Sadece Arkadaşız - Kitap kapağı

Sadece Arkadaşız

J.A. White

Bölüm 2

KEVIN

Parti gecesi

Ben, kamyonetini arka tarafa çekerek arkayı açtı ve içeriye atladı. Araçtan iki fıçı ve bir sürü buz çıkardı.

Bir fıçıyı tekerlekli krikoyla getirip barın yanına koyarken ben de havuzun yanında durmuş meyve dilimliyordum.

“Emily Turner adında bir kız hatırlıyor musun? Düğündeydi.”

“Hayır.”

“Angelia’nın nedimelerinden biriydi.”

Ben fıçıya vurup durduktan sonra yukarıya baktı. “Hayır.”

“İri yapılı bir kızdı,” dedim ona.

“Bekle, masada öylece oturup hiçbir şey yapmayan salak kocasının her şeyi ona yaptırdığı kadın mıydı?”

Parmaklarımı şıklatarak işaret parmağımı ona doğrulttum. “İşte o.”

“Niye soruyorsun? Ne oldu ki?”

“Birkaç hafta önce markette ona rastladım. Şunu söyleyeyim ki harika görünüyordu. Aşırı kilo vermiş.”

“Bana kim olduğunu söylediğinde aletimin pantolonumdan fırlamasına engel olamadım. Bu yüzden onu bu geceki partiye davet ettim.”

“Gerçekten mi? Ona bunun ne tür bir parti olduğunu da söyledin mi?” diye sordu Ben.

“Hayır, ama kıyafetin isteğe bağlı olduğuna dair küçük bir ipucu verdim. Bir de arkadaşını getiriyor.”

“Arkadaşının kim olduğunu söyledi mi?”

“Hayır. Onu bu gece öğreneceğiz.”

“Umarım arkadaşı da Emily kadar seksidir,” dedi Ben eliyle sakso çekme hareketi yaparken.

***

Birkaç saat sonra

Havuzun etrafındaki şezlonglardan birinde oturmuş, yeni gelenleri kesiyordum. Emily’yi henüz görmemiştim.

Ben bana doğru yürüdü. “Hey, şu Emily denen hatun nerede? Geleceğini söylediğini sanıyordum.”

Boş bardağıma baktıktan sonra kalkıp bara yürüdüm ve kendime bir bira daha doldurdum.

“Geleceğini söylemişti. Belki bir işi çıkmıştır.”

Umarım geliyordur. Marketteki o günden beri aklımdan çıkmıyordu.

Cebimdeki telefonum birden öttü. Görüntülü ve sesli yeni bir kapı zili taktırmıştım.

Telefonu cebimden çıkardığımda Emily ile arkadaşının ön kapıda durduğunu gördüm. Emily’nin yüzünü kameranın tam önündeydi.

“Acaba bu yeni kapı zillerinden biri mi?” dedi Emily.

Kameraya doğru bakarken gözünü neredeyse kameraya sokmuştu. Şimdi tek gördüğüm dev bir göz küresiydi.

Kapıda durup birkaç dakika daha videoyu izledim. Başka bir şey yapıp yapmayacağını görmek için bekliyordum.

EMILY

“Tanrım, neden bu kadar uzun sürdü?”

“Doğru adreste olduğumuza emin misin?” dedi Madison.

Arka cebimden üzerinde adres yazan notu çıkardım. “Telefonuma bunu yazdım ve GPS bizi buraya getirdi,” dedim notu kaldırırken.

Tam zili tekrar çalacaktım ki kapı açıldı. Kevin orada durmuş gülüyordu.

“Bu kadar komik olan ne?” diye sordum.

“Görünüşe göre sensin. Az önce yaptığın her şeyin kaydedildiğini biliyorsun,” dedi bana telefonunu göstererek.

“Umarım iyi bir kahkaha atmışsındır çünkü bu gece alacağın tek şey bu,” dedim.

“Lütfen içeri gelin,” dedi Kevin. “Geleceğinden emin değildim.”

“Halletmem gereken bir işim çıktı.”

Yüzünde endişeli bir ifadeyle, “Umarım her şey yolundadır,” dedi.

“İçkimi içmeye hazırım diyelim,” dedim.

Madison heyecanla, “Vay canına, burası çok büyük,” derken içeriye doğru ilerlemeye başlamıştı.

“Beni takip edin. Size etrafı gezdireyim,” dedi Kevin elini uzatarak.

Kevin’ı evin içinde takip etmeye başladık.

Madison kıçıma bir tokat atarak, “Çok seksi,” diye fısıldamıştı. Kevin görmeden durması için hemen elimi salladım.

Birkaç dakika sonra, kendimizi barın yanındaki havuzun kenarında bulduk.

“İçki içmek istediğini söylemiştin,” dedi Kevin.

“Harika,” dedi Madison.

“Evet, öyle demiştim. Ne içiyoruz?” diye sordum.

Kevin boş bir bardak alarak kendine bir bira doldurdu.

“Ben de bir bira alacağım,” dedi Madison.

Kevin’ın biralarımızı doldurmasını izlerken, “Ben de aynısından,” dedim.

“Notta bunun havuz partisi olduğunu yazmıştım, değil mi? İkiniz de havuz partisi için fazla giyiniksiniz,” dedi Kevin kıs kıs gülerek.

“Evet, kıyafetin isteğe bağlı olduğunu da yazmıştın. Bu yüzden nasıl giyineceğimden emin olamadım. Ama etrafa bakınca arkadaşlarının üzerinde ya çok az şey var ya da hiçbir şey yok gibi görünüyor,” dediğimde Kevin etrafına bakındı.

“Bunlar benim arkadaşlarım ve eski çalışanlarım. Birkaç yıl önce şirketimi satmadan önce benim için çalışıyorlardı. Onlarla iletişim hâlinde olmayı seviyorum. Onlar da biraz takılıp rahatlamayı seviyorlar.”

Madison’a birasını uzattıktan sonra bana da bir tane bira verdi. Madison birasını aldıktan sonra başka bir yöne doğru koşmaya başlamıştı.

Kevin kolumu nazikçe tutarak beni havuzun önündeki şezlonglara götürdü.

Şezlonga oturmadan önce iki kızın havuzda çıplak yüzdüğünü fark etmiştim.

İkisi de çok güzeldi. Yıldızlara bakarken sırtüstü yüzüyorlardı. Suda yüzerken göğüsleri bir o yana bir bu yana sallanıyordu.

Yavaşça şezlonga oturdum.

“Partiyi beğendin mi?” diye sordu Kevin.

“Evet. Her zaman özgür olmak ve nasıl göründüğüm konusunda endişelenmemek istemişimdir. Teşhirci olmak ve hiçbir şeyi umursamamak gibi hayallerim vardı.”

“Kiloluyken bile insanların benim hakkımda ne düşündüğünü ya da ne söylediğini umursamazdım. Ama eski sevgilim beni her zaman arkadaşlarından ve ailesinden saklamaya çalıştı. Sanki benden bir şekilde utanıyordu.”

“İstediğim hiçbir şey gerçekleşmedi. Hep onun istedikleri oldu. Seks yaparken bile durum aynıydı. Misyoner pozisyonundan başka bir şey bilmezdi.”

“Madison bana her zaman nerelerde ve nasıl seks yaptığını anlatırdı. Konu seks olduğunda onu hep kıskanırdım.”

“Farklı pozisyonlar denemek ya da rol yapmak isterdim ama eski eşim beni başından savardı. Sadece o istediğinde seks yapardık, ben istediğimde asla yapmazdı.”

“Düşünüyorum da, daha önce hiç gerçek bir orgazm yaşadığımı sanmıyorum. Neredeyse otuz yaşındayım ve bunu sana söylediğime bile inanamıyorum.”

Birdenbire hiç tanımadığım bir adama bütün özelimi anlattığımı fark edince başımı sol elime yasladım.

“Sorun yok. Benimle konuşabilirsin. Söz veriyorum, burada söylediğin ya da yaptığın her şey burada kalacak. Bu evdeki bir numaralı kural başkaları hakkında konuşmak ve başkalarını yargılamak yok, yoksa gidersin.”

“Bir bira daha ister misin?”

Boş bardağıma baktım. Eski sevgilimden şikâyet ettiğim süre boyunca içiyor olmalıydım.

Ama Kevin’a baktığımda doğruyu söylediğini anlayabiliyordum. Onda şimdiden güven verici bir şeyler vardı.

“Evet, lütfen. Bir tane daha alabilir miyim?”

“İstediğin kadar alabilirsin,” dedi bardağımı alıp ayağa kalkarken. Ardından bara doğru yürümeye başladı.

Dönüp havuza baktım. İki kadının da merdivenlerde oturduğunu gördüm. Su bellerine kadar geliyordu. Öpüşmeye başlamışlardı.

Bu güzel bir öpüşmeydi, hayalini kurduğunuz türden bir öpüşme. Tutkulu ve yavaş. Birbirlerinin ağzına giren dilleri beni azdırıyordu.

Kızlardan biri elini diğerinin başının arkasına koyarak parmaklarını kızın saçlarına doladı. Diğer kız da onun sol göğsünü tutarak meme ucunu hafifçe sıktı.

Nefes alışlarındaki değişikliği görebiliyordum.

İlk kız saçlarından tuttuğu kızın başını aşağıya çekerek kızı bacaklarının arasına yerleştirdi. Bu diğer kızı hazırlıksız yakalamıştı. Kızın nefes alış verişi daha da düzensiz hâle geldi.

İlk kızın gözlerindeki tutkuyu görebiliyordum, durmaması için yalvarıyordu. Suyun altındaki kol hareketlerinden ve sudaki dalgalanmalardan parmaklandığını anlayabiliyordum.

Bacaklarım birbirinden ayrıldı. Bacak aramın ısındığını hissedebiliyordum. Her iki meme ucum da taş gibi sertti. Bir elimle sol mememi avuçlarken, diğer elimle kotumun dışından bacak aramı avuçlamaya başladım.

Mayomdan ve kotumdan gelen ıslaklığı hissedebiliyordum. Kotumun düğmelerini açıp yavaşça elimi içeriye kaydırdım. Şişmiş klitorisimi ovuyordum.

Nefesim biraz ağırlaşmaya başlamıştı.

Kevin geri gelip yanıma oturduğunu fark etmedim.

O anda kendimi havuzda sevişen kadınları izlemeye kaptırmıştım. Klitorisimin üzerinde daireler çiziyordum.

“Kahretsin, bu çok ateşli! Sence de öyle değil mi?” dediğinde Kevin beni şaşırtmıştı.

Bir şey görmemesini umarak elimi kotumdan çıkardım. “Şu anda çok utanıyorum.”

“Utanma, burada utanmak da yasak.”

“Sana aptalca bir soru sorabilir miyim?” derken kendime gelebilmek umuduyla biramdan bir yudum aldım.

“Elbette.”

“Burası neresi? Yaşadığın yer olduğunu biliyorum ama burası fantezi adası gibi bir yer mi yoksa Kevin’ın Seks Partisi Evi mi?”

Bunun üzerine Kevin güldü. “Bu sadece bir parti. Buradaki arkadaşlarım zaman zaman soyunmayı sever. Kilometrelerce uzakta hiç komşumun olmadığı otuz dönümlük bir arazide yaşıyorum. Yani burada olan, burada kalır.”

“Burası sıcak mı olmaya başladı yoksa bana mı öyle geliyor?” diye sordum.

“Hâlâ tamamen giyinik olduğun için olabilir. Altına mayo giydiğini görebiliyorum.”

“Çıkarayım mı?” dedim göz kırparak.

“Yani, havuz partisindesin.”

“Beni mayomla görmek istiyorsun, değil mi?”

“Tabii ki istiyorum,” dedi Kevin.

“Dahası, beni çıplak görmek istiyorsun,” diye takıldım kollarımı kavuşturmuş önünde dikilirken.

“Sana yalan söylememi mi istiyorsun?”

“Hayır.”

“O zaman evet!”

Evet dediğini duyunca gözlerim kocaman oldu. Benden hoşlanıyor mu yoksa sadece beni çıplak mı görmek istiyor gerçekten bilmiyordum.

Her iki şekilde de buraya gevşemek ve eğlenmek için gelmiştim.

Kotumun düğmelerini açtım ve bacaklarımdan sıyırdım. Yaptığım her hareketi izlediğini hissedebiliyordum. Bunu bilmek beni çok heyecanlandırıyordu.

Yüzümü ona dönüp üzerimdeki tişörtü yavaşça başımın üzerine çektim. Üzerimi çıkarırken gözlerinin göğüslerimde gezindiğini hissedebiliyordum. Üzerimde sadece bikini üstüm ve altım kalmıştı.

“Beğendin mi?” diye sordum, gözlerinin vücudumun her yerinde dolaştığını gördüğümde. “Bu takımı beni davet ettiğin gün almıştım.”

“Öyle mi?” diye sordu yüzünde kocaman bir gülümsemeyle.

Tangamın iplerini tutup yukarı çektim. Bikini bölgemi yeni tıraş etmiştim. Tangayı o kadar çekince vajina dudaklarıma kadar belli olmuştu.

Sanırım kısa bir an için Kevin nefes almayı bıraktı.

“Vay canına, çok güzelsin. Bir zamanlar kilolu olduğun bile anlaşılmıyor. Sanki hayatın boyunca bu vücuda sahipmişsin gibi görünüyorsun. Kesinlikle düğündeki kızla aynı değilsin.”

“Aynı kız değilim elbette,” dedim ellerimi kaldırıp onun için bir dönüş yaparken. “Bu bir gecede olmadı. Bu hâle gelebilmek için yaklaşık iki yıl çok çalışmam gerekti.”

“Biliyor musun, bugüne kadar kocam bana değişimimle ilgili tek kelime etmedi. Hiçbir şey söylemedi.”

Oturup biramı elime aldım. “Şu anda karşında dururken, sanırım onunla evliliğim boyunca aldığımdan daha fazla iltifat aldım.”

O pislikle bu kadar uzun süre evli kaldığım için biraz sinirlenmiştim. Biramın kalanını yudumlayıp masaya çarptım.

Kahretsin, bu iyi gelmişti. Ama şimdi de bacak aram yanıyordu. Havuza baktıktan sonra koşarak havuza atladım.

Sudan çıktığımda Kevin orada yoktu. Havuzun diğer tarafına baktığımda iki kadının hâlâ havuzun diğer ucunda oturduğunu gördüm. Ardından onlara doğru yüzmeye başladım.

“İkinizin birlikte çok güzel göründüğünü söyleyebilir miyim? Bütün gece sevişmenizi izleyebilirim.”

“Yaa, teşekkür ederiz,” dediler aynı anda. Hâlâ birbirlerine sarılıyorlardı. Tekrar öpüştüler.

Birkaç dakika sonra Kevin bir birayla geri geldi.

“Bir bira daha içebilirsin diye düşündüm. Bir de bacaklarımı esnetmem gerekiyordu,” dedi.

İçimden, “Evet, doğru.”diyedüşündüm. ~Alışveriş arabasının arkasına saklanarak ereksiyonunu gizlemeye çalıştığın gün gibi~.

Kollarımı havuzun kenarına yasladım. Havuzdan çıkmak için güzel bir yol düşünmeye çalışıyordum.

Bo Derek’in bir filmi vardı. Bir sahnesinde ağır çekimde havuzdan çıkıyordu. Aklıma o sahne gelince aynısını yapmaya çalıştım.

Yavaşça havuzdan çıktım ama bikini üstümün yarı saydam olduğunu bilmiyordum... Ta ki ıslanana kadar.

Kevin’ın gözleri kocaman oldu. Bikini üstünün kumaşı o kadar inceydi ki, meme uçlarımı ve yeni tıraş edilmiş vajinamı görebiliyordunuz.

Havuzdan çıkarak örtünmeye çalıştım ama hiçbir şey işe yaramıyordu. Kevin sandalyelerden birinin arkasına uzanarak bana bir havlu uzattı.

“Teşekkür ederim. Sanırım beni neredeyse çıplak gördün.”

Kevin sadece başını sallayarak omuzlarını silkti, sonra ikimiz de gülmeye başladık.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok