Vahşi Final - Kitap kapağı

Vahşi Final

Kristen Mullings

0
Views
2.3k
Chapter
15
Age Rating
18+

Summary

Sage ve Roman, Ekko’nun hapishaneden kaçtığını duyduklarında, huzuru bulup bulamayacaklarını merak ederler. İntikam için yanıp tutuşan Ekko, avının peşine düşer ve öz kardeşi bile ona engel olamaz.

Yaş Sınırı: 18+

Fazla göster

Yeni Başlangıçlar

Dördüncü Kitap

SAGE

KingsleyHâlâ inanamıyorum. Tüm bunlar gerçek mi? Artık büyük patron sen misin?
SageHa-ha. Evet, her şey gerçek ve evet, artık patron benim.
SageAyrıca yarınki Facetime toplantısını unutma. Konuşacak çok şeyimiz var.
KingsleyBunu hayatta kaçırmam. Bu arada, burada geç oldu. Sabah görüşürüz. Ayrıca seni özledik. Ziyarete gel.
SageBen de sizi özledim. Buraya yerleştikten sonra gelmeyi düşünüyorum. Kurumsal dünyaya alışmam gerekiyor. Henüz patron olmaya alışamadım.
KingsleyOrasını bilemiyorum. Bana kalırsa kaltak patronun teki olmuş gibisin. <3
SageGenetik diyelim. Ben de senin için aynı şeyi söyleyebilirim.
KingsleyZzzz. Yorgunum. Yarın devam edelim mi?
SageElbette. İyi geceler, küçük kardeşim.
Kingsleyİyi geceler, abla.

Telefonumu komodinin üzerine koydum ve lambayı kapattım.

Kardeşimi düşündüğümde yüzüme bir gülümseme yayıldı.

Kısa bir süre önce onun varlığından bile haberim yoktu ama şimdi onsuz bir dünya düşünemiyordum.

CEO olarak, Kingsley aldığım ilk resmi müşterimdi. Çok gururlu hissediyordum ve hak ettiği takdiri almasını sağlamaya kararlıydım.

Son derece yetenekliydi ve başarılı olduğunu görmek istiyordum.

Ailemin hayatını değiştirmeye yardımcı olacak fırsatların hayalini kurarken gözlerimi kapattım ve uykuya daldım.

***

Yorgundum, öğle yemeği bile yememiştim. Kingsley ile bu sabah mükemmel bir FaceTime görüşmesi yapmıştık. Benimle gelecek planlarını paylaşmış, bana portföyünü iletmişti.

İçim içime sığmıyordu. Telefonu kapattım ve hemen Rosa’ya mail attım.

Rosa,

Es geçemeyeceğim kadar değerli bir şeyle karşılaştım. Jamaika’dan gelecek vaat eden bir sanatçıyla ilgilenebileceğini düşünüyorum. Çalışmaları gerçekten derin ve ilham verici. Görünce anlayacaksın. Ekteki dosyaya bak. Ne düşündüğünü bana bildir.

Sage

Maili gönderdikten sonra Kingsley’in portföyünü tekrar karıştırırken yutkundum. Elbette Rosa onu kaçırmayacaktı. Kingsley tam da aradığı sanatçı tipiydi.

Rosa gerçek bir şey istiyordu. Ruhuna hitap eden bir şey. Kültürlerin, ten renginin ve politikanın ötesinde bir şey. Boşluğun ötesine seslenen, dünyayı sarsan bir anlatım istiyordu.

İşte bu oydu.

Kingsley işinin erbabıydı, diğerlerinin de bunu görmesi gerekiyordu.

Sage,

Aman Tanrım! Bu harika. Bu genç adamı nereden buldun? Böylesine ham, işlenmemiş bir yeteneği ilk kez görüyorum. Belli ki daha yeni başlamış. Ama doğru yönlendirmeyle, bildiğimiz sanat dünyasını değiştirebilir. Ona ulaşabilmem için lütfen bana bilgilerini ilet.

Teşekkür ederim,

Rosa

Mesaja cevap yazarken içimi bir heyecan dalgası kapladı.

AMAN TANRIM.

Vay anasını, beğeneceğini biliyordum ama ilk başta bana karşı çıkar diye düşünmüştüm.

Rosa sert mizaçlı biriydi. Benim sözüme ve fikrime hemen güvenmesini beklemiyordum ama yeteneklerime saygı duyuyor, kardeşimde gördüklerimi görüyordu.

Göğsüm gururla kabardı.

Rosa,

Bilgilerini sana en kısa sürede göndereceğim. Zaman ayırıp ilgilendiğin için teşekkür ederim. Onu Jamaika’da babamı görmeye gittiğimde buldum. Kendisi benim kardeşim. Potansiyelini görebildiğin için minnettarım.

Her şey için teşekkürler,

Sage

“Gönder” tuşuna basarken sertçe yutkundum ve rahatlayarak iç çektim.

İşte bu kadar.

Hayatımda yapmak istediğim şey buydu. Keşfedilmemiş yetenekleri dünya çapında sergilemek ve herkese böylesi sanatsal yeteneklerin saf beyaz ırktan, üst sınıftan, ayrıcalıklı bir yaşam türünden olmak zorunda olmadığını göstermek istiyordum.

Sokaklar sanatla dolup taşıyordu. Gettolarda, adalarda, hatta üçüncü dünya ülkelerinde bile. İnsanlar her gün yoksul, siyah, kahverengi, kadın, Asyalı vs. oldukları için göz ardı ediliyordu.

Tüm dünyanın, sanatsal anlatımın renk, cinsiyet ya da din tanımadığını bilmesini istiyordum. Gerçekler, bir sanatçının ruhundan dökülürdü ve biz buna değer verip bunu el üstünde tutmalıydık.

Bilgisayarımı kapatıp öğle yemeğine çıkmadan önce gülümsedim.

***

ROMAN

Tüm bunlar benim için yeniydi.

Winston için çalışırken kendimi rahat hissediyordum. Kararları veren ve bana ne yapacağımı söyleyen oydu. Daha önce hiç böyle çalışmamıştım.

Daha önce hiç böyle bir işe kalkışmamış, hayata döndürülmek üzere birkaç bina ve mülk satın almamıştım ama bu iş kolunda bana hitap eden bir şeyler vardı.

İş yerinde kendimi hiç Winston’ın inşaatında çalıştığım kadar canlı hissetmemiştim.

Telefonuma bakıp numarasını çevirirken gülümsedim.

“Selam Winston, ben Roman.”

“Merhaba Roman. Senin için ne yapabilirim?”

“Sana göndermek istediğim bazı belgeler var. Ne düşündüğünü duymak istiyorum. Belgelerde buradaki birkaç mülkün plan ve şemaları var, ancak nasıl ilerleyeceğim konusunda tavsiyeni isterim.”

“Elbette. Ailemin sana minnet borcu var. Elimden geldiğince sana yardımcı olacağım.”

“Bu harika, Winston. Teşekkür ederim. Eğer sorun olmazsa seni danışman olarak işe almak istiyorum. Maaşın da olacak tabii.”

“Ah? Bilmiyorum ki. Çok seyahat gerektirir mi?”

“Şart değil. İşin çoğunu uzaktan yapmaya çalışacağız. Senin fikirlerine ve becerilerine değer veriyorum.”

“Beni gururlandırıyorsun, Roman. Aileme destek olma fırsatı verdiğin için teşekkür ederim.”

“Elbette, yapabileceğim başka bir şey olursa bana haber ver. Bu arada, bahsettiğim belgeler ve sözleşme için maillerini kontrol et. Görüşürüz.”

“Görüşürüz.”

***

Uzun bir iş gününün ardından eve döndüğüm için hiç bu kadar mutlu olmamıştım.

Odamıza girdiğimde Sage sabahlığıyla yatağın üzerinde oturuyordu. Çok güzeldi.

“Bütün gün seni özledim,” diye mırıldandığında yatağın üzerinde sürünerek onun yumuşak dudaklarını öptüm.

“Bugün Winston’ı danışman olarak işe aldım,” diye homurdandım gömleğimi çıkarırken.

O daha sormadan, “Uzaktan,” diye de ekledim.

Gözleri fal taşı gibi açıldıktan sonra kollarıma atladı. “Ah, Roman, aileme yardım ettiğin için teşekkür ederim!” diye bağırdı fermuarımı indirirken.

Sage minnettarlığını sertleşmiş şaftımı ellerinin arasına alarak göstermeye başlamıştı. Gözlerimin içine bakarken beni nazikçe okşuyordu.

“Seni seviyorum Roman,” diye mırıldandı.

“Ben de seni seviyorum, mein kätzchen,” diye homurdandım.

Sage zonklayan penisimi ağzına almadan önce dudaklarını yaladı. Aletimi yavaş ve sert bir şekilde emerken yatakta kıvranıyordum.

Başı aşağı yukarı hareket ederken saçlarını tutup sertçe çektim.

Dilini penisimin ucunda dolaştırırken zevkle inliyordum. Testislerimi kavrayıp onlara nazikçe masaj yaptı.

“Ah, Sage, çok iyisin,” diye fısıldadım. Hemen ardından yüzünü penisimden uzaklaştırıp pantolonumu çıkarmıştım.

Sage beni yatağa itti ve üstüme çıkarak dikleşmiş penisimi içine aldı.

Islak vajinasına girdiğimde, “Roman,” diye nefes nefese kalmıştı.

“Sage,” dedim nefes nefese. Penisimin üzerinde zıplarken her hareketini hissediyordum.

“Evet, bebeğim, boşal,” diye inlediğimde nefesi kesilmişti.

“Babacığın için boşal,” dedim kalçalarını kavrarken.

Orgazm olurken, “Evet, aşkım,” diye çığlık attı. Orgazm onu tüketiyordu.

Daha sonra yanıma yığıldı. Parmaklarını göğsümde gezdiriyordu. “Sonsuza dek mutlu olmak böyle bir şey mi?” diye mırıldandı uykuya dalmadan önce.

“Umarım öyledir, mein kätzchen.” Başının tepesini öptükten sonra derin bir uykuya daldım.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok