yıkarken Ezekiel, Elin’le birlikte içeriye girdi. Ez, Elin’in küvete girmesine yardım ederken onunla birlikte küvete girdi.

Ben işimi bitirip kurulanırken ikisi sohbet ediyordu. Yüzündeki ifadeyi görmeye çalışarak çaktırmadan Elin’i kontrol ediyordum.

İçimi bir rahatlama kaplamıştı. Mutlu ama mesafeli görünüyordu. Aklının bir köşesinde çiftleşmeyi planlıyormuş gibi görünmüyordu.

Birine bağlanmaktan hoşlanmıyordum. Sadece şekil değiştiren kızlarla birlikte oluyorduk. Dışarıda bir eşimiz olduğunu biliyorlardı, başka bir kızı memnun ederken bile sürekli düşündüğüm bir eşimiz olduğunu biliyorlardı.

Elin tatlı bir kızdı ama içindeyken eşimi hayal etmeyi bırakmamıştım.

Ezekiel banyodan çıktığında ikimiz de pijama altlarımızı giydik. Bunlar annemin geçen Noel’de bize aldığı pötikareli pijamalardı.

Yaklaşık on beş dakika sonra da Elin küvetten çıkmıştı. İç çamaşırını giydikten sonra elbisesini üzerine geçirdi.

Omzunun üzerinden, “Biriniz fermuarımı çekebilir mi lütfen?” diye sordu.

Ez hemen ayağa fırlayarak fermuarını çekti.

“Kalmak istemiyor musun?” diye sordum ona.

Başını sallarken hüzünle gülümsüyordu. “Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. Hepimiz bunun ne olduğunu biliyorduk. Burada bitmesi en iyisi.”

Ona yeni bir gözle bakarken gücünden ve saygısından etkilenmiştim. Biraz yapışkan olsaydı onu suçlamazdım.

Ona söylediklerimize rağmen, yaptığımız şey son derece mahremdi. Buna kapılmak kolay olabiliyordu. Yataktan kalkarak yanına gittim ve ona sarıldım.

“Bu gece için teşekkür ederim,” dedim. “Gelecekte sana şans diliyorum. Umarım yakında eşini bulursun.”

Bana gülümseyerek karşılık verdi. “Ben de teşekkür ederim. Ama şunu söylemeliyim ki, bu gece ne kadar eğlenceli olsa da, sadece bir tane eşim olacağı için minnettarım!”

Bu Ez’le beni güldürmüştü. Ez de ona sarılarak Elin’le vedalaştı.

“Ay Tanrıçası seni kutsasın,” dedi ona. Bu bizim gündelik cümlelerimizden biriydi.

“Sizi de,” dedi Elin. “Bu harika bir gece için teşekkürler çocuklar. İyi geceler.”

Bununla birlikte otel odasından çıktı. Ez bana dönüp omzuma vurdu.

“Her şey yoluna girecek Emmanuel,” dedi. Beni neyin rahatsız ettiğini çok iyi biliyordu. “Eşimiz ikimizi de alabilecek.”

“Peki ya alamazsa?”

Omuz silkerek battaniyenin altına girdi. “Onu eğitiriz. Ama dürüst olmak gerekirse bizim için yaratılmış olacak. İkimizi de aynı anda alabilecek.”

İçimi çekerek yatağa girdim. “Umarım öyledir.”

***

“Dün gece herhangi bir hareket oldu mu?”

Yemeğimden başımı kaldırıp en iyi arkadaşımız Harvey’e baktım. Müstehcen bir tavırla kaşlarını oynatıyordu. Ez’e baktığımda belli belirsiz omuz silktiğini gördüm.

Harvey kaşlarını çattı. “Yaptınız, değil mi? Takım mı kurdunuz yoksa böl ve fethet mi yaptınız?”

Neredeyse sandviçim boğazıma kaçacaktı. Sertçe yutkunarak, “İkisi de,” diye cevap verdim.

Gözleri takdirle açılırken, “Güzel,” dedi.

Okul her zamanki gibi sıkıcıydı. Rahat bir hayatımız vardı. Zekiydik, başımızı belaya sokmayıp ders çalışıyorduk ama popülerdik de.

Tüm partilere davet ediliyorduk çünkü herkes ebeveynlerimizi tanıyordu.

Koridorda bize denk gelenler yolumuzdan çekiliyordu. Kabadayı olduğumuz için falan değil, geleceğin Alfalarına duydukları saygının bir göstergesi bu.

Bunu hiç istemesek de Blake ikizleri okulda sürekli konuşuluyordu.

Okuldan eve döndüğümüzde doğruca ailemizin evindeki ofise girdik. Neyse ki boştu.

Ezekiel sırt çantasını yere bırakıp eline rulo hâline getirilmiş bir kâğıt parçasını aldı ve haritayı masanın üzerine yaydı.

“Yakındaki sürüleri gözden geçiriyordum. Potansiyeli olanları daire içine aldım ama açıkçası en iyi seçeneğimiz bu sürü.”

“Kuzey Ormanı Sürüsü mü?”

“Evet.”

“Kuzey Ormanı’nın Alfası mı olmak istiyorsun?”

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok