Alfa'nın Çağrısı: Final - Kitap kapağı

Alfa'nın Çağrısı: Final

Bianca Alejandra

Enkazda Sürpriz

CASPIAN

Sokaklardan kaçarken tüylerime tozlar yapıştı. Patilerimin altında kırık taş parçaları kayıyordu.

Ay Tanrıçası'nın doğrudan izni olmadan Kutsal Şehir'de dönüşmek yasaktı.

Ama Ay Tanrıçası öldü, diye düşündüm. Yüreğim ağzımdaydı. Adele bazilikada çalışıyordu.

Kırık bir sütunun üzerinde durup havayı kokladım. Toz, duman, kan kokusu burun deliklerimi doldurdu. Adele'e dair herhangi bir koku yoktu. Neredeydi? Ölmüş olsaydı bilirdim, değil mi?

Başım bir o yana bir bu yana sallanıyordu. Sonunda, biraz ötede, enkazın kenarında bir sıhhiye çadırı gördüm. Adele'in nerede olduğunu biliyor olabilirlerdi.

Daha hızlı gidebilmek için kulaklarımı kafatasıma yaslayıp ilerledim.

Çok geçmeden çadıra varmıştım. İnsan formuma döndüğümde, tanıdık bir ses duydum.

"Caspian!"

Döndüğümde eşimin yanıma gelmekte olduğunu gördüm. Koşup onu kollarıma çektim. Onu kollarımda döndürüp daireler çizmeye başladığımda güldü.

Yere bırakıp derinden öptüm. Dilim ağzının içine kaydığında katıksız bir zevk dalgası aramızda yayıldı.

Ancak etrafımızdaki insanlar boğazlarını temizlemeye başlayınca birbirimizi bırakabildik.

Adele nefes nefese bana eğildi. Yanakları pembeleşmişti. "Sana ulaşmaya çalışıyordum," dedi.

Kollarımı ona sımsıkı doladım. "Sanırım dönüştüğümde telefonumu kaybettim. Özür dilerim. Çok endişelendim."

"Sorun değil. Sana kıyafet bulalım," dedikten sonra Adele bana giymem için bir şort buldu.

Etrafta fazladan bir tişört yoktu ama önemli kısımlar örtülmüştü. Sağlık görevlileri Adele'den daha fazla yardım istiyorlardı. Ben de onun arkasına düştüm. Birçok kurt ile melezin kemikleri kırılmıştı, kanamaları vardı. Yaraların temizlenmesine yardım edip onlara yiyecek ile su verdik.

Biz çalışırken Adele bana neler olduğunu anlattı.

"Ay Tanrıçası bugün özellikle talepkâr davranıyordu. Normalde onu görmezdim ama bizzat bana gelip yeni ayakkabılarını almam için beni gönderdi," dedi Adele.

"Ay Tanrıçası sana ~mı geldi?" Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Adele bir temizlik çalışanıydı. "Ay Tanrıçası neden Ay Muhafızlarından birini göndermemiş olabilir?"

Adele cevap verirken genç meleze bir şişe su uzattı. "Lyla'nın arkadaşı olduğumu bildiğini, Lyla'yı özlediğini söyledi. O yüzden beni çağırmış."

"Tuhaf," deyip başımı salladım. Ama Ay Tanrıçası artık kayıptı.

"Saldırı ben dışarıdayken oldu. Geri dönüp yardım etmeye başladım." Adele titremeye başladı.

Sarılıp, "Sorun yok. İkimiz de iyiyiz. Her şey yoluna girecek," dedim.

Ama nasıl olacaktı? Ay Tanrıçası ölmüş, bazilika yok edilmişti. Her şey olup biterken, kurt adam dünyası kaosa sürüklenecekti. Bu saldırıyı kim planlamıştı? Bundan sonra ne olacaktı?

Adele yorgunluktan bitap düşene kadar saatlerce birlikte çalıştık. Onu kollarıma alıp eve geri taşıdım. Durmadan titremesi beni endişelendiriyordu. Hastalanıyor muydu yoksa sinirleri mi bozulmuştu?

Eve vardığımızda, "Ya yine melezleri suçlarlarsa?" diye sordu.

Yüzümü buruşturdum. Bunu hiç düşünmemiştim bile. "Suçlamayacaklar. Ay Tanrıçası'nın hayatına yönelik bir önceki girişimde suçu melezlerin üzerine atan Mercer'dı."

"Kurt adamlar hâlâ melezlerle cadılardan nefret ediyorlar."

Ağzımı açtım ama o anda telefonumdan gelen bildirim sesiyle dikkatim dağıldı. Telefonumu, Adele'i aramaya gittiğimde arkamda bıraktığım kıyafet yığınının içinde, yerde bulup elime aldım.

TERESACaspian, Sebastian ile Lyla'ya ulaşamıyorum.
TERESANeredesiniz?
TERESACaspian iyi misin?
TERESAAdele iyi mi?
TERESALanet telefonuna cevap ver!
CASPIANAdele ve ben iyiyiz.
CASPIANOnu ararken telefonumu kaybettim.
CASPIANAma biz iyiyiz.
TERESAAy'a şükürler olsun.
TERESASebastian ve Lyla seninle mi?
CASPIANHayır.
CASPIANKraliyet Sürüsü'ne geri döndüler.
TERESAYine gittiler. Onlara ulaşamıyorum.
CASPIANİyi olduklarına eminim.
CASPIANMuhtemelen yatakta ne olduğunu bilemeyecek kadar meşguldürler.
TERESALOL, beni kusturma.
TERESAMuhtemelen haklısın.
TERESAKendine ve Adele'e iyi bak.
TERESABir şeye ihtiyacın olursa bana haber ver.
CASPIANTamam.
CASPIANTeşekkür ederim.
CASPIANLyla şimdi beni arıyor.

Aramayı cevapladığımda içimi bir rahatlama kapladı. Lyla ile Sebastian'ın Kutsal Şehir'de olamayacaklarını bilsem de, Teresa'nın onlarla iletişime geçememiş olmasından endişelenmiştim.

"Lyla," deyip aramayı cevapladım.

"Caspian! İyi misin?"

Telefonun hoparlörünü açıp Adele'e bana katılmasını işaret ettim. "İyiyiz. Adele yaralanmadı. Saldırı sırasında bazilikada değildi."

"İyi," dedi Lyla. Sesi son derece rahatlamış geliyordu. "Haberleri duyduğumda çok endişelendim. Saldırının arkasında kimin olduğunu biliyor musun?"

"Hayır," dedim.

Telefonun diğer tarafından boğuk bir ses geldi. Lyla sesli bir şekilde homurdandı. "Gitmem gerekiyor. Kendinize iyi bakın."

"Bakacağız," diye söz verdi Adele.

ADELE

Caspian telefonu kapatırken, yüzünde saf bir rahatlama ifadesiyle bana baktı. Son birkaç saat içinde olanlardan öyle korkmuştum ki hâlâ titriyordum. Yaralanan arkadaşlarım vardı ama neyse ki şu ana kadar tanıdığım hiç kimse ölmemişti.

Ay Tanrıçası hariç…

Caspian parmaklarıyla yanağımı okşadı. Derin bir ifadeyle gözlerime baktı. "Sen iyi misin?"

Buna verecek bir cevabım yoktu. Fiziksel olarak iyiydim elbette ama kendimi zavallı hissediyordum. Bundan sonra olacaklardan korkuyordum. Eğer bu konuda düşünmeye devam edersem dağılabilirdim.

Yine de o an için iyi sayılırdım. Caspian iyiydi. Yapmak istediğim tek bir şey vardı.

Kendimi onun kollarına attım. Onu öperken ellerim kalın, ipeksi saçlarına gömüldü. Daha önceki öpüşmemiz bir rahatlama olmuştu, bu ise saf bir tutkuydu.

Caspian boynuma uzanıp nefes nefese, "Adele," dedikten sonra elini pantolonumun içine sokup klitorisimi buldu.

Ona sürtünmeye başladığında nefesim kesildi, içimde ısı ile zevk birikmeye başladı. Dillerimiz birbirimizin ağzında dans ediyordu. Serbest kalan ellerimle Caspian'ın vücudunda gezinip kıyafetlerini çıkarmaya başladım.

Parmakları klitorisimin üzerinde çalışmaya devam ederken güçlü kasları dokunuşumun altında titreşiyordu. Caspian'ın ağzına inledim, sonra nefesim kesildi. Boynuma ilerleyip beni şiddetle öptü. Ona daha yakın olmak, ikimiz de bitap düşene kadar onunla sevişmek istiyordum.

Eşim bir eliyle gömleğimi yırtıp açarken yumuşak bir ses dikkatimi çekti.

Kaskatı kesildim. Caspian'ın kolunu tuttuğumda durdu. Bir avucu göğsüme bastırırken diğeri hâlâ pantolonumun içindeydi.

İkimiz de sesin kaynağına baktık. Bir anda donup kaldım, gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.

"Seni durdurmama izin verme," dedi davetsiz misafir.

Ay Tanrıçası…

O yaşıyordu.

Evimizdeydi.

Söyleyecek tek bir şey bulabildim. "Ne oluyor lan?"

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok