Milyarder CEO - Kitap kapağı

Milyarder CEO

Marie Hudson

0
Views
2.3k
Chapter
15
Age Rating
18+

Summary

Danielle'ın kız kardeşinin hayatını kurtaracak tedavi için umutsuzca paraya ihtiyacı vardır. Bir milyarder, on milyon dolar karşılığında iki yıl boyunca eşi olup varisini doğuracak bir kadın bulmak için ilan verir. Bu, Danielle'ın aradığı çözüm gibi görünse de adam onun gibi fakir bir geçmişi olan birini seçecek midir? Dahası, Danielle onu asla sevmeyeceğine yemin etmiş, soğuk bir adamla geçici bir süre için bile olsa evli kalabilecek midir?

Yaş Sınırı: 18+

Fazla göster

Aynı Sebepten

DANIELLE

Şehir merkezindeki meşhur, yüksek, beyaz tuğlalı binanın önünde bekliyordum. Önümde ve arkamda sıraya girmiş kadınlar bu görüşme için binaya girebilecek altmış kişiden biri olmayı umuyordu.

Kaldırıma doğru esip içimi titreten soğuk rüzgârla baş edebilmek için büyükannemden kalan eski şalıma sıkı sıkı sarıldım.

Kırmızı bir iple sınır çekilmiş kaldırımda çok şık giyinmiş kadınlardan oluşan bir tek sıra vardı. Bugün sabahtan beri defalarca saydığım için otuzlu numaralardan birini garantilediğime emindim.

Bu görüşmeyi yapabilmek için dün de gelmiş ancak içeri alınmayı üç kişiyle kaçırmıştım.

Bu sabah tekrar erkenden geldiğimde, otoparktan akın akın çıkarak sıraya giren kadınlar kapasitenin yarısını çoktan doldurmuştu.

Sırada beklerken güneşin doğuşunu izlemeye başladım. Şehrin üzerine düşen karanlık gölgeleri bir bir dağıtıyordu.

Saat nihayet sekiz olduğunda, binanın kapısından bunu tekrar yapmak zorunda kaldığı için hayal kırıklığına uğramış gibi görünen bir kadın çıktı.

Dümdüz, tiksinir gibi bir ses tonuyla, “Bayanlar, hepinize birden altmışa kadar bir numara verilecek. Eğer bu kategoriye giriyorsanız sıradaki talimatları alabileceksiniz,” dedi.

O sırada, başka bir kadın gelip üzerinde numaralar yazan küçük, kare, pvc kaplamalı kâğıtlar dağıtmaya başladı. Bana otuz beş numarayı verdiğini görünce hafifçe gülümsedim.

Bu sefer ilk altmışın içindeydim.

Son numara da dağıtıldığında, bazı kadınların diğer kadınlara yalvararak numaralarını satın almaya çalıştıklarını bazılarınınsa küfürler savurarak çekip gittiklerini duydum.

Görevli kadın, “Numarası 1'den 10'a kadar olanlar şimdi gidip resepsiyonun önünde beklesin,” deyip kapıyı açtığında ilk on kişi içeri akın etti.

“Eğer 11 ile 60 arasındaysanız buradaki lobide bekleyin. Bay Tucker'ın bekleme salonu siz hanımların hepsini aynı anda alamayacağı için her seferinde sadece on kişi alacağız,” diye ekledi kadın.

Geri kalanlarla birlikte sıcak binadan içeri girip duvara monte edilmiş bir saatin altında sessiz bir köşe buldum. Çağrılmama birkaç saat olduğunu bildiğim için pelüş koltuğa yayıldım.

Dizüstü bilgisayarlarını, iPad'lerini ya da telefonlarını çıkarıp mükemmel manikürlü tırnaklarıyla ekranlarına tıklayan kadınlara bakarak etrafı incelemeye başladım.

Resepsiyondaki masanın önünde toplanmış ilk on kadın, asansöre kadar eşlik edilmeyi umut dolu gözlerle beklemeye devam ediyorlardı.

Arkasında altı bayanın oturduğu devasa resepsiyon masasına odaklanan gözlerim, en tepedeki ahşap kalaslardan başlayıp yavaşça aşağı inerek yansımamı görebileceğim kadar temiz, parlak, beyaz zeminde gezindi.

Masanın ortasına gümüş boya ile kazınmış bu yerin adı Tucker Girişimcilik idi.

Monoton bir sesle konuşan kadın, kendi aralarında neşeyle sohbet eden ilk on adayı topuklarını yere vura vura yürüyerek asansöre götürdü.

Bu kadınların hepsi gelecekteki varisi için geçici bir eş arayan CEO’nun geçen hafta gazeteye bizzat verdiği ilana cevap vermek için buradalardı.

CEO ile geçici eşi birbirleriyle en fazla iki yıl evli kalacaklardı; birinci yıl kadının hamile kalması, ikinci yıl da çocuğu dünyaya getirmesi için.

Sözde eş hamile kaldıktan sonra bir çatı katı dairesine taşınıp hamileliği boyunca orada yaşayacaktı.

Bebek sağlıklı bir şekilde doğduktan sonra, kadına yeni hayatına başlaması için on milyon dolar ödenecekti.

Ülkedeki en büyük iş imparatorluklarından birine sahip olan Danny Tucker kraliyetin olmasa da zenginliğin sözlük karşılığı gibiydi. Tüm kadınlar onun olmak isterdi. Satın alamayacağı hiçbir şey yoktu.

Dünyanın dört bir yanında onlarca evi vardı. Hatta borç batağında olan birkaç adayı satın almayı düşündüğü bile söyleniyordu.

Ona iki yıl boyunca bağlanmaya layık olup olmadığımı görmek için lobisinde sıra beklememin tek nedeni bir çocuk için ödemeye hazır olduğu para miktarıydı.

Bir süre sonra oturmaktan kıçıma kramplar girmeye başladı.

Bu yüzden ayağa kalkıp bacaklarımı esnetmeye çalışsam da çok geçmeden tekrar oturup, başımı duvara yaslayıp, gözlerimi kapatarak başımın üstündeki saatin tik taklarını dinlemeye başladım.

Adamın teklif ettiği para miktarını ilk gördüğümde, kız kardeşimin görmesi gereken tedaviyi ve yumurtalıklarından birinde büyüyen küçük bir tümör için olması gereken ameliyatı karşılamaya yeteceğini biliyordum.

Ailem beş yıl önce öldüğü için hiç akrabamız yoktu. Büyükannemle büyükbabam iki yıl önce ölene kadar onlarla birlikte yaşarken şimdi bize bıraktıkları küçük değirmen evinde yaşıyorduk.

Danny Tucker’ın beni gelin olarak seçebileceğinden umutlu olsam da reddedildiğimde yıkılmamak için fazla umutlanmamaya çalışıyordum.

Sağımdaki kapılardan gelen çın sesini duyunca uyuyakalmış olduğumu anladım.

Gözümü açtığımda ilk on kadın asansörden çıkıyordu.

Bazılarının maskarası akmış, bazılarının yüzü kıpkırmızı, bazıları da çok sinirli görünüyordu.

Üst kata çıkarılmama daha bir saat olduğu için tekrar gözümü kapattığımda, yakınımda oturan bir kadının ağlamaklı bir şekilde burun çektiğini duydum.

O sırada, sıradaki on kadın çağrılıp Danny Tucker’ın gelin adayı olma umuduyla asansöre doluştular.

Karşımda oturan kadın ağlamaklı kadına dönerek, “Yukarıda sana ne dedi?” diye sordu.

“Onunla sadece beş dakika görüşebiliyorsunuz. Özgeçmişine bakıp birkaç soru soruyor. Bana bakire olup olmadığımı bile sordu. Buna inanabiliyor musunuz?” dedi kadın, sessizce burnunu çekerek.

“Kim bir bakire ister ki? Hem bunu talep etse bile kimsenin bu kriteri karşılamasına imkân yok.”

“Buradaki her kadın muhtemelen daha önce seks yapmıştır. Ben dâhil,” dedi, karşımda oturan, açık mor elbiseli kadın.

“Aramızdan birinin seçilip seçilmeyeceğini bilmiyorum. Az önce oradaki herkese bunu daha sonra kardeşleri ve babasıyla konuşacağını söyledi. Eğer seçilirsek bizi arayacakmış,” dedi kadın, yanağından süzülen bir damla gözyaşını silerek.

“Ona ne söyledin?” dedi mor elbiseli. Bunu söylerken sesini alçaltsa da onları hâlâ duyabiliyordum.

“Çocuğunu taşımayı çok istediğimi, kardeşlerini çok sevdiğimi, onunla evlenip istediği çocuğu vermek için sabırsızlandığımı,” deyip daha çok ağlamaya başladı diğer kadın.

Soruyu soran kadın etrafa bakınarak, “Peki ya diğerleri? Onlar da böyle mi söyledi?” dedi. Gözlerimi açık tutmakta zorlanmama rağmen onları izlemeye devam ediyordum.

“Konuştuğum tüm kadınlara göre hepimiz hemen hemen aynı şeyi söylemişiz.”

“Ünlü biri olduğu için onu seviyoruz. Ayrıca onunla evlenip çocuğunu dünyaya getirmek hepimizin hayali.”

“Ama bunun çok zor olduğunu biliyorsunuz. Danny Tucker neredeyse her gün haberlerde, dergilerde, gazetelerde yer alıyor. Aramızdan biri neredeyse iki yıl boyunca, hatta boşandıktan sonra bile bir süre magazinin ilgi odağı olacak.”

“Basın, çocuğunuzu görüp göremediğiniz, ne kadar büyüdüğü, Danny'nin bir zamanlar sahip olduğunuz ilişkiyi yeniden canlandırmaya çalışıp çalışmadığı gibi tüm ayrıntıları bilmek isteyecek.”

Kadın bunları söyledikten sonra iç çekip, pahalı kürk mantosunu düzelterek ayağa kalktı.

“Ben bir sonraki gruptayım, yani onunla işim bittiğinde bir telefon alacaksın.”

“Umuyorum onu elde ederim çünkü boşanmadan önce parasını mümkün olduğunca yemek istiyorum,” dedi diğer kadın, elini ağzına götürüp kıkırdayarak.

Onlar beni fark etmeden gözlerimi kapatıp, bir sonraki grup aşağı inmeden tekrar uykuya daldım.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok