Alfa'nın Evcil Hayvanı - Kitap kapağı

Alfa'nın Evcil Hayvanı

B. Shock

Evony’nin Hayatı

EVONY

Ertesi gün uyandığımda vücuduma yayılan ani acı karşısında irkildim. Her yerim öyle acıyordu ki, nasıl uyuyabildiğimi merak etmeden duramadım.

Doğrulmaya çalışırken dün neler olduğunu hatırlamaya çalıştım. Sırtımdaki keskin ağrı hatırlamama yardımcı oldu.

Babam ile Kai’yi sinirlendirmiştim. Öyle ki, Kai gittikten sonra babam beni acımasızca cezalandırmıştı.

İşi bittiğinde kan revan içindeydim. Ethan beni elinden geldiğince iyileştirmek zorunda kalmıştı. Bu sırada bayılmış olmalıydım.

Yere baktığımda gövdemin tamamen bandajlarla kaplı olduğunu gördüm. O kadar kötü müydü? İç çekerek yataktan kalkmaya çalıştım. Keskin ağrı tüm bedenimi işgal edince dişlerimi sıktım.

Yavaşça şifonyerime doğru ilerleyip aynada kendime baktım.

Kendimi görür görmez midem bulandı. Uzun siyah saçlarım darmadağındı. Gözlerim sadece yorgun değil aynı zamanda duygusuz görünüyordu. Sağ yanağımı büyük bir morluk kaplamıştı. Sert bir tokat yemiş olmalıydım.

Sadece birkaç saat içinde tamamen iyileşeceğini umuyordum. Sebebi kendisi olsa bile bu halde dışarı çıkmamı istemezdi.

Sadece bu evden çıkıp biraz huzur bulmak için küçük kulübeme gitmek istiyordum. Oysa buna bile izin vereceğini sanmıyordum.

Sürü üyelerine böyle görünmeme asla izin vermezdi. Ethan’ın bile izin vereceğini sanmıyordum. Şüphesiz dinlenmem gerektiğini söyleyecekti.

Bunun doğru olduğunu bilsem de bu evde hapis kalacak değildim.

Derin bir nefes alıp elimden geldiğince acıyı görmezden gelerek dik durmaya çalıştım. Saçlarımı dümdüz olana kadar taradım. Ardından kendime gelmek için yüzüme soğuk su çarptım.

Üzerime kazak ve kot pantolon geçirdikten sonra botlarımı giydim. En azından kimse yaralarımı göremeyecekti. Sadece acımı gizlemem gerekiyordu. Saate baktım.

Sadece giyinmem bir buçuk saatimi almıştı.

İç çekerek odamdan çıkıp elimle duvardan destek alarak koridorda yürümeye çalıştım. Vücudumdaki diğer tüm ağrı ve sızıların yanı sıra sırtım da yanıyordu.

Birkaç kapıyı geçip mutfağa baktığımda Ethan’ın yüzünde umutsuz bir ifadeyle uzaklara dalmış olduğunu gördüm.

Beni fark ettiğinde hemen sandalyesinden kalkıp koşarak yanıma geldi.

Aniden bana geldiğini görünce irkildim. Bunu fark edince yüzüne suçluluk dolu bir ifade yayıldı.

Zor bela, “Ben iyiyim...” diye fısıldadım, bakışlarından kaçınarak. Acıma dolu bakışlarından nefret ediyordum. “Gidebilir miyiz? Lütfen?”

Bana bakarken kafasının karışık olduğunu görebiliyordum. Yine de sonunda iç çekip başıyla onayladı. Paltosunu alıp beni dışarı çıkardı. Ardından ormana doğru yürümeye başladık.

Sürünün geri kalanından uzaklaşıp sınıra doğru ilerledik. Bu yoğun ormanlık alan çoğunlukla yaşamdan yoksundu. Bu yüzden de çok fazla devriye gezen kurt olmuyordu.

Etrafı bahçeyle çevrili küçük bir eve ulaştık. Buraya gelen pek olmadığından etrafında çok fazla yabani bitki vardı.

Bahçe aman aman güzel sayılmazdı. Yine de bazı yabani beyaz ve mavi çiçekler, bazı otlar ve kırmızı dut çalıları vardı. Burada olmak gerçekten keyif alıyordum. Sakin ve huzurlu hissettiriyordu.

Yıpranmış küçük kulübeye girdim. Güzel bir çatı katı yatağı olsa da geceleri sürü evinden çıkmama asla izin verilmediği için onu hiç kullanamamıştım.

Ayrıca bir çalışma masası ve kitap rafları vardı. Kavanozlar ve şişeler şifalı bitkiler ile her türden kitapla doluydu.

Masaya doğru ilerlerken hafifçe gülümsedim. Oysa vücuduma keskin bir ağrı saplanınca gülümsemeyi bırakıp yüzümü buruşturdum.

“Evony! Bunun kötü bir fikir olduğunu biliyordum! Buraya gelmemeliydik! Çok kötü yaralanmışsın!” diye haykırıp bana yardım etmek için koştu. İç çekerek doğrulmaya çalıştım.

“Zaten merhem almak için buraya gelmem gerekiyordu. Ben bahçeden otları getirirken sen de birkaç sargı bezi getir.”

Başıyla onaylayıp dolapları karıştırmaya başladı. Dışarı çıkıp çevredeki çiçeklerin harika kokusunu içime çekerek derin bir nefes aldım.

Sonra bahçenin arka tarafına, küçük bir göletin bulunduğu yere doğru ilerledim. İhtiyacım olan bitkilerden birkaç yaprak topladıktan sonra kulübeye geri döndüm.

Daha sonra bu bitki yapraklarını tokmak kullanarak biraz su ve bazı yağlarla macun haline getirdim. Ethan ise yere birkaç yastık yerleştirdi.

“Bu sefer ben yapayım.” Bir an ona baktıktan sonra başımla onayladım. Zaten bu haldeyken yapamazdım.

Kazağımı çıkarıp kollarım göğsümü kapatacak şekilde ona sırtımı döndüm. Bandajları çıkarırken solgun tenim gözüme çarptı.

Bu şekilde yaşamaya nasıl devam edebilirim? Gözlerimi kapatıp iç çektim. İçimde çok fazla zamanım olmadığına dair bir his vardı. Hayatım yakında sona erecekti. Öyle ya da böyle.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok