Şipşak

RAE

Rae Bir Yabancının Yatağına Nasıl Düştü’nün üçüncü ve son bölümü Smash’in dans pistinde başlıyordu.

Michael arkamda hareket ederken parmakları hafifçe kalçalarımda duruyordu. Gözlerimi içtiğim içkiden ayırdım ve Logan’ın bakışlarıyla karşılaştım. Gözleri kızgınlıkla kısılmıştı ama Mor Kaltak hâlâ yanındaydı.

Zaten Jake’in ikinci tercihiydim. Logan’ın da ikinci tercihi olmak istemezdim, Michael beni açıkça birinci sıraya koymuşken olmazdı.

Boş bardağımı kulübün kenarlarını kaplayan çıkıntıya ittim ve Michael’la yüz yüze gelene kadar etrafımda döndüm.

“Peki, şu arkadaşça değil meselesi nedir?” diye sordu, yüzünde alaycı bir gülümsemeyle.

“Sana göstereceğim,” diye kıkırdadım ve gömleğinin yakasından çekiştirerek dudaklarını benimkilere yaklaştırdım.

Öpücüğe on üzerinden yedi verirdim. Michael beni kendine çekti. Bir eliyle kalçalarımı onunkilere bastırırken diğer eli saçlarıma dolandı.

Onu beceriksizce ve açlıkla öperken Michael da bu coşkuya karşılık vererek dilini ağzımın içine soktu.

Dudaklarımız senkronize bir şekilde hareket ediyordu. Çoğunlukla, sabit bir ritim tutamayacak kadar sarhoştum ama elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordum. Eli sırtımda aşağı doğru ilerlerken onun sert, kaslı vücuduna doğru eğildim.

Tek gecelik ilişki böyle bir şey mi? ~Jake’ten önce, Mark’la birlikteydim ve Mark’tan önce de... Kimse olmamıştı. Mark benim her şeyimdi. Jake ise ikinci her şeyimdi.

Michael’ın eli aşağıya indi.

Lanet olsun. Bu hiç de fena değil.

Sadece bir santim geri çekildim. “Buradan çıkmak ister misin?” diye fısıldadım. “Evim beş dakikalık yürüme mesafesinde.”

“Evet, kesinlikle.”

Boştaki elimle Zoe’ye odama girmemesini söyleyen bir mesaj yazdım ama gönder tuşuna basmadan önce ekran duvarımda Jake’in yaklaşık iki bin fotoğrafı olduğunu fark ettim.

“Seri katil değilsin, değil mi?” dedim ağzımdan kaçırarak. Michael kaşlarını kaldırdı ama daha bitirmemiştim. “Bir de nerede oturuyorsun, yakınlarda mı?”

“Hayır, seri katil değilim ve iki blok ötede oturuyorum. Elmwood Meydanı’ndayım. Neden, benim evime mi gitmeyi tercih edersin?”

Bir kahkahayı bastırdım.

“Bu kadar komik olan ne güzelim?”

“Ben de Elmwood’da oturuyorum. Evet, senin daireni kullanabilir miyiz?”

“Ah tabii ki, benim dairemi kullanabiliriz,” diye güldü. “Seninkiyle ilgili fikrini neden değiştirdiğini sorabilir miyim?”

Başımı salladım. “Hayır, soramazsın. Çok gizli.”

“Pekâlâ, seni seksi gizem. 315 numaralı dairedeyim. Peki ya sen?”

Ağzım açık kalmıştı. “415’deyim.” Tanrım. Muhtemelen Jake’le seks yaptığımı duymuştur.

Ama duyduysa bile bunu söyleyemeyecek kadar kibardı. Ya çok aşırı kibardı ya da dikkati çok dağınıktı. Birbirimize dolanmış bir hâlde kapısından içeri daldık. Dudaklarını boynumda gezdirirken tüylerim ürpermiş, damarlarımda cesaret dalgası yaratmıştı.

“Onu unutana kadar becer beni,” diye emrettim.

Ve işte bayanlar baylar, kendimi bir yabancının yatağında böyle bulmuştum.