Aşktan Kaçılmaz - Kitap kapağı

Aşktan Kaçılmaz

Kimi L. Davis

0
Views
2.3k
Chapter
15
Age Rating
18+

Summary

Yeni patronum fiziği nefes kesici. Aynı zamanda kibirli ve baskın bir insan. Tam uzak durmaya çalıştığım tipte bir adam ama onunla ne kadar çok zaman geçirirsem çekimine o kadar kapılıyorum. Kaçmayı denediğimde beni buluyor. Ondan kaçabilir miyim? Yoksa onu sevmek kaderim mi?

Yaş sınırı: +18

Fazla göster

Birinci Bölüm

Kalem eteğimi düzeltip Bay Caldwell’in kapısını çalıp usulca, “Bay Caldwell, beni görmek istemişsiniz?” dedim.

“Evet, Hailey, lütfen içeri gel,” deyip girmemi işaret etti.

Bay Caldwell’in masasına yaklaşırken önündeki sandalyelerden birinde oturan adamı fark ettim. Beş yılı aşkın Bay Caldwell’in kişisel asistanı olmama rağmen, özel dikim bir takım elbise giymiş, saçlarını özenle şekillendirmiş bu adamı tanımıyordum.

Bay Caldwell, yüzünde tuhaf bir ifadeyle bir bana bir adama bakıyordu. İkisinin arasında bir gerginlik olduğu belliydi bu yüzden ne yapmam gerektiği konusunda bocaladım.

Bay Caldwell, “Hailey, seni yeni patronunla tanıştırmak istiyorum,” diye söze başladı.

Ağzım açık kaldı.

“Özür dilerim, efendim, yeni patronum mu dediniz?”

Bay Caldwell, “Aynen öyle, Hailey. Bundan böyle Benson Girişimcilik olarak anılacak şirketimizin yeni sahibi Bay Theodore Benson ile tanışın,” deyip diğer adamı işaret etti.

Bay Benson ayağa kalkıp bana döndüğünde nefesim kesildi. Kalemle çizilmiş gibi düzgün yüz hatları, düz bir burnu, çıkık elmacık kemikleri vardı. Mükemmel, dolgun dudaklarını hafifçe büzmüştü. O dudakların boynumdan aşağı indiğini hayal ederken az daha inliyordum.

Beni tepeden tırnağa süzdükten sonra gözleri gözlerime takıldı. Kendimi o büyüleyici gri gözlerinin derinliklerinde kaybolmuş bulduğumda nefes alıp verişim hızlandı.

Fiziksel olarak mükemmel olsa da uzak durmak için elimden geleni yaptığım erkek tipiydi. Onun gibi adamlar her kızın rüyasıydı ama sonunda o kızları hep ağlatırlardı.

Çok fazla arkadaşımın bu tür adamlara kurban gittiğini gördüğümden ondan uzak durmam gerektiğini biliyordum. Kalbimin kimse tarafından, en azından onun tarafından kırılmasını istemiyordum.

Bay Benson, “Günaydın, Bayan Pritchett. Tanıştığımıza memnun oldum,” diyerek elini uzattı.

Eline baktım. Tokalaşmayı hiç istemesem de görgü kuralları gereği tokalaşmam gerektiğini biliyordum. Ben patron değil asistandım, bu işe ihtiyacım vardı bu yüzden istemeye istemeye elini kavradım. El sıkıştığımızda elektrik çarpmış gibi oldum, her yerim karıncalandı.

“Ben de memnun oldum, Bay Benson,” diye cevapladım. Sesimin bu kadar güçlü çıkmasına şaşırmıştım. Bay Benson’a daha yakından baktım. Bir şekilde tanıdık gelse de bir türlü çıkaramadım.

Bay Caldwell gururla, “Bayan Pritchett son beş yıldır benim asistanım ve dürüstçe söyleyebilirim ki bu sektördeki en iyi asistandır,” dedi.

İltifatı karşısında kızardım. “Şey, tam olarak en iyisi diyemem...” deyip sustum, ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Bay Benson’ın elini sıkıca kavramayı bıraktım. Bakışları altında kıvranırken ensemden aşağı bir ürperti yayılır gibi oldu.

Bay Caldwell gülümseyerek, “Ah, Hailey, her zaman olduğu gibi çok mütevazısın,” dedi.

Konuyu değiştirme hevesiyle, “Bay Benson’ın yeni patronum olduğunu söylediniz. Şirketten ayrılıyor musunuz, efendim?” diye sordum.

“Evrak işleri daha yeni bitti. Bay Benson şirketi satın aldı. Artık eski Caldwell Sanayi’nin yeni sahibi ve patronu o,” dedi, sesinde bir tutam hüzünle.

Yüzüne bakakaldım. Olası bir satın alma ya da birleşme hakkında herhangi bir söylenti duymamıştım ki düşünün ben onun kişisel asistanıydım.

“Bu ne anlama geliyor efendim? Size ne olacak?” diye sordum.

“Son otuz yılımı bu şirketi geliştirmeye harcamış olsam da artık görevi bırakma zamanının geldiğine inanıyorum. Sevdiklerimle vakit geçirmeyi dört gözle bekliyorum,” diye açıkladı Bay Caldwell, solgun bir gülümsemeyle.

“Ama endişelenme, Hailey,” diye devam etti. “İşin güvende. Artık Bay Benson’ın kişisel asistanı olacaksın.”

Şaşkınlığımı anlatacak kelime bulamıyordum. Bay Benson’ın kişisel asistanı olmak mı? Hayır, o adamın asistanı olamazdım. Adam bana tuhaf şeyler hissettiriyordu. Daha önce hissetmediğim şeyler…

Dönüp ona baktım. Beni süzdüğünü görünce bacaklarımı sıktım. Hayır, onun için çalışamazdım. Onu çok fazla arzuluyordum ve böyle bir arzu tehlikeden başka bir şey doğurmazdı.

Yine de itaatkâr olup patronum ne isterse yapmak üzere eğitilmiştim bu yüzden bu ani değişim karşısındaki şaşkınlığımı, öfkemi dile getirmek yerine gülümseyerek başımı salladım.

“Harika!” dedi Bay Caldwell. “Eminim Bay Benson ile çok iyi anlaşacaksınız.”

Sarılıp, “Sizi özleyeceğim, Bay Caldwell,” dedim. Babam gibi gördüğüm bu adamı gerçekten özleyecektim.

Bay Caldwell de sıkıca sarılarak o an ihtiyacım olan rahatlamayı az da olsa sağladı. Bir boğaz temizleme sesiyle sarılmayı bıraktık. Bay Benson’a baktım. Yüzünde anlaşılmaz bir ifadeyle öylece duruyordu. Sırtımdaki tüyler bu kez gerçekten diken diken oldu.

“İşin bittiyse, Henry, sanırım toplantıyı bitirmeliyiz,” dedi, sert bir dille.

Bay Caldwell, “Evet, elbette. Hailey, neden ben Bay Benson ile buradaki işimizi bitirirken sen de işine devam etmiyorsun?” diyerek beni nazikçe kapıya yönlendirdi.

Başımı sallayıp Bay Caldwell’in ofisinden çıkarken son bir kez arkama bakmadan edemedim. Bay Benson o anlaşılmaz yüz ifadesiyle bana bakmaya devam ediyordu.

Tanrım, onun için çalışmayı hiç istemiyordum.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok