Requiem Şehri - Kitap kapağı

Requiem Şehri

C. Swallow

0
Views
2.3k
Chapter
15
Age Rating
18+

Summary

Maddie, Requiem City'nin acımasız ve büyülü sokaklarında koşuşturan bir yankesicidir. Aşırı zengin Dobrzycka ikizlerinden çaldığında, onu bir seçim yapmaya zorlarlar: hâkimiyet veya yıkım.

Yaş Sınırlaması: 18+

Fazla göster

130 Chapters

Kader

MADDIE

Requiem City'nin iskelet mahallesindeki terk edilmiş bir binanın çıkıntısına tünemişken sabah havasında nefes aldım. Requiem City tam bir bok çukuru olsa da yuvamdı, bildiğim tek yuva burasıydı.

Bu yükseklikte, şehrin durgun kokusu yerini ormandan gelen taze çam iğnelerinin kokusuna bırakıyordu.

Ufkun manzarası, hikâye kitabından çıkmışçasına mükemmeldi, dosdoğru bir masaldan gelmiş gibiydi ama hayatımın gerçeğinin bir masaldan çok uzak olduğunu hatırlamak için tek gereken, aşağı attığım bir bakıştı.

Bazı insanlar geçmişten gelen sihir ve ejderha tanrıları hakkındaki aptalca efsanelere tutundular ama inandığım tek güç kendiminkiydi. Kendi kaderimi kendim belirledim, başka kimse değil.

Bazı deliler tüm hayatlarını kendilerini ikna etmeye çalışarak geçirdiler: Ejderhalar vardı, aramızda saklılardı.

Peki ya ben? Hayal gücüne hiç vaktim olmadı.

Hayatım her zaman tek bir kelimeyle yönetildi: koşuşturma, koşuşturma, koşuşturma.

Yap ya da öl.

Requiem City’nin zorlu sokaklarında biraz para kazanmak için her şeyi yapardım.

Gerçek, bir yumrukla dişlerini dökecekken neden bir şeyler hayal ederek zaman kaybedesin ki?

Hayır, çıkıntıda otururken bu düşünceleri bir kenara bıraktım, temkinli bir şekilde dengemi buldum, beton parçalarını aşağıdaki sokağa tekmeledim.

Peri masallarının canı cehenneme.

Requiem City söz konusu olduğunda fanteziler kısa ömürlü...

Telefonum çılgınca vızırdamaya başladı ve onu cebimden korkuyla çıkardım, tam olarak kim olacağını biliyordum.

DominicArtık beklemek yok
DominicNerede
DominicBenim $$$???
Maddieüzerinde çalışıyorum, dom
Maddieçalmak üzere olduğum şey nakitten daha iyi
Dominic...
Dominicİlgimi çektin Mads
DominicBu iyi
DominicAksi takdirde arkadaşlarınız ölü olurdu şimdiye
Maddiebundan sonra özgürüz
Maddiebana söz ver
DominicGöreceğiz. Ne kadar iyi?
Maddiesadece diyelim ki
MaddieReq city'nin en zengin üç kardeşi insanlara paralarını geri vermek üzere

***

Altının kokusunu görmeden önce alabiliyordum. Requiem City'nin en zengin kadınlarından biri orada ayaktakımının arasında oturmuş espressosunu yudumluyor, ne kadar korkusuz olduğunu gösteriyordu.

Dobrzycka servetinin Adara Dobrzycka'sı.

Kadın İskelet Mahallesi'nde olduğuna göre epey cesurdu. Muhtemelen yarı kazınmış, dik mor saçlarıyla uyum sağlayabileceği düşünmüştü. Adara'yla ilgili her şey özenti diye bağırıyordu.

Zenginlerin fakiri oynamayı sevmesi ne tuhaftı. Sanırım epey modaydık, değil mi?

Adara havalı ve soğukkanlı davranmaya çalışsa da çantasında 900 Jewelers'dan aldığı yepyeni bir Robishaw saati olduğunu biliyordum.

Diyelim ki bir süredir onu takip ediyordum ve kadının zevki pahalıydı, hem de epey pahalı.

Çoğu yankesici gibi değildim. Daha kısa, daha sert, daha akıllıydım.

Ve hedeflerimi günler öncesinden seçmeyi severdim. Adara mesela. Bir süredir radarımdaydı. Tanrım, o kendini beğenmiş küçük gülümsemesini zengin suratından silmek istiyordum.

Hırsız olmanın tek dezavantajı buydu. Soyulup soğana döndüklerini anlayınca çıldırdıklarını görmek için burada kalamazdın.

Üzücü, değil mi?

Ama her neyse.

Şu anda, ona ne olduğunu anlamadan önce bu milyarder sürtüğün saatini çalmak istiyordum.

Hayır, buna ihtiyacım vardı. Yoksa en iyi iki arkadaşım, Darshan ve Harry’yle beraber şerefsiz Dominic'in kölesi olacaktık.

O saat bizim özgürlük biletimizdi.

Adara Dobrzycka'ya sadece bir parçasıymış gibi davrandığı gerçek Requiem City’yi tattıracaktım.

Her köşedeki reddedilenlerin, keşlerin, pisliklerin en iyi arkadaşıydım.

Karaborsaya kan pompalayan, onu canlı tutan bendim.

Madeline adında 16 yaşında bir yetimdim ve dünyadaki hiçbir şey -ne polisler ne "sihir" efsaneleri, ne de dünyanın en zenginlerinden olan Dobrzyckalar- beni durdurabilir.

Şanslıyım ki Adara etrafındaki köylülere pek ilgi göstermedi. Bunu kendi yararıma kullanırdım.

Paltoma sarıldım ve hızlı bir şekilde ileri doğru yürüdüm. Bir grup iş adamının kaldırıma akın etmesini bekledim, aralarına girdim ve sonra, kenara bakıyormuş gibi yapıp parmağımı dikkatlice konumlandırarak Adara'nın bardağını devirdim.

Tüh.

"Kahretsin!" diye bağırdı, ayağa fırladı ve "vintage" paltosundan espressosunu sildi.

Bu benim fırsatımdı. Bir elimle düşen fincanı kapmak için diz çöktüm ve sonra yıldırım gibi hızlı bir şekilde diğerini çantasına soktum. İnce kâğıtla sarılı olan küçük kutuyu hissettim ve çabucak kaptım.

Nasıl bu kadar hızlı olduğumu bilmiyordum. İnsanlar bana insanlık dışı olduğunu söylerdi. Bilerek baksalar bile göremiyorlardı. Sanki kolumda sihir varmış gibi.

Sihir mi? Evet, tabii.

Ayağa kalkarak Adara'ya kupayı verdim. "İşte," dedim özür dileyerek.

"Fark etmediysen boş," dedi sertçe, ceketinin durumuna baktı.

Sadece omuz silktim ve yoluma devam ettim, saat zaten çantamdaydı.

Daha kolay olamazdı.

Aniden geriye bakma dürtüsünü hissettim, direnmem gerektiğini biliyordum. Ama lanet olsun, kendime engel olamadım.

Bu tür bir zafer tadını çıkarmayı hak ediyordu. Hiç bu kadar büyük bir hedefin peşine düşüp de hikâyeyi anlatacak kadar yaşamamıştım.

Riske atarak omzumun üzerinden baktım ve...

Adara bana bakıyordu.

Lanet olsun.

Koşmaya başlamadan önce en az yirmi adım uzakta olduğundan emin olarak hızla kafamı geri çevirdim ve köşeyi döndüm.

Peki ya kaltak beni bir saniyeliğine görseydi?

Beni bulamazdı gerçi. Bu şehrin tekinsiz yerlerini avucumun içi gibi biliyordum.

Adara kahrolası Dobrzycka’dan bir şey çalmıştım~.~

Artık hiçbir şey beni korkutmazdı.

***

"Bunun gerçek olduğuna söz veriyor musun Mads?"

Dominic'in önünde duruyordum, yıllardır bana ve arkadaşlarıma terör estiren mafya özentisi.

Greensward'da -yoksul çocuklar için halk merkezinde- yaşamak için çok yaşlandığında, harika işlere yelken açtı, Requiem City'nin alt uğrak yerlerinde küçük bir uyuşturucu ve silah operasyonu gibi.

Dom altın saati incelemenin tam ortasındaydı, kaşlarını çattı.

"Benimle taşak geçmiyor olsan iyi olur."

"Hayatım üzerine," dedim. "Adara Dobrzycka'nın kendisine aitti. Çok uzun sürmedi. Ama yine de."

Bir an daha inceledi, sırf eğlence olsun diye bana yumruk atabilirmiş gibi görünüyordu. Konu Dom'a gelince alışılagelmiş bir şeydi bu. Sonra duruşu gevşedi ve güldü.

Dominic, saati haydutlarından birine fırlatarak "Siktir, şuna bak," dedi. "Yazısı mazısı, her şeyi var. Kimsenin Dobrzycka'yı soyamayacağını derler ya? Senin gibi bir ufaklık nasıl idare etti?"

"Sihir," diye cevap verdim, içimden gözlerimi yuvarladım. "Öyleyse Dom. Anlaştık mı, anlaşmadık mı?"

Yeterince büyük para kazanabilirsem Dominic'i sırtımdan temelli atabilirim. Daha da önemlisi, en iyi iki arkadaşım Darshan ve Harry'nin sırtından.

İki yaşındayken rezil bir halk merkezinin çöp yığınına atıldım ve Darshan’la Harry, kendimi Requiem City'nin en yüksek gökdeleninden atmamı engelleyen tek insanlardı.

Hepimiz çöpe atılmıştık.

Yetimler.

Dışlanmışlar.

Ve Darshan’a kör olduğu için en çok sataşılırdı. Dominic hâlâ merkezde yaşarken sık sık yapardı.

Biz de birbirimizi savunmaya başladık, günden güne bunu atlatmak için elimizden geleni yaptık. O ikisi olmasaydı şimdiye kadar hayatta kalamazdım.

Darshan'ın beni güldürdüğüne ve Harry'nin beni doğru yolda tutacağına her zaman güvenebilirdim. İkisi aileme en yakın kişiydi ve onlar için her şeyi yapardım.

Dominic yıllardır ailemle dalga geçiyordu. Kıçımızı tekmelemek, bizi garip işler yapmaya zorlamak, elimizden gelen her şekilde sırtını kaşımamız için bizi zorlamak. Requiem City'deki en iyi yankesici bendim.

Dominic Greensward'dan ayrıldığında, sonunda güvende olacağımızı düşünmüştüm. Özgür.

Ondan çok uzak.

Dom okul müdürü Elle'le bir anlaşma yapmış olmalıydı. Elle, eğitimimiz veya iyi olup olmadığımızla zerre ilgilenmeyen adinin tekiydi.

Sahte bronzluğu, boncuk gibi siyah gözleri ve pörsümüş, gri çizgili sarı saçlarıyla tek bir yaşam amacı vardı: para.

Hükümet sadakaları ve Dobrzyckalardan gelen bazı bağışlar arasında Elle hâlâ imkânlarının çok ötesinde yaşıyordu. Benim tahminim mi? Dom ona bu işlerle şantaj yaptı.

Bu yüzden bizimle dalga çıkmak için merkeze gelmeye devam etmesine izin verildi.

Ama umarım o günler bitmişti. Bu saat, tüm hayatım boyunca yapılan tüm hırsızlıklardan daha değerliydi.

Bu işe yaramak zorunda... Değil mi?

"Anlaşma, Dom," dedim, ona hatırlattım. "Tamam mıyız, değil miyiz?"

Sonsuzluk gibi hissettiren bir süre boyunca bana baktı ve sonra iç çekti.

"Şehirdeki en iyi yankesicinin benim elimin altında olmasını özleyeceğim. Ama evet, Mads. İyi iş çıkardın. Buradan bas git. Fikrimi değiştirmeden önce."

Sorgulamak için burada kalmadım.

Dom'un çirkin suratını bir daha görmek zorunda kalmamayı umarak o bok çukurundan fırladım.

Yapmıştım.

Sonunda özgür kaldık.

***

"NE YAPTIN?"

Darshan kulaklarına inanamıyordu. Kör olduğunu düşünürsek komikti de.

"Bunu görmeliydin."

"Ha, Maddie. Çok orijinal."

"Beni sevdiğini biliyorsun."

Merkezin yıkık çatı katında oturuyorduk, gün batımını izliyorduk; güneş, uzak Requiem Dağları'nın üzerinden yavaşça iniyordu. Darshan’a olanları yeni anlatmıştım ve o volta atmayı bırakmamıştı.

Garip bir şekilde, şimdi her zamankinden daha rahat hissettim.

Zen bölgesinde gibiydim, ya da her ne diyorlarsa.

Üçlümüzdeki "sorumlu kişi" Harry geldiğinde ve Darshan hikâyeyi ona anlatmaya başladığında ben de kaçtım.

Dağın yamacına baktığımda bize anlattıkları, dağların hayaletli olduğuna dair eski hikâyeleri hatırladım.

Saçma olduğunu biliyordum ama birkaç okul gezisine çıkmıştım ve lanet olsun ki o yer altı mezarlarında garip bir şeyler hissetmiştim. Tüm o bayat hava ve garip yankılar.

Hayaletliymiş gibi hissettiriyordu. Ama artık kimse büyüye inanmıyordu.

Darshan ve Harry yanıma oturdular. Zavallı Harry tam bir şoktaydı.

"Bu şehrin aşkına Madeline," dedi, "bir Dobrzycka'yı soyarken ne düşünüyordun?"

Haklı olduğu bir nokta vardı. Hael ve Loch Dobrzycka şehirdeki en güçlü iki iş adamıydı. Sadece yirmili yaşlarının başında, iki ikiz kardeş kesinlikle acımasız davranarak zirveye yükselmişti.

Peki ya kız kardeşleri Adara'yı kızdırmak? Kesinlikle duyulmamış bir şeydi.

Ama güçlü ya da değil, kimse beni korkutmadı.

"Düşünüyordum da, Dominic için bir daha endişelenmemize gerek yok. Çocuklar. Bir saniye düşün. İki ay içinde bu sefil yerden çıkacağız. Ve özgür olacağız. Gerçekten özgür. Bunu bizim için yaptım."

Bu sırada Harry yumuşadı. Kolunu bana doladı. Ben de benimkini Darshan'ın etrafına sardım.

Dediğim gibi. Aile.

Darshan, "Madeline, sana borçluyuz," dedi. "Gerçekten öyleyiz."

"Ama... Devam et. Dökülün."

"Dobrzyckaların, Req Enterprise'ın finanse ettiği toplum merkezlerinden birinden bir yetimin onlardan çaldığını öğrendiklerinde ne yapacaklarını düşündün mü?"

"Hayır," dedim rahat bir tavırla. "Küçük bir saat mi? Yeterince önemli olduğunu sanmıyorum. Onlar için değil."

Dobrzyckalara karşı biz olmanın olayı buydu. Onlar için küçük olan, bizim için hayat değiştiren şeydi. Zenginleri sevmedim, onlardan çalmayı umursamadım. Ama derinlerde bir yerde bu, aşırı zenginlerden intikam almak ile ilgili değildi.

Ne kadar sert konuşsam da bunu bizim için yapmıştım.

Güneş ufukta kayboldu, biz orada sessizce oturur, karanlık hızla alçalırken bu yeni gerçekliği hâlâ sindirmeye çalışıyorduk.

"Biri ışık düğmesini mi kapattı?" diye sordu Darshan.

Güldük. Her zaman kendi durumu hakkında espri anlayışı vardı. Müthiş özelliklerinden biri.

Başka bir ışık kaynağı gözüme geldiğinde ona karşılık vermek üzereydim.

Far.

Dev bir uzun limuzin halk merkezinin önüne yanaştı ve aynı derecede dev bir adam arkadan dışarı çıktı.

Lanet olsun.

Hael Dobrzycka.

Ağzımı açık bırakacak kadar uzun ve kaslıydı, ellerini, bazı yerleri yeşile boyanmış saçlarının arasından geçirdi ve çatıya doğru...

Bana baktı...

Hael, zümrüt yeşili gözlerinde gizemli bir tanıma ifadesiyle bana çevirdi ve tüyler ürpertici bir sırıtış sundu.

Daha önce de söylediğim gibi...

Requiem City söz konusu olduğunda fanteziler kısa ömürlü olur.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok