Kız Kardeşimin Düğünü - Kitap kapağı

Kız Kardeşimin Düğünü

Kelsie Tate

İş

Piper

Telefonumun yüksek sesle çalmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım.

“Efendim?”

“Piper, ben Edna.”

İç çektim. “Merhaba Edna. Nasıl yardımcı olabilirim?”

“Sana iş buldum.”

Çantamı tezgaha doğru atarken “Edna sana söylemiştim, ben artık yokum. İstifamı verdim,” diye yılgınlıkla cevap verdim.

“Biliyorum canım ama bu gerçekten kaçırılmayacak bir fırsat. İki haftalık bir iş ve 40 bin dolar alacaksın.”

Donup kaldım, şok olmuştum. Çok büyük paraydı; çok yardımı dokunurdu. “Be… Ben bilemiyorum.”

“Bu paraya ihtiyacın olduğunu ikimiz de biliyoruz. Ayrıca tam sana göre bir iş. Adam bir aile etkinliği için bir arkadaş arıyor. Bağ kurmak falan yok,” diye açıkladı Edna.

Şaşkınlık içinde “Cidden mi?” diye sordum. Genelde müşteriler daha fazlasını beklerdi.

“Ee ne diyorsun? İstiyor musun?” diye sordu aceleyle.

“Tamam, kabul. Ama bu benim son işim. Bu işten sonra yokum,” diye cevapladım telefonu kapatmadan önce.

***

Ertesi gün Advantage'ın kapısından girdim. Resepsiyondaki kız beni neşeli neşeli “Günaydın, Bayan Stringer,” diyerek selamladı.

“Merhaba, Edna'yı görmeye geldim.”

“Evet, sizi bekliyor. Buyurun.”

Kıza gülümseyip Edna'nın ofisine geçtim. Her tarafı lüks kıyafetlerle doldurulmuş ofisinde masasına tünemiş oturuyordu.

Ufak tefek, insanın gözünü korkutan bir kadındı. Platin sarısı kısa küt saçları, ince çerçeveli bir gözlüğü, insanı delip geçecek gibi duran kahverengi gözleri vardı.

Beni görünce “Ayyy Piper! Canımmm,” diye bağırdı.

“Merhaba Edna. Nasılsın?” diye sordum.

“İyiyim iyiyim. Gel otur profilinin üstünden şöyle bir geçelim.”

Masasının karşısındaki sandalyeye oturup rahatsız bir şekilde kıpırdandım.

Elindeki dosyaya bakarken “Şimdi,” diye söze girdi. “Bu çok önemli bir müşteri. Büyük ihtimalle tek seferlik bir iş, ama istediğimiz bağlantılara sahip biri. Önceki müşterilerden biraz farklı. Samimi olmak gibi bir talebi yok. Sadece düğünde kendisine eşlik edecek birini arıyor.”

“Düğün iki hafta mı sürüyor?” diye sordum merakla.

“Young ailesi Bostonlu. Çok varlıklı bir aile. Doğu Yakası'nın en zengin ailelerinden biri. Oğulları Tate de kendine hatrı sayılır bir servet yapmış bir adam.”

“Düğün için toplamda beş etkinlik olacak. Ayrıca bir hafta da Maldivler’de tatil. Görünüşe göre aile balayında yeni çifte eşlik edecek.”

Bu tüm masrafları karşılanan tatil fırsatı karşısında fazla heyecanlı görünmemeye çalışarak “Cidden mi?” diye sordum.

Gözlüğünün üstünden bana bakarak “Bu yüzden çok dikkatli davranman gerekecek,” dedi sert bir şekilde. “Oturuşunla kalkışınla konuşmanla tam bir hanımefendi olmalısın. Bunu yapabileceğini biliyorum,” diye devam etti.

Elindeki dosyayı kapatıp “Eveet, şimdi sana giyecek bir şeyler ayarlayalım,” dedi. Masasından kalkıp giysi yığınlarını işaret etti.

Kaliteli kumaşlara dokunurken “Bunlar çok pahalı...” diye fısıldadım.

“Evet öyle, o yüzden aynı şekilde teslim etmeni bekliyorum,” dedi.

“Tabii ki,” diye yanıtladım.

“Düğün için bir gece elbisesi, hafta içi yapılacak etkinliklerde giymek için de birkaç kokteyl elbisesi lazım sana. Bunların hepsi üst düzey, ünlü markalar. Ortama uygun görünmen gerek. Bunlardan birini düğünde giyersin diye düşündüm.”

Üç tane elbiseyi kaldırıp gösterdi. Gözlerimi kısıp inceledim.

“Bence kırmızı olmasın. Eskort gibi görünmemem gerektiğini söyledin. Hem kırmızı insanı seksi gösteriyor. Fazla iddialı olur. Siyah cenazede giyilir, düğünde olmaz.”

Öne doğru adım atıp üçüncü elbiseyi elime aldım. Uzun, açık mavi, dantelli bir elbiseydi. Çok güzeldi. “Bu, bahar düğünü için ideal.”

Prova yemeği, kokteyl ve aile yemeği için elbise seçtik. Her ihtimale karşı ekstra bir tane daha elbise seçtikten sonra balayı gezisinde giyeceğim günlük kıyafetlere bakmaya başladık.

“Unutma, onun hayatını kolaylaştırmak için orada olacaksın. Üzerindeki baskıyı azaltacak ve onu stresten uzak tutacak birini arıyor. Uslu duracak ve keyifli bir seyahat geçirmesini sağlayacaksın. Anladın mı? Bu işin senin için ne kadar kârlı olacağını hatırlatmama gerek yok sanırım.”

“Anladım,” diye cevap verdim. Kıyafetleri toparlayıp lüks giysilerle doldurduğum valizi arabama doğru sürüklemeye başladım.

***

Eve dönerken babama uğramak istedim. Çünkü önümüzdeki birkaç hafta göremeyecektim.

Ben içeri girerken görevli gülümseyerek “Merhaba Bayan Stringer,” diye selam verdi.

“Merhaba,” diyerek gülümsedim. “Bugün nasıl?”

“İyi. Sabah pek iyi değildi. Ama şu an keyfi yerinde gibi görünüyor. Kütüphanede.”

Bakım evinden çıkıp kütüphaneye ilerledim. Babam büyük bir sandalyeye oturmuş, kitap okuyordu.

Gülümseyerek “Selam babacığım,” deyip yanına oturdum.

Bana boş bir ifadeyle bakıp “Merhaba,” dedi.

“Ne okuyorsun?” diye sordum.

“Whitman,” diye cevapladı.

Başımı salladım. Whitman favorisiydi. Ben küçükken bana onun şiirlerini okurdu. “Bana da okur musun?” diye sordum.

Önce tuhaf bir bakış attı, sonra öne doğru eğilip okumaya başladı. Dinlerken gülümsedim, tanıdık sesinin verdiği rahatlık hoşuma gidiyordu.

Bitirince yüzüme bakıp gülümsedi. “Yardımı oldu mu? Bu şiirle ilgili makalenin son teslim tarihinin Cuma olduğunu unutma,” dedi.

Hüzünlü bir şekilde gülümsedim. “Evet, çok yardımcı oldu. Teşekkür ederim profesör.”

Onunla bir süre daha orada oturdum, bana yüksek sesle şiir okudu. Bir süre sonra sandalyemden kalkıp odadan çıktım.

Daha önce bu gibi anları defalarca kez yaşamıştım ama beni tanımadığını fark ettiğim her an, ilk seferki kadar zoruma gidiyordu. Belli ki bugün yine üniversitede İngilizce profesörü olarak çalıştığı zamanları hatırlamıştı.

Ben arabama doğru yürürken görevli şarkı söyler gibi bir sesle “İyi geceler,” dedi.

Yaklaşık bir sene önce babama Alzheimer teşhisi konmuştu. Emeklilik ikramiyesi çabucak tükenmişti, sigorta da masrafların çok azını karşılıyordu.

İşte bu yüzden Advantage'da çalışmaya başlamıştım. Maaş yadsınamayacak kadar iyiydi. Babamın kaldığı bakım tesisi de oldukça pahalıydı.

Ancak birkaç kötü müşteri tecrübesinden sonra oradaki işim bitmişti. Bizi maddi anlamda destekleyecek başka bir yol bulmalıydım.

Eşyalarımı toplamak için eve döndüm. Çalışacağım adamla henüz tanışmamıştım ama yanıma almam gereken kıyafetlere bakılırsa önümüzdeki iki hafta epey güzel geçecekti.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok