Alfa Landon - Kitap kapağı

Alfa Landon

Midika Crane

0
Views
2.3k
Chapter
15
Age Rating
18+

Summary

Althea ile Landon çocukluktan beri çok iyi arkadaşlardır. Artık serpilen Althea, Landon'a karşı bir şeyler hissetmeye başlar ama Landon, Güç Sürüsü'nün alfası olmakla meşguldür. Ayrıca, ikisinin ailesi de birlikte olmalarını istemez. Althea, ailesi onu başkasıyla tanıştırmadan önce hissettiklerini ifade edebilecek mi? Landon alfa olduğunda Althea'nın duygularına karşılık verecek mi yoksa tamamen farklı birisi mi olacak?

Fazla göster

30 Chapters

Chapter 1

Bölüm 1

Chapter 2

Bölüm 2

Chapter 3

Bölüm 3

Chapter 4

Bölüm 4
Fazla göster

Bölüm 1

Yasal Uyarı: Bu hikâyenin Alfa Kaden'ın sürükleyici ve yeniden tasarlanmış bir uyarlaması olan Stolen by the Alpha ile doğrudan bağlantılı olmadığını lütfen unutmayın. Bu hikâye, yazarın Alfa Serisi'nin orijinal versiyonunun parçasıdır ve bağımsız bir hikâye olarak tadını çıkarabilirsiniz! Not: Bu hikâye yazarın orijinal sürümüdür ve seslendirilmemiştir.

Althea

Uzun otları iterek ilerliyorum. Uyluklarımın yorgunluktan yandığını hissederken bacaklarımdaki acıyı ve kaşıntıyı görmezden geliyorum.

Landon yaklaştıkça onu daha iyi görebiliyorum ama ayak bileği uzun otlara takılınca öne doğru tökezleyip yüzüstü yere düşüyor.

Onu her gördüğümde istemsizce gülümsüyorum. Paylaştığımız tek şey arkadaşlığımız değil. Beş yıldır giderek büyüyen daha derin bir duygu da var.

Bildiğim kadarıyla beni sadece arkadaş olarak görüyor. Beni her zaman seveceğine eminim. Ama hazır ikimiz de yalnızken, bir arada olduğumuz her anın tadını çıkarmaya devam ediyorum.

Onun yanına yığılıp kahkahalar atıyorum. O, ayağa kalkıp alnını ovuyor. Kalın çerçeveli gözlüklerinin altındaki tuhaf gülümsemeyle bana bakıyor.

Gülümsemesi, gökyüzünü yavaşça aydınlatan devasa küreden bile daha parlak görünüyor. Otlar hafif esintiyle birlikte etrafımızda sallanıyor, kendime sardığım kollarıma belli belirsiz dokunuyor.

Pis pis sırıtmaya bir son verip, "Görkemliydi," diye yorum yapıyorum. İnce, uzun bacaklarını önüne çekip esnetiyor. Sabahın bu saatinde şort giymesi ilginç bir tercih.

Moda anlayışı hiçbir zaman pek iyi olmadı ama kıyafetleri epey kaliteli.

Landon, her zaman okuldaki diğer erkekler kadar güçlü ya da çekici olmadığından şikâyet eder.

Biraz sıskadır, gözleri bazen çok cansız görünebilir ve saçları asla sabit durmaz.

Popüler biri olmasa da bence Landon son derece cömert ve tatlı. Egosu kol kaslarının büyüklüğüne bağlı değil.

En iyi arkadaşım Landon'la her zaman burada, sürüye ait bölgenin sınırındaki otlak alanda buluşuruz

Bugün, yaşadığı sarayda her ne olduysa keyfi yerinde değil gibi. Genelde heyecan verici haberlerle gelip bizi saatlerce güldürür.

Landon'ın fırsatlarla dolu bir sarayda yaşadığı hayat kulağa rüya gibi geliyor.

Ama Landon'ın hayatı böyle geçiyor. Bazen, bir gün bile olsa keşke anlattıklarını ben de deneyimleyebilsem diyorum. Onunki gibi güçlü bir alfa ailesine doğmamış olmak çok üzücü.

"Bu gece için heyecanlı mısın?" diye merakla soruyorum. Bu gece on dokuz yaşına basıp yeni Alfa oluyor. Landon iç çekip otlağın öteki ucuna doğru bakıyor.

Dikkatinin dağıldığını anlayacak kadar iyi tanıyorum onu, ki Landon'ın dikkatinin dağılması normal değil.

Yıllardır bugünü bekliyordu. Onu suçlayamam... İstediğiniz her şeyi yapabileceğinizi, bir sürüye hükmedip görünüşte bile olsa daha güçlü hale geleceğinizi hayal edin.

Özellikle de sürüye hükmetmesine yardım edecek bir eş bulma ihtiyacı daha öncelikli hale geleceği için bunun arkadaşlığımızı bozabileceğinin farkındayım.

"Pek de değil," diye mırıldanıyor Landon, bir elini yumuşak kahverengi saçlarına geçiriyor. Saçları alnından aşağı sarkıyor. Saçlarını hep sevmişimdir, hele ki sıcak güneş ışığında parlarken.

Altın rengindeki birkaç telinin geri kalan saçları içinde nasıl kaybolduğunu bir tek ben fark ediyorum. Takıntılı olduğum söylenemez, sadece iyi bir gözlemciyim.

"Neden değil? Okula başladığından beri hayalini kurduğun şey bu," diyorum. Bana bir dal kadar ince ve işe yaramaz olduğu için okulda sürekli zorbalığa uğradığını anlatırdı.

Herkes ona çok zayıf olduğu için asla Alfa olamayacağını söylüyordu.

Bu onu çok etkiliyordu. Giderek endişelenip gereğinden fazla düşündüğünü görebiliyordum. Böyle yapmasına hiç gerek yok.

"Ben Alfa olabilecek biri değilim,” diye iç geçirirken etrafındaki otları koparıyor. Başımı sallıyorum. Ciddi olamaz. Önünde otlardan bir yığın oluştururken onu izliyorum.

Sürüyle birlikteyken yapması gerekenleri biliyor. On üç yaşından beri sürüye hükmedebiliyor. Sürüde herkesin korktuğu babası bile ona inanıyor.

"Yavaş yavaş öğreneceğini biliyorsun, değil mi? Bir de bu eğitimi almayanları düşün," diyorum. Mesela ben sonsuza kadar kendi garip vücudumla yetinmek zorundayım. O değişecek, ben de çocukluğundaki hüzünlü bir anı olarak kalacağım.

Alfalarından bir parça almak isteyen kızların üstüne atlamasını kenarda oturup izlediğimi hayal edebiliyorum.

"Evet..." diyor yavaşça.

"Alfa olunca seni daha sık göreceğim ayrıca, değil mi?" diye soruyorum, omzuna hafif bir yumruk atarken. Landon'ın babası sert adamdır, onun arkadaş olarak bir kızla takılmasından hoşlanmaz.

Tıpkı benim babamın da Landon'la arkadaşlık etmemden hoşlanmadığı gibi... Bazı günler keşke daha az insan bize karşı çıksa diyorum.

Kadın ve erkeklerin arkadaş olması toplumumuz için kabul edilemez. Özellikle de bizim yaşımızda, eş bulmanın esas odak noktamız olması gerektiği bu günlerde…

"Elbette, fakat babam çok meşgul olacağımı söyledi. Eğitimi geçtiğim anda da bir eş bulmam gerekiyor," diye mırıldanıyor derin bir iç çekerek. Kalbimde bir acı hissediyorum.

Bir eşten bahsettiğini duymak bana hâlâ acı veriyor. Bunu kasten yapmadığını biliyorum, hiçbir şeyin farkında değil.

Onu bir eşle düşünmek kalbimi acıtıyor.

"O halde, arkadaş olmamıza aldırış etmeyen bir eş bulman gerekecek," deyip gülümsüyorum. Başıyla onaylıyor. İkimiz de bunun ne kadar düşük bir ihtimal olduğunun farkında olsak da şu anda bunu dile getirmek istemiyoruz.

Landon gözlüğünü çıkarırken, "Eşini bulduğunda beni unutacaksın," diyor nazikçe. Küçük Landon'ım olmadan bir hayat düşünemiyorum.

Gözlük camını gömleğiyle silmesini izliyorum. Bir an, onu unutacağımı düşünmesine inanamıyorum. Sonuçta güzel bir kız için beni başından savma ihtimali çok daha yüksek.

"Asla yapmam, sen benim en iyi arkadaşımsın,” diyorum. Gülümseyip saçlarımı karıştırıyor. Bunu yapmasını çok seviyorum. Sessizce anın tadını çıkarıyorum.

"Güzel. Sen benimsin," diyor. Derin bir nefes alıyorum. Sen benimsin.

Kıkırdayarak, "Yani benim Alfa'm olacaksın,” diyorum. Sözlerimi duyunca derin kahverengi gözleri parlıyor. İşte o anda, Alfa olacağı için heyecanlı olduğunu anlıyorum.

Gözlüklerini tekrar takıyor. Güç Sürüsü'nün kimi zaman lider olarak görülüyor. Onunki büyük bir olay. Savaşları sonlandırır ya da kazanırız.

"Artık bana itaat etmek zorunda kalacaksın," diyor. Hayal kırıklığına uğramış gibi yapıyorum. Aslında kulağa o kadar da kötü gelmiyor.

Bir süre sessizce oturup güneşin doğuşu izliyoruz.

Bu, günün en sevdiğim vakti. Tek sebebi Landon'la takılıyor olmak değil. Her şey alabildiğine açık ve özgür. Burada bizi yargılayacak kimse yok.

Sürünün derinlerine ilerledikçe canlılık ve renk azalıyor. Güç Sürüsü’nde ordu kampları alışıldık bir manzara haline geliyor.

Landon birden, "Peki babanın senin için seçtiği bir eş var mı?" diye soruyor. Arkama yaslanıp yüzümü ellerimin arkasına saklıyorum. Şu anda umursadığı tek şey bu gibi görünüyor, tabii ki var.

Basit, normal, hoş, düzgün bir eş.

"Adı Jake. Tam bir pislik, sanki tüm kızlar peşinde koşuyormuş gibi kimseyi beğenmiyor," diye mırıldanıyorum. Babamın arkadaşının oğlu. Görünüşe göre babam ona güveniyor, bu yüzden benim pek bir söz hakkım yok.

"Anladım. Sanırım gidip bu geceye hazırlansam iyi olacak," diyor Landon ayağa kalkıp. Üstünü silkeliyor. Beni burada bırakmasını istemiyorum.

Hazırlanması gerektiğini biliyorum ama onunla geçirdiğim her ana sıkıca tutunmak istiyorum. Keşke bu anı biraz daha uzatabilsem…

Sözlerime üzüldü mü emin olamıyorum ama hiç böylesine ansızın ayrıldığını hatırlamıyorum.

Uzaklaşmasını izliyorum. Uzun otların arasında sallana sallana yürüyor.

İç çekiyorum. Ellerimi gür saçlarımda gezdirirken zamanın durmasını, Landon’ın değişmemesini ve eş bulmak zorunda kalmamamızı diliyorum.

Yavaşça eve geri dönüyorum. Bazıları yumruklarına hakim olamadığından buralarda sık sık sokak kavgaları oluyor. Kavga görmeyince epey şaşırıyorum.

Paltomu sandalyeye atarken, "Dışarısı neden bu kadar sessiz?" diye soruyorum. Babam yemek masasının yanında oturmuş annemin hazırladığı kahvaltıyı yiyor.

İkisi de kabarık sabahlıklarını giymiş, ayaklarında terlikleri var. Kahvaltı tam bir aile etkinliği. Başlattıkları bitmek bilmez sohbetlerle uğraşmak giderek zorlaşıyor.

Babam gazetesini alırken, "Herkes alfanın oğlunun doğum günü için hazırlanıyor," diyor. Saçlarımı suratımdan çekip kahvaltıya oturuyorum.

Babam alfanın yerini kimin alacağını gayet iyi biliyor. Landon'dan neden nefret ettiğini anlayamıyorum.

"O sadece alfanın oğlu değil, onun adı Landon ve benim en iyi arkadaşım," diye çıkışıyorum. Babam gözlerini devirip koyu kahvesinden bir yudum alıyor. Bugün işten izinli.

Görünüşe göre Landon'ın doğum günü resmi tatil ilan edilmiş.

Landon’la nasıl tanıştığımızı hâlâ hatırlıyorum.

Babam sarayda neden büyük bir kutlama yapıldığını merak ediyordu. Landon’ın yedi yaş kutlaması halka açıktı. Saraya beni de yanında sürükledi. İşte o gün Landon'la tanıştım.

Jambonlu sandviçimi çaldığından beri çok iyi arkadaşız.

Babam, "Öyleyse, eminim onun doğum gününde yeni eşinle tanışacak olmana aldırış etmeyecektir," diyor tatlılıkla. Annemden bir parça tost alırken beni izliyor.

Kahvaltıda sadece bol tereyağlı tost yerim.

"Jake'i eş olarak istemiyorum,” diye cevap veriyorum, erimiş tereyağıyla kaplı tostumdan bir ısırık alırken.

"Hayır Jake değil, Cyrus. Bilgelik Sürüsü’ne katılmak istiyor, yani zeki biri," diyor babam. Belli ki bulduğu kişiyle gurur duyuyor. Harika, dikkatini fizik kurallarına vermiş bir inek daha!

Gerçekten harika...

"Hayır, teşekkürler."

Babam, " Bir şans ver, onu seveceksin,” diyor, bana tuhaf bir şekilde gülümserken. Belki bu ezikle tanışırsam, babam beni rahat bırakır. Ayrıca bugün Landon'ın doğum günü, benim değil.

Babam bu yıl eş bulmam konusunda çok ısrarcı. Bazen onun sözünü dinleyip işleri akışına bırakmak daha kolay oluyor.

"Peki, tamam. Bu arada, Missy hazırlanmak için beni çağırdı," deyip kendimi hemen bu sıkıcı konuşmadan kurtarıyorum. Paltomu alıp çıkıyorum.

Mezun olduğumdan beri ailem nereye gittiğim konusunda daha rahat davranıyor. Tanrıça'ya şükürler olsun...

Babamın eş olayındaki bu tutumundan nefret ediyorum. Başarılı bir eş seçmemi istemesini anlıyorum ama benim de söz hakkım olmalı.

Hayatımın geri kalanını onla geçirmek zorunda olan benim.

Missy'nin evine varmam uzun sürmüyor. Babam gitmeme izin vermek zorunda kalsın diye elbisemi onlarda bırakmıştım. Missy iyi bir arkadaş.

Lisedeyken bana çok yardımı dokundu. Beni Landon kadar tanımasa da süper havalı ve konuşması kolay biri.

Zevkle düzenlenmiş bahçeli, küçük ve şirin bir kır evleri var. Annem bahçeyle uğraşmaktansa yemek yapmayı tercih ettiğinden, ailemin tozlu bahçesi sarmaşıklarla dolu.

Patikadan kapılarına yürüyorum.

Kapıyı Missy açıyor. Yüzündeki kocaman gülümseme beni biraz endişelendiriyor. Beni içeri çekip kapıyı çarpıyor.

Rekor bir hızla beni odasına sürüklüyor. Mutfakta yemek pişiren annesine hızlıca “Merhaba,” bile diyemiyorum.

Missy hemen heyecanlanabilen biri. Bir gün Özgürlük Sürüsü’ne katılıp eşini bulmayı umuyor. Buraya ait olduğunu düşünmüyor.

Arkamdan yatak odasının kapısını kaparken, "Çok heyecanlıyım,” diye bağırıyor Missy. Geniş ve modern odasını her zaman kıskanmışımdır.

Kendini yatağına atıp yastığının altından parlak bir dergi kapıp aceleyle sayfalarını karıştırıyor.

Dikkatli bir şekilde yanına oturuyorum. Islak dudağını ısırırken dergiyi yüzüme doğru tutup bir kızın resmini gösteriyor.

"Saçını böyle yapacağım,” diye karar alıyor. İnce telli siyah saçlarımı tutup acaba bu süslü topuz bana yakışır mı diye merak ediyorum.

"Bunun işe yarayacağından emin değilim..."

"Hadi ama Althea, bir deneyeyim,” diye yalvarıyor.

Saçlarıma soktuğu her tarak darbesiyle inliyorum, her çekişiyle bir tutam saçımı yok ediyor.

İşini bitirdiğinde kafa derim yara olmuş gibi hissediyorum.Gözlerimden yaşlar geliyor. Saçlarıma küçük örgüler yapmaya çalışırken onu izliyorum. Sonra yeni bir şeyler deniyor.

Önemsiz bir şeymiş gibi, "Bu gece, yakında eşim olacak kişiyle tanışacağım," deyip Missy'nin gözlerinin kocaman oluşunu izliyorum. Eşten bahsettiğim anda gözleri her zaman heyecanla parlar.

Babamın fikirlerini ve Landon'a aşkımı biliyor. Birlikte olacağımız konusunda hâlâ ısrarcı, ama ona bunun pek mümkün olmadığını söylüyorum.

"İkinizin birlikte olacağını biliyorum. Çocuklarınız o kadar mükemmel olacak ki!" diyor, parmakları hâlâ saçlarımda dolanırken. Gözlerim genişliyor. Landon'la seks mi? Bunu hiç düşünmemiştim.

Gergin bir şekilde kıvranıyorum.

İlgisizce, "Landon değil. Adı Cyrus," diye düzeltiyorum onu. Yüzü düşüyor.

"Ah... Ama sen ve Landon. Bu geceden sonra çok daha seksi olacak," diyor. Gözlerimi deviriyorum. Nasıl biri olduğumu, görünüş yerine kişiliği tercih ettiğimi biliyor.

Parti gece yarısından sonra başlayacak, böylece Landon günü ailesiyle evinde geçirebilecek.

Beni gelmeye ikna etmeye çalışsa da babası benden pek hazzetmiyor. Ne de olsa gece yarısı partileri biz Kurtadamlar için nispeten normal.

"Bu da demek oluyor ki, bu gece bütün kadın kurtlar ona asılacak. Sonunda benim var olduğumu bile unutacak ve benim de bir eş bulmam gerekecek."

Yıllardır süren Landon aşkımı aşmak kalbim için pek kolay olmayacak, bu yüzden zihinsel olarak kendimi hazırlamak zorundayım.

"En iyi arkadaşın olduğu için şanslısın. Ona aşkını itiraf edene kadar o partiden ayrılmana izin vermeyecek dahi bir çöpçatanım."

Cevap olarak göz kırpıyorum, ağız dolusu küfretmek istesem de kendimi tutuyorum.

Bunu zaman gösterecek. Kaderi değiştiremezsin. Safkan Sürüsü’ne ait olmasam da Landon’ın kendisine en uygun kişiyi seçeceğine kendimi inandırıyorum.

Umarım bu ben olurum...

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok