Tam Bir Sürtükmüşüm!  - Kitap kapağı

Tam Bir Sürtükmüşüm!

Emily Ruben

Bölüm 2: Yani, Bu Mükemmel Ötesi İki Kız Benim En İyi Arkadaşlarım mıydı?

“Onu şimdi görebilir miyim, Bayan Jones?”

Bu ses... Bu sesi tanıyordum. Ellerimin arkasındaki iğnelere dokunmak istemeyerek parmaklarımla gözlerimi ovuşturdum ve bir çığlık duydum.

“Lacey! Uyanmışsın, kevaşe! Bizi korkuttun, seni şapşik!”

Vay canına. Gözlerimi hızla kırpıştırdım, gösterinin tadını çıkarmak için kafa karışıklığı beynime rahatça yerleşti. Karşımda duran iki kız son derece güzeldi.

Mükemmel saçlar, kusursuz makyaj, son moda kıyafetlerden bahsediyorum... Tırnakları bile mükemmel bir şekilde parlatılmıştı. Odamda ne yapıyorlardı? Üstelik bana kevaşe deyip endişeyle mi bakıyorlardı?

“Merhaba...” diye mırıldandım.

“Biraz su alabilir miyim?”

Boğazım hâlâ çok kuruydu. Sarışın kızın bana uzattığı bardaktaki suyun tamamını içtim ve rahatlayarak iç çektim. Rahatlama hissi sadece bir milisaniye sürdü ama güzeldi.

“Ay Lacey, umarım kendini görmemişsindir yoksa komaya girersin!” diye haykırdı esmer olan diğer kız.

“Kapa çeneni, Mel!” Diğer kız ona dirsek attı.

“Ne?” diye sordum. “Neyim var?”

Kafamı mı tıraş etmişlerdi?

Kazada bir şey mi kaybettim?

“Söyle ona Claire!” Mel adındaki kız onu itekledi.

“Hiç makyaj yapmamışsın ve saçların kuş yuvası gibi görünüyor,” diye fısıldadı adının Claire olduğunu söyleyen kız kötü bir şey söylüyormuş gibi.

Neredeyse gülecektim ama çok ciddi görünüyordu. Vay canına, gerçekten dediklerini önemli sanıyorlarmış gibi görünüyordu. Endişeli mi davranmalıydım? Üzgün mü? Of, hiçbir şeyden haberim yoktu!

“Ama en iyi arkadaşların olarak sana içinde tüm gerekli malzemelerin olduğu bir makyaj çantası getirdik. Mel saçlarınla ilgilenecek, böylece kendini yeniden kendin gibi hissedeceksin!” Claire neşeyle sözlerini bitirdi.

Tamam. Yani bu iki mükemmel görünümlü kız benim en iyi arkadaşlarım mıydı? Tekrar ediyorum: Vay canına. Bu nasıl olmuştu acaba?

Onlara hafızamın bazı bölümlerinin kayıp olduğunu mu yoksa bana yabancı gibi gelen ailemin on altı yaşında olmama oldukça emin olmama rağmen on sekiz yaşında olduğumu düşündüklerini mi söylemem gerektiğini bilmiyordum.

“Teşekkürler kızlar, gerçekten harika olur,” dedim, en iyi gülümsememi takınmaya çalışarak.

Claire biraz korkmuş bir şekilde bana bakıyordu, sonra bakışlarını aynı derecede korkmuş gözüken Mel'e çevirdi.

“Ne?” dedim kaba görünmemeye çalışarak.

“Hiçbir şey. Sanki çok farklı görünüyorsun,” dedi Mel. “Sanırım iki aydır komada olan bir insan için normal...”

Gülmeye çalıştım ama sesim sahte geliyordu. Üstelik boğazım hâlâ kaşınıyordu.

“Neyse, makyaj zamanı tatlış!” Claire ortamdaki garip gerginlikten kurtulmak için neşelendi. “Seni Derek’e muhteşem halinle sunacağız!”

Yine şu Derek. Kimdi o? Neden neye benzediği ya da benim neyim olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu?

En iyi iki arkadaşım onun için “muhteşem” görünmemin benim için önemli olduğunu düşündüğünden, bir çeşit aşna fişne işi olduğunu tahmin ettim. Onlara sormak istedim ama sonra yine içimden bir ses bunun iyi bir fikir olmayacağını söyledi.

Bu yüzden çenemi kapalı tutup tek istediğim doktordan durumumla ilgili iyi haberler alıp beynimin içinde yüzen binlerce soruya cevap vermekken, makyaj fikrinden heyecan duyuyormuş gibi yaptım.

“Nude 1 mi, 2 mi, 3 mü?” diye sordu Claire önündeki makyaj çantasına bakarak.

Neden bahsettikleri hakkında hiçbir fikrim yoktu. Nude mu? Bunu neden isteyeyim ki? Gözlerini kaldırdı, bir cevap bekliyordu.

“Hangisini istersen onu seç, kontrol sende,” dedim, bunun doğru cevap olabileceğini hissederek.

Bir kez daha iri gözlerle bana, sonra da dudağını ısıran Mel'e baktığına göre belki de doğru cevap değildi.

Ne demiştim ben? Hata mı etmiştim? Claire gülümsüyormuş gibi yapıp makyaj çantasından küçük bir palet çıkardı. Üzerinde “Nude 1” yazıyordu. Kendimi aptal gibi hissettim. Yüzümü avuçlamak istedim.

“İyi seçim,” diye onayladım, gülümsüyormuş gibi yaparak.

Kız da sahte gülümsememe karşılık verdi. Of, bu durum çok garipti.

“Canikom, ölümden dönmüş gibi görünüyor!” Claire bir mendille yüzümdekileri temizlerken Mel haykırdı.

“Evet, komada olmak insana bunu yapar herhâlde,” diye cevap verdim, kendi şakasını ona karşı kullanarak.

Gülümsedi, ama bu sefer samimiydi. Yanıma oturdu.

Daha sonra saçlarımı taramaya başladı. Son iki ayda saçımda oluşan düğümleri çekerken dudaklarımdan kaçan küçük çığlıkları tutamadım. Saçlarımı taraması tam bir buçuk saat sürdü.

Claire makyaja odaklanmıştı, Mel ise tüm gücünü “kuş yuvası” dediği saçlarımı şık görünmesi için harcıyordu.

Bu süre zarfında, kim olduklarını bilmediğim insanlar, Derek hakkında sohbet etmeye devam ettiler. Sonunda Claire “Siz çok tatlı bir çiftsiniz!” diye haykırdığında aklımdaki sorulardan birine cevap almış oldum.

Bu Derek denen adam benim erkek arkadaşımdı!

Bana kalırsa, on altı yıllık hayatımda sadece bir erkek arkadaşım olmuştu ve o da Joshua'ydı. İlişkimiz çok uzun sürmedi. Ortak hiçbir şeyimiz yoktu. Çıkmaya başladıktan bir ay sonra ayrıldık.

“Tamam, sonuçları açıklama zamanı!” diye haykırdı Mel.

“Eski halin gibi görünüyorsun bebişim, nam-ı diğer harika!” dedi Claire heyecanla ellerini çırparak.

Bu olağanüstü güzellikteki kız benim, yani Lacey Amanda Jones'un harika göründüğümü düşünüyordu! Nasıl bir dünyaya düşmüştüm ben!

Claire makyaj çantasından bir ayna çıkardı ve yüzüme tutmadan önce tören havasıyla üçe kadar saydı.

Kendimi görünce çığlık attım.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok