Şeytan Oyunu - Kitap kapağı

Şeytan Oyunu

Elithra Rae

0
Views
2.3k
Chapter
15
Age Rating
18+

Summary

Elementsel büyücülerden bir cadının ve savaş büyücüsü bir avcının kızı olan Sarah hâlihazırda azımsanamayacak bir güçtür. Yine de yirmi birinci yaşına basmak üzereyken, uzun zamandır yeryüzünden silindiği zannedilen bir yeteneğe sahip olduğunu keşfeder: O bir rüya gezginidir. Serüvenini tamamlamak adına ihtiyaç duyduğu gücü toplamak için Sarah’nın şeytan Leondris’e teslim olması gerekecektir, gelgelelim bu bağlanış gerçekleştirebileceğini aklının ucundan geçirmediği cinsel fantezileri ve arzuları uyandıracaktır.

Yaş Sınırı: 18+

Fazla göster

Birinci Bölüm: Isırık

Birinci Kitap: Rüya Gezgini

SARAH

Ellerini dizlerimin tam altından sarıp bacaklarımı arzu ettiği gibi sabitlerken, sol baldırımın iç kısmını usulca öptü.

Dudaklarını tenime değdirdiğini ve dişlerini hafifçe üzerimde gezdirdiğini hissettiğimde zaman yavaşlarken nefesim kesildi.

Kalbim göğüs kafesimi zorlayarak delicesine atarken hem bana yapacakları için kıvranıyor hem de bunu ne kadar arzuladığımı bildiğini hissediyordum.

Ağzını mümkün olduğunca açarak dişlerini tenime yavaşça geçirdiğinde altında kıvrandım.

Kısık bir hırıltı bedenimi sararken donup kalmış hâldeydim. O anda yalnızca sızlanabiliyordum. Hareket etmemeye çalıştığım için vücudum kaskatı kesilmişti. Dayanacak mecalim kalmayana kadar dişlerini derimin derinliklerine batırdı.

Orgazm bedenimi ele geçirmek üzereyken altında debelenerek haykırıyordum.

Isırmayı bırakıp tenimdeki kusursuz diş izlerini yalarken titremeye devam ediyordum. Hareketinin etkisiyle kontrolsüzce ürperdim.

“Seni yaramaz, sana bunun için izin verdiğimi hatırlamıyorum.” Tehditkâr, sert ve alçak sesini duyunca, sırılsıklam vajinamın daha da kasıldığını hissettim.

Kesilen nefeslerimin arasında, “Özür dilerim,” dedim. “Kendimi tutamadım.”

Yatağın hafifçe oynadığını fark etmemle onun ayağa kalktığını hissederken, onu görebilmeyi ve bileklerimdeki ipek bağlardan kurtularak ona dokunmayı diledim.

Ellerimi teninde gezdirmeyi, yüzünü izlemeyi ve bana yapacaklarını görmeyi her şeyden çok istiyordum.

“Madem sana söyleneni yapamıyorsun, belki de durma vaktimiz gelmiştir.”

Bunu duyunca kalbim tekledi. “N’olur durma, lütfen.”

Diğer baldırıma sertçe şaplak attığında kendimi tutamayıp çığlığı bastım.

Nefis şaplağın da etkisiyle daha çok yalvarır bir tonda, “Lütfen,” diye inledim.

“Uslu bir kız olacak mısın?” Elini vurduğu yere bastırarak baldırımdaki keskin acıyı dindirdi. Kulağıma iyice yaklaşıp konuştuğunda nefesinin boynumu okşadığını hissettim.

“Söz, uslu olacağım. Ne dersen yapacağım.” Ona sahiden itaat etmek istiyor ve beni her zaman dayanamayacağım raddeye kadar zorlamasını seviyordum.

“Göreceğiz.” Elini bacaklarımın arasına kaydırıp ıslak dudaklarımı okşamaya başladı.

Dokunuşunun verdiği anlık zevkle nefesim kesilirken, kalçamı yataktan kaldırarak eline doğru bastırdım.

Kısa bir an içinde dişlerini boynumun yan tarafında hissetmemle bunun bir dikkat dağıtma hamlesi olduğunu anladıktan sonra, zevkle haykırarak elinin ve bağların hapsinde sarsıldım.

“Kıpırdama.”

Bedenimdeki her zerre hareket etmek için titreyerek bana âdeta yalvarırken sabit durabilmek adına elimden geleni yaptım.

Boynum da baldırım da ısırdığı için acıyordu. Vajinamın dudaklarını yukarı aşağı hareketlerle nazikçe okşarken, iki parmağını kasılmış vajinamın içine soktu.

Dudaklarımdan kontrolsüz bir haykırış daha yükselirken, kalçamın sarsılmasına engel olamadım. Kalçamı hareket ettirdiğim anda parmaklarını içimden çıkarıp vajinama sertçe vurdu.

“Seni yaramaz.”

Vajinamın şişmiş dudaklarına art arda üç kez daha vurdu. Zevkle acının birbirine karıştığı şimşek etkisi yaratan tokatlar üzerine, orgazm olduğumu hissederek daha şiddetle haykırdım.

Durduğunda gevşemiş bedenim yatağın üzerinde titriyordu.

“Ben seninle ne yapacağım böyle?”

Hareket etmesiyle odadaki atmosferin değiştiğini hissetsem de gözlerim hâlâ bağlı olduğu için hiçbir şey göremiyordum. Yatak tekrar içe doğru eğildiğinde onun bacaklarımın arasına girdiğini hissettim.

Kalbim yeniden tekledi.

“Lütfen...” Artık o noktada ne için yalvardığımı bile bilmiyordum. Sadece onu ve bana yapacaklarını arzuluyordum.

“Şşş, istediğin kadar yalvarabilirsin ama yaramaz bir kız olduğun için yalnızca benim sana vereceklerimi alacaksın.”

Tekrar sızlandım. Artık ne yapacağına dair hiçbir fikrim yoktu. Sadece umut edebileceğim noktadaydım.

Bacaklarımı tutarak ikisini de havaya kaldırıp dizlerim başımın yan tarafına gelene kadar itti.

Eğilip kalın penisini sırılsıklam bacak arama sürterken dudaklarımın hemen yan tarafında konuştu. “Her zaman benim olacaksın.”

Kalçasını geriye doğru çekti.

Sonrasında penisinin başının içime girdiğini hissettim.

***

BİP, BİP, BİP, BİP, BİP, BİP, BİP, BİP

Alarmımın sesiyle aniden yerimden fırlayarak kalbim delicesine atarken yatakta doğruldum.

“Sikeyim!” Saatimi alıp odanın öteki ucuna fırlattığımda küçük dijital saat paramparça oldu.

“SARAH! SAATLERİNİ KIRMAYI BIRAK ARTIK!” Annemin alt kattan bağırdığını duydum.

“Tamam, anne!” diye bağırarak karşılık verdim. Pencereden sızan güneşe baktım. “Of ya… Sadece on dakika daha…” Ellerimi sızlanarak yüzüme götürüp gözlerimi ovuşturdum. “Soğuk bir duşa ihtiyacım var.” Örtüyü üzerimden çektiğim anda, sol baldırımın iç tarafında, yani rüyamda ısırıldığım yerde belli belirsiz bir morluk olduğunu fark ettim. Bunu görünce kalakaldım. “Kahretsin.”

Yataktan kalkıp banyoya girdim. Soğuk bir duş yerine uzun ve sıcak bir duş alarak tamamen ayılıncaya kadar kendimi keseledim.

Dışarı çıktıktan sonra bir süre aynanın karşısında durdum. Dalgalı kahverengi saçlarım normal şartlar altında başına buyruk davransa da hâlâ ıslak olduğu için solgun tenime yapışmış hâldeydi.

Bembeyaz tenimle kontrast oluşturan ela gözlerim içten gelen bir ışıkla parlıyor gibiydi. Bir altmış yedilik vücudumda neyse ki iki ısırıktan başka yeni bir iz yoktu.

Vücudumun her noktasını kontrol ettikten sonra odama dönüp giyindim. Yirmi dakika sonra aşağı indim.

Tabağımın hazır hâlde beni beklediği masanın başında annemle babam vardı.

Aşağı indiğimde beni sırayla, “Günaydın, Sarah,” ardından da, “Günaydın hayatım,” diyerek selamladılar.

Bir pastırma dilimi alıp iki kez çiğnedikten sonra onlara, “Günaydın,” diye karşılık verdim. “Yine rüya gezginliğine başladım.”

Bunun üzerine babam yudumladığı kahveyi gömleğine dökerken, annem de çatalını düşürdü.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok