İşaretlenmiş - Kitap kapağı

İşaretlenmiş

Tori R. Hayes

0
Views
2.3k
Chapter
15
Age Rating
18+

Summary

Rieka, doğduğu günden beri ailesi tarafından geceleri kilit altında tutulur ve tek dileğini yerine getiremez: Geceleri yıldızlara bakmak.

Şimdi ise, yirmi yıl sonra, arkadaşlarıyla kaçmak için bir plan yapar ama bu basit başkaldırışın hayatını sonsuza dek değiştireceğini ve onu alıkoyacak bir Alfanın eline düşüreceğine dair bir fikri yoktur.

Fazla göster

Bölüm Bir: Asi Bir Hareket

Kitap Bir: Vâris

Dolunayın ışığı altında soğuk bir Kasım gecesinde doğdum.

Annem hastaneye yetişememiş. Araba ormanın ortasında bozulmuş ve ambulans zamanında ulaşamamış.

Bana her zaman neden ailemden bu kadar farklı göründüğüm soruldu.

Bu dünyaya geldiğimde ayın ışığı saçlarımın rengini beyaza çevirmişti ve gözlerim dondurucu bir gece kadar maviydi.

Doğduğum günden beri, gün batımından sonra dışarıda olmam yasaklanmıştı.

Bölgemizde dolaşan birçok yırtıcı hayvanın en çok geceleri aktif olduğunu iddia ediyorlardı. Ben onların tek kızıydım ve beni kaybetme düşüncesine katlanamazlardı.

Bana tüm gerçeği söylediklerine hiçbir zaman inanmadım, ama bu gerçeğin bildiğim her şeyi altüst edeceğini de hayal bile edemezdim.

Bu gerçek beni hayatımın aşkıyla, uzak duramayacağım adam arasında seçim yapmaya zorluyordu. ~ ~***

Bir arkadaşımda kalıp kalamayacağıma dair ilk sorumu sorduğumda dokuz yaşındaydım.

Sonrasında, alacağım nefese kadar onlara hesap vermek zorunda kalacağımı biliyordum.

Daha önce hiç böyle bir şey istememiştim ama bana dehşetle baktılar. Sanki dünyanın en çirkin şeyini istemişim gibi.

Reddetmeleri ya da karşı çıkmaları için hiçbir neden bulamamış olmama rağmen yarım saat boyunca söylendiler.

Akşam saat yedide evde olmam ve bu koşullara uymazsam evde kalmam gerekeceği söylendi.

Bir keresinde yarım saat gecikmiştim ve beni bulmaları için çoktan karakolu arayıp bir arama ekibi göndermelerini istemişlerdi. Bu kuralı bir daha asla çiğnemedim.

On beş yaşıma kadar akşam yediden sonra hiç dışarı çıkmamıştım. Saat on buçukta yatağımda yatıyor olmalıydım ve bunca yıldan sonra bu durumu sorgulamayı bırakmıştım.

“Sekiz ila dokuz saat uyumazsam, ertesi güne hazır olamazdım.”

Nedenini sormak için cesaret ettiğim zamanlarda aldığım değişmeyen cevap buydu.

Günlük rutinim hayatım boyunca böyleydi. Şimdi bile, on sekiz yaşımdayken, neden böyle olduğuna dair elle tutulur bir açıklamam yok.

Gece gökyüzünü hiç görmemiştim. Doğduğum zamanki gibi ayın ışığını tüm bedenimde hissetmenin nasıl bir his olacağını hayal etmiştim. Ama bu hayali gerçekleştirmek neredeyse imkansızdı.

On sekiz yıl boyunca ailemin evinde tıkılıp kaldım, hiç partiye gitmedim ya da birinin evinde yatıya kalmadım. Sonunda bu durum canıma tak etti.

Yıllardır isyanımı planlıyordum ve bu planı uygulayacağım gece gelip çatmıştı.

Doğum günümdü ve dolunay vardı.

Bu yıl kasım geceleri sıcak olduğu için en iyi iki arkadaşım beni dolunay pikniğine davet etmişti.

Kendimi bildim bileli hep yanımda olan en iyi arkadaşım Everly ve yıllardır gizli aşkım olan adam, Archer.

Belki bu gece aramızda bir şeyler olabilirdi.

Everly aramızı yapmak için yardım etmek konusunda son derece istekliydi.

Bense kendimden çok emin değildim ama hayal kurabilecek kadar özgürdüm.

Ve bu gece kelimenin tam anlamıyla büyülü olacaktı.

***

“Ben geldim!” diye bağırdım.

Annem evi süpürüyordu ama bağırdığımı duyduğu an süpürgeyi kapattı. Oturma odasından koşarak yanıma geldi.

Kendimi kaçınılmaz olana hazırlamıştım.

Bana yaklaştı ve kollarını etrafıma doladı.

“Doğum günün kutlu olsun, birtanem! Bu sabah o kadar çabuk kayboldun ki seni neredeyse hiç görmedim!” diye söylendi ve tekrar sarıldı.

“Okula gitmek zorundaydım,‘’ diye açıkladım.

Bana yalan söylediğimi biliyormuş gibi baktı.

“Vakit harcasaydım gitmeme izin vermezdin anne,” diye itiraf ettim ve gözlerimi devirdim.

“Bu evde kutlayacağım son doğum günüm ve seni tanıyorum. Ayrıca Archer ve Everly okulda beni bekliyorlardı.”

O kendini savunamadan merdivenden ayak sesleri duyuldu.

Babam ışık hızıyla merdivenlerden iniyordu, görünüşe göre bütün gece çalışmıştı.

Hızlı hareket ediyordu ve enerjik görünüyordu, ama gözlerinin altındaki koyu renk halkalar onu ele veriyordu. “Yine bütün gece uyumadın mı baba?” diye sordum sarılmak için kollarını bana sararken.

“Uyumadım tabii. Bugün doğum günün ve senin için özel bir planım var,’’ dedi mutlu bir şekilde. “İyi ki doğdun, kızım,’’ diye ekledi ve yanağımı öptü.

“Teşekkürler baba,’’ diye cevap verdim ve gülümsedim. “Tam olarak ne yapıyordun?”

“İyi deneme. Ama beklemek zorundasın,’’ dedi.

Annem konuşmayı böldü. “Yoruldun mu? Çay yapayım mı? Ya da yiyecek bir şeyler?” diye sormaya devam etti ta ki ben sözünü kesene kadar.

“Tanrım, anne! Sadece yarım günlüğüne okula gittim. Bir yıldır yokmuşum gibi davranıyorsun.”

“Özür dilerim, tatlım. Ama bu senin doğum günün ve ben doğum günü kızımı çok mutlu etmek istiyorum.” Keyfi yerindeydi, ben de on sekizinci yaş günüm olduğu için şansımı denemeye karar verdim.

“Anne,” diye başladım. ‘’Merak ediyorum da, on sekizinci yaş günüm olduğu için bu gece biraz daha uzun süre dışarıda kalabilir miyim?’’

Korkuyla başını çevirdi.

“Sadece biraz. Düşündüm de belki...”

“Hayır!” diye kükredi. Beni ürkütmüştü. Babam bile tepkisine şaşırmış görünüyordu.

“Ben... Üzgünüm tatlım,‘’ dedi ve bağırdığı için dakikasında pişman olmuştu.

“Bunu gerçekten istediğini biliyorum, ama bu anlaşmanın bir nedeni var ve ben sınırların zorlanmasından hoşlanmıyorum.”

Hepimiz bir süre sessiz kaldık.

“Ödevimi yapmak için yukarı çıkacağım,’’ dedim ve sessizliği bozarak odadan çıktım.

Annemin arkamdan “Tamam, birtanem, ama pasta saat üçe kadar hazır olur,’’ diye bağırdığını duydum.

“Tamamdır!” diye cevap verdim.

Çantamı köşeye fırlattıktan sonra kendimi yatağa attım.

Sonunda biraz huzur bulabilmiştim...

Telefonum odanın diğer ucundaki masanın üstünde titremeye başlamadı.

Bense zar zor nefes alıyordum ve vücudum yataktan kalkmak istemiyordu, ben de tekrar titreyince kadar sesi duymazdan geldim.

Derin bir nefes verdim ve kendimi masaya sürükledim. Ekranı açtım ve mesajın kimden geldiğini gördüğümde neredeyse telefonu yere düşürüyordum.

ArcherSelam, bu gece dışarı çıkmak ister misin? Doğum gününü kutlamak için.

Gözlerime inanamadım. Archer bana çıkma teklif ediyordu! Kalbim küt küt atıyordu ve bir an için göğsümden çıkacak sandım.

Yeni bir mesaj geldi.

ArcherEverly ve ben 11:15'te evinin önünde bekliyor olacağız.

O ~bana çıkma teklifi falan etmiyordu. Onlar beni dışarı çağırıyorlardı. Biraz hayal kırıklığına uğradım ama aynı zamanda biraz rahatladım. Eğer bütün gece onunla başbaşa olsaydım muhtemelen utançtan ölürdüm.~

Tereddüt etmeden cevap vermek üzereydim ki ailem aklıma geldi. Asla o kadar geç saatte dışarı çıkmama izin vermezlerdi.

Ama... Ya bundan haberleri olmazsa?

Nihayet kendi gözlerimle yıldızlı bir gece görebileceğim ve belki Archer'la yalnız kalma şansı yakalayabileceğim bir fırsattı bu.

Everly onun hakkında ne hissettiğimi biliyordu, bu yüzden bir şekilde benim için bir fırsat yaratacağı konusunda iyimserdim. Bu şansı kaçıramazdım.

Kapımın çalınmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım ve annem içeri girdi. “Ödevini bitirdin mi?” diye sordu.

“Yatağıma baktım ve ödevden daha çekici görünüyordu,’’ diye itiraf ettim.

“Bu duyguyu nereden biliyorum acaba?” deyip güldü.

“Hediyeni isteyebileceğini düşündük,’’ dedi. Kafamı kaldırdım.

“Ne yazık ki, satın alacak zamanımız olmadı ve babanın şaheseri henüz bitmedi. Bu yüzden bu yıl kendi hediyeni kendin seçebilirsin.”

Gözlerim parladı. “Makul olması şartıyla,’’ diye hemen ekledi. Yaşadığım hayal kırıklığının annemin gözüne sokabilmek için omuzlarımı düşürdüm. Annem güldü.

Cevabımı bulmadan önce biraz düşünmem gerekiyordu. “Tamam,” dedim. “Saçımı boyamak istiyorum.”

Annem bana sanki aklımı kaçırmışım gibi baktı. “Ama saçın çok özel. Ve gözlerinle harika bir uyumu var.”

“Özel olmak istemiyorum. En azından bu şekilde. Size benzemek istiyorum. Sadece kızın olduğumu bilmek değil, gerçekten kızın gibi görünmek istiyorum. Erkek kardeşimin olduğu gibi…’’ diye mırıldandım.

İç çekti. “Pekala, ama çok çılgınca bir şey olmayacak. Eğer öyle bir planın varsa saçını olduğu gibi bıraksan iyi edersin,” diyerek teslim oldu. Sevinçten çığlık attım ve sarılmak için onu kendime çektim.

“Şimdilik kalıcı bir şey yok,’’ diye ekledi çabucak. “Kararından pişman olmanı istemiyorum.”

“İyi.” Başlangıçta uzlaşmaya razıydım, bu yüzden kabul ettim.

“Bir saat sonra banyoda buluşalım, ne yapabileceğime bir bakayım,’’ dedi ve kalktı.

“Saç boyasını kuaförler yapar sanıyordum?”

“Genelde öyle olur, ama ben kendi saçımı da boyuyorum, bu yüzden idare edebileceğimizi düşünüyorum,’’ dedi ve güldü.

“Doğru, çünkü insanların gri saçlarını fark etmesini istemiyorsun,’’ diye alay ettim.

Hazırlanmak için aşağı inmeden önce “Sen de gittikçe gençleşmiyorsun, küçük hanım,’’ diye gülerek karşılık verdi.

“Anne,’’ diye seslendim çıkmadan önce. ‘’Ben mavi gözlü ve beyaz saçlıyken nasıl oluyor da ikiniz de kahverengi saçlı ve kahverengi gözlü oluyorsunuz?”

Bana baktı. “Tatlım. Dolunayın ışığı altında doğdun. Dolunayda açıklanamayan birçok şey olur. Muhtemelen vücudun ışığa tepki verdi ve bu da seni özel kıldı,’’ diye yanıtladı.

Sonra da çıkıp gitti.

Yine kendimi yatağıma attım. Aynı cevap ilk duyduğum zamanki gibi gerçek dışı geldi. Aynı şeyi yaşayan başka birini hiç duymamıştım.

Sonra doğum günü hediyemi düşündüm. Saçımı boyamama izin vermişti, bu da en azından biraz olsun normal görünebileceğim anlamına geliyordu.

Bu gece o kadar şaşıracaklardı ki hemen telefonumu alıp ve Archer'ın mesajına cevap verdim.

***

Bir saat geçmişti ve doğum günü hediyem hazırdı. Aşağıya koştum ve banyoya girdim. Annem beni bekliyordu.

Elinde eldiven ve saç boyası, yüzünde koca bir gülümsemeyle karşımda dikiliyordu. “Hazır mısın doğum günü kızı?” diye sordu. Başımla onayladım ve önüne oturdum.

Annem boyanın son aşamalarını tamamlarken, kalbimin yüksek sesle atışını duyabiliyordum. Artık geri dönüş yoktu.

“İşte oldu. Zamanlayıcı sıfıra ulaşmadan boneni çıkarma. Sonra hemen duşa gir ama unutma, benim şampuanımı ve saç kremimi kullanacaksın.”

Bekleyiş çok uzundu. Bitmek bilmedi. Ama sonunda alarm çaldı ve bonemi çıkarıp hemen duşa girdim..

Saçlarımı kuruttuktan sonra aynaya bakma zamanı gelmişti. İstediğim buydu, değil mi? Normal bir saç rengi. Neden bu kadar gergindim?

Derin bir nefes aldım ve aynaya bakmak için arkamı döndüm. Çok farklı görünüyordum.

Annem saç kurutma makinesini kapattığımı duymuştu ve yanıma geldi. Kapıda durduğunu görebiliyordum.

“Ne düşünüyorsun?” diye sordu.

Neredeyse kendimi tanıyamıyordum. “Biraz garip, ama kötü anlamda değil,’’ diye itiraf ettim. Gözlerim koyu saçlarımın aksine biraz daha parlıyordu.

Beni rahatsız ettiği için değil. Gözlerimi saçımdan daha çok severdim. İnsanlar da gözlerimi beğendiklerini söylerlerdi.

“Tatmin oldun mu?” diye sordu.

“Evet, hoşuma gitti,’’ diye cevapladım. “Aynı saç rengine sahip olduğum için artık size ne kadar benzediğimi görmek çok komik.”

Kıkırdadı ve kollarını bana doladı. “Sen her zaman bizim kızımızdın. Saçının rengi ne olursa olsun.”

Gülümsedim. O da yanağımı öptü. “Seni aynayla yalnız bırakayım ki yeni saç rengine alışabilesin.”

Kapıyı arkasından kapattı ve ben yeni görünüşümle baş başa kaldım.

Bu gece gizlice dışarı çıkacağım için kendimi biraz kötü hissettim. Annemi çok seviyordum ve sadece beni korumak istediğini biliyordum.

Silkelenip bu düşüncelerden kurtuldum ve aşağıya koşup oturma odasına girdim.

Babam en sevdiği sandalyede oturmuş kitap okuyordu. Ama ben bir şey diyemeden annem haberi verdi. “Kızımızın doğum günü hediyesini nasıl buldun James?”

Babam dönüp bana baktı ve kocaman gülümsedi. “Annenin gençliğine çok benziyorsun.”

“Beni şımartıyorsun James,’’ diye araya girdi annem. Mutfaktan kıkırdadığını duyabiliyordum. “Rieka çok daha güzel.”

Babam “Belki,’’ diyerek onunla alay etti ve güldü. O sırada bir bez mutfaktan doğruca ona doğru uçtu. Annemle babamın ilişkisi hep çok eğlenceliydi.

“Çok güzel görünüyorsun, Rieka,’’ dedi sonunda.

“Teşekkürler baba.”

“Bu da kim?” Arkamdan küçük bir çocuğun sesini duydum. Arkamı dönüp baktım ve gözleri şaşkınlıkla büyümüştü.

“Rieka mı?”

“Evet! Nasıl olmuş Luca?” diye sordum ve kucaklamak için kollarımı açtım. Luca daha on yaşındaydı. Büyük bir yaş farkıydı, ama onu daha az sevmeme sebep olan bir şey değildi.

Kollarıma koştu ve bana sarıldı. “Bu çok garip. Anneme benziyorsun.”

Güldüm. “Gerçekten öyle mi düşünüyorsun?”

“Pasta hazır!” diye bağırdı annem ve ünlü pastalarından biriyle yemek odasına girdi.

“Önce ben, önce ben!” diye bağırdı Luca ve beni bırakıp pastaya koştu. Kıkırdadım ve arkasından gittim.

Şatafatlı akşam yemeğinden sonra kendimi geceye hazırlamak için yukarı çıktım.

Yatmadan önce Archer ve Everly'e bu gece onlara bir sürprizim olduğunu söyledim.

Telefonumun alarmı kurdum ve kablosuz kulaklıklarımdan birini taktım. Uyuyormuş gibi yaparsam annemin bunu anlayabileceğimi biliyordum, bu yüzden önlem almak zorundaydım.

Aileme iyi geceler dedim ve yatağıma yattım.

Bu gecenin her şeyi değiştireceğini bilmeden uykuya daldım.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok