Eşimin Tutsağıyım: Kayıp Kraliçe - Kitap kapağı

Eşimin Tutsağıyım: Kayıp Kraliçe

Annie Whipple

Bölüm 2

GRAYSON

Kyle odadan çıktıktan sonra, Zagan çocukları Minnie ve Casimir’e, “Beta ile gidin,” dedi. “Savaş sırasında vampirlerle nasıl savaşacakları konusunda kurtları bilgilendirin.”

Çocuklar başlarını sallayıp Kyle’ın gittiği yönü takip ettiler.

Yalnız kaldığımızda, Zagan ve ben birbirimize döndük. Kısılmış gözlerimi gizlemedim. Ona güvenmediğimi bilmesini istedim. En azından henüz...

Vampirlerin kralının nasıl olup da yatak odamda, eşimle birlikte uyumamız gereken yatağın önünde durduğunu anlayamıyordum.

Bunun olmasına izin vereceğime ölsem inanmazdım. Kurdum ve ben tüm bu durum yüzünden çok gergindik. Gitmek için sabırsızlanıyordum.

Burada onunla kalmak yerine sürümü hazırlamaya yardım etmem gerektiğini biliyordum ama cevaplanması gereken sorularım vardı.

Zagan bana doğru yürürken etrafına bakarak geniş süiti inceledikten sonra onaylarcasına başını sallayarak, “Sürü evinizin çok etkileyici olduğunu söylemeyelim, Alfa,” dedi.

Neredeyse gülecektim. Bunu, hayatı boyunca bir şatoda yaşamış bir adam mı söylüyordu?

Kraliyet ailesinin sarayının inanılmaz olduğu ve doğaüstü dünyanın tanıdığı en ünlü simalardan bazılarına ev sahipliği yaptığı söyleniyordu.

Zagan’ın bu yorumu beni küçümsemek için mi yoksa içtenlikle mi yaptığını anlayamadım. Her iki durumda da cevap vermek yerine kollarımı bağlayıp sessiz kalmayı tercih ettim.

Zagan bu küçümseyici tavrımdan etkilenmek yerine başını sallayıp bıyık altından gülerek, “Daha yeni hayatını kurtardım, Alfa,” dedi. “Küçümsemene gerek yok.”

Hafifçe hırladım. Benimle surat asan çocuklarından biriymişim gibi konuşması hiç hoşuma gitmemişti. “Şu an vampirlere güvenmekte zorlandığım için kusura bakma,” diye cevap verdim.

Biraz tadı kaçmış gibi kafa sallayarak, “Evet, sanırım bu, anlayabileceğim bir şey,” diyerek tıpkı benim gibi kollarını bağladı.

Öfkeli bakışlarıma aynı şekilde karşılık vererek, “Sana düşmanın olmadığımı hatırlatmak zorundayım. Aynı amacı paylaşıyoruz. Kardeşim tahta geçerse ikimizin de kaybedeceği çok şey var,” dedi.

Gerçeklik payı taşıdığını düşündüğüm sözleri omuzlarımdaki gerginliği azaltmadı.

Liderler olarak başarısız olursak halkımızın kanı elimize bulaşacaktı. Azazel başarılı olursa binlerce insan ölecekti.

Yine de bunların hiçbiri ona güvenmem gerektiği anlamına gelmiyordu. O an, sadece yaklaşan savaş sırasında yanında durmayı düşünebilirdim.

Bu ittifaka katılmak benim için de zordu ama sürümün iyiliği için yapmam gerektiğini biliyordum.

Kyle, Zagan Mortar’a ulaşarak doğru olanı yapmıştı ama Zagan sadece ortaklığıma değil, güvenime de gerçekten layıksa bunu hak etmesi gerekiyordu. Onları öylece veremezdim.

Konuyu daha faydalı bir yere getirmek için, “Azazel zihnime nasıl girdi?” diye sordum.

Zagan kaşlarını kaldırdı. “Ne zaman? Şimdi mi? Yoksa iki ay önce bedeninin kontrolünü ele geçirdiğinde mi?”

Bir vampirin bedenimin kontrolünü ne zaman ele geçirdiği konusunda açıklama istemek zorunda kalmasından nefret ediyordum. “Az önce...”

Azazel’in iki ay önce kontrolü nasıl ele geçirdiğini biliyordum çünkü düşüncelerine ulaşmıştım. Vampirlerin bölgeme girdiği gece, her şeyi değiştiren o gece, kara büyü yapmıştı.

Azazel neredeyse her saniyeyi planlamıştı. Vampirler Adalee’nin de yardımıyla benim ve savaşçılarımın dikkatini Azazel’in fark edilmeden bölgeye girmesine yetecek kadar dağıtmayı başarmışlardı.

Sürü üyelerimin yardımı olmadan, ormanda tamamen yalnız başıma Belle’e geri dönmeye karar verdiğimde Azazel bunun bir saldırı fırsatı olduğunu biliyordu.

Bundan birkaç gün önce, bir cadıdan karanlık bir iksir çalmıştı. Özellikle vampirler için yapılmış olan bu iksir, kullananın ısırdığı herhangi bir kişinin zihnine girip bedenini ele geçirmesine izin veriyordu.

Tek yapmaları gereken, sahip olmak istedikleri kişiden bir parça bulup iksirin içine koymaktı. Belki bir saç teli ya da bir tırnak...

Adalee’nin de planın bu kısmına yardım ettiğinden emindim. Bir vampir olarak dişlerini iksirle kaplayacak, sonra da kontrol etmek istediği kişiyi ısıracaktı.

Daha sonra, kurbanlarının zihnine girip bedenlerini ele geçirebileceklerdi. Tıpkı Azazel’in bana yaptığı gibi…

Zagan, “Eminim, ‘Her büyünün bir bedeli vardır,’ sözünü duymuşsunuzdur,” diye açıklamaya başladı.

Başımı salladım.

“Görünüşe göre Azazel’in ödemesi gereken bedel sizinle bağlantı kurmaktı. Onu ordusuyla birlikte gördünüz, doğru mu?”

Tekrar başımı salladım. “Onları savaşa hazırlıyordu.”

“Bu, Azazel’in hayatında önemli bir andı, bir dönüm noktasıydı. Senin de bu yüzden oraya çekildiğine emin olduğum bir çekirdek bellek yaratıyordu.”

“Bedenini terk ederken ruhunun bir parçasını da seninle bıraktı. Bu kara büyüde alışıldık bir şeydir,” diyerek kaşlarını çattı.

“Ruhunun sende bıraktığı parçası, Azazel’in hayatındaki önemli bir an için, bir savaş başlattığı an için orada olmak istedi. Bu yüzden sen ortaya çıktın.”

Bu duyduklarımdan sonra dişlerimi sıktım. Azazel’in hiçbir parçasını içimde istemiyordum. “Çekirdek anılarımın yaratılması için ortaya çıkacak mı?”

“Hayır. Kara büyüye katılmanın bedelinin, gönüllü olsun ya da olmasın, eşini kaybetmek olduğuna inanıyorum.”

Zagan’ın sözlerinin hem kurt hem vampir yanımı öne çıkardığını hissettim. Dişlerimi göstererek, “Ben eşimi kaybetmedim. O, benim. Her zaman benim olacak,” diye hırladım.

Zagan’ın bu ani çıkışı beklemiyormuş gibi gülerek kaşlarını kaldırması kurdumu daha da kızdırdı.

Ona dişlerimi gösterip boynumu oynattım. İçimdeki şekil değiştirme isteğini bastırmak zorundaydım. Kurdum kontrol istiyordu. Bunu bütün gece istemişti.

Zagan beni izlerken, “Seni kırmak istemedim, Alfa Grayson,” dedi. Eşimi koruma konusunda ne kadar ciddi olduğumu anladığı için artık gülmüyordu.

“Daha önce hiçbir alfa kurdun huzurunda bulunmamıştım. Seni üzecek bir şey söylediysem affet. Eşinin iyi olduğuna ve yakında bir araya geleceğinize eminim.”

Kurdum hafifçe sakinleşse de bilincimin önünde kalmaya devam etti. Eşimize ihtiyacı olduğunda bakamadığımızın hatırlatılmasına öfkelenmişti.

Bir şeyleri çılgınca yumruklama isteğiyle ellerimi yumruk yaptım. Bu savaş bittiği an, Belle’i tekrar kollarıma alacaktım ve her şey yoluna girecekti.

Zagan’ın huzurunda kalırsam şekil değiştireceğimden korktuğum için Kyle’ı bulup savaşa hazırlanmasına yardım etmek niyetiyle homurdanarak odadan çıktım.

Zagan’ın arkamdan gelen sesini belli belirsiz duyabiliyordum. Konuşmadığına sevinmiştim çünkü ağzından tek bir kelime daha çıkarsa bugün öldürülen tek Mortar, Azazel Mortar olmayacaktı.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok