Kuzey Ormanı Alfaları - Kitap kapağı

Kuzey Ormanı Alfaları

Laila Callaway

0
Views
2.3k
Chapter
15
Age Rating
18+

Summary

İkiz kardeşler Emmanuel ve Ezekiel küçük yaşlardan beri bir gün Alfa olacaklarını biliyorlardı. Kendilerine ait yeni bir sürü ararlarken yeni bir lidere ihtiyaç duyan bir sürü bulurlar ve reşit olur olmaz sürünün Alfa’sına meydan okurlar. Düelloyu kardeşler kazanır, ancak bunun bir bedeli vardır. Alfa’yı öldürürler ve Alfa’nın oğlu kaçarak kayıplara karışır. Yıllar sonra, Em ve Ez üniversitede profesör olduklarında artık hayatlarındaki her şey yerli yerine oturmuştur, tek bir şey dışında. Henüz eşleriyle tanışmamışlardır ve kaderlerinde bir eşi paylaşmak olduğunu bilirler. Uzun süre bekledikten sonra Rosemary Moore ile tanışırlar. Ebeveynleri çoktan ölen ve bir şekil değiştiren olan Rose, dindar, şekil değiştirenleri onaylamayan insan büyükannesi tarafından büyütülmüştür. Kaderinde iki eş olduğunu keşfetmek, yetiştirilme tarzı sebebiyle Rose’un kolayca sindirebileceği bir şey değildir. Kaderlerinde yazılanın günah olmadığına ve onu ne pahasına olursa olsun koruyacaklarına Rosemary’yi ikna etmek ikizlere kalmıştır. İkizler Rosemary’yi ikna edebilecekler mi? Alfa’nın oğlu hâlâ dışarıda intikam planları yaparken onu gerçekten koruyabilirler mi?

Yaş Sınırı: 18+

Fazla göster

Birinci Bölüm

EMMANUEL

“Peki ya ona ne dersin?” Ailesinin yanında duran minyon sarışın kıza doğru başımı sallayarak sordum.

Ezekiel sarılı gözlerini kısarak kaşlarını çattı. “Çok masum görünüyor. Buna hazır olduğunu sanmıyorum.”

Bakışlarımı tekrar sarışına çevirerek sırıttım. “Elbette, hazır. Sadece ona neler kaçırdığını göstermeliyiz.”

İkizimle bu gece aynı smokinlerin içinde birbirimizin aynısı gibi görünüyorduk. Ez’in siyah saçları mısır sarısı gözlerini ortaya çıkaracak şekilde yüzünden geriye doğru taranmıştı.

Ellerimi gümüş rengi saçlarımda gezdirip saçlarımın alnıma düşmelerine izin verdim. Kızlar dağınık saçları severdi.

Annemiz bize bakarken gözlerimdeki kararlı parıltıyı görmüş, onaylamayarak başını sallamıştı. Odanın öbür ucundan sessizce beni bunu yapmamam konusunda uyarıyordu.

Ona gülümseyerek gözlerindeki uyarıyı görmemiş gibi yaptım. Ez’le benim eşimiz olmayan biriyle yatmamızı onaylamıyordu.

Ama anlamadığı şey, kendimizi eşimize hazırlamaya çalıştığımızdı.

Yatakta üç kişinin olması iki kişi olmasından çok farklıydı. Ez ile eşimizle tanışmadan önce diğer kızlar üzerinde pratik yapmak istiyorduk.

Şu ana kadar sadece üç kızla birlikte olmuştuk. İkisiyle aynı anda olduğumuz an oldukça garipti.

Pratik yapmaya devam etmek istiyorduk ki sonunda eşimizle tanıştığımızda onun aklını başından alabilelim.

Babalarımız da annemizden önce başka kadınlarla yatmıştı ve annemiz onları yine de affetmişti. Eşimiz de bizi affedecektir, özellikle de onu zevkten kıvrandırdığımızda.

Şu anda gözüme kestirdiğim kızın babasının gidip içecek bir şeyler almasını bekliyordum. Sonrasında harekete geçecektim.

Bir elim cebimde, etrafta dolaşırken bir anne ve kıza doğru yaklaştım. Onlara en çekici gülümsememi sundum.

“İyi akşamlar,” dedim nazikçe onları selamlayarak. “Adım Emmanuel Blake. Güzel kızınızla dans etme şerefine nail olabilir miyim diye merak ediyordum.”

Sarışın kızın yanakları kızarırken beni keyifli bir ifadeyle izleyen annesine baktı. Annesinin gözlerinde bir onaylama belirtisi vardı. Güzel.

“Blake? Alfa Blake’lerle bir akrabalığınız var mı?” diye sordu annesi.

“Evet, kendileri babalarım olur.”

Annesi takdirle başını salladıktan sonra kızına baktı. “Onunla dans etmek ister misin hayatım?”

Sarışın kıza dönerek ona göz kırptım. Hafifçe gülümsüyordu.

“Evet, çok isterim.”

“İyi akşamlar Bayan...”

“Bayan Pedersen.”

“Sizinle tanıştığıma memnun oldum Bayan Pedersen.”

Annesi iyice büyülenmiş bir hâldeyken kızının elinden tutup onu herkesin dans ettiği alana götürdüm. Oraya vardığımızda, kızı kendi etrafında döndürerek keskin bir çekişle göğsüme doğru çektim. Nefesi kesilirken kendimi göğsüme yasladı.

“Adın ne güzelim?” diye sorarken dudaklarım kulağının üzerinde geziniyordu.

“Elin,” diye cevap verdi, yanakları al al olmuş bir hâlde. “İsmim Norveççe, ailem Norveçli.”

Sonraki üç şarkıyı adını Air-lin ~diye telaffuz eden Elin’i etkilemeye çalışarak geçirmiştim. Üçüncü şarkı bittiğinde Ez devreye girerek kontrolü ele aldı.

Güzel sarışını etkileme sırası ona geldiğinde kenardan onları izlemeye başladım. Kızın yanakları kıpkırmızıydı. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.

Teklifimizi reddedecek olsa bile, en azından bu akşam onu gülümsetebilmiştik. Başka bir şarkının sonunda Ezekiel eğilerek kızın kulağına bir şeyler fısıldadı.

Yanakları daha da kızarırken Elin utangaç bir şekilde başını salladı. Ezekiel omzunun üzerinden bakarak bana işaret verdi.

Başlıyoruz.

Annemin yanına gidip yanaklarından öptüm.

“Biz çıkıyoruz. Yarın sabah evde oluruz merak etme.”

Bana kaşlarını çattı. “Emmanuel, yapmayın. Pişman olacaksınız,” dedi ısrar ederek.

Ona gülümsedim. “O kadar endişelenme anne. Pişman olmayacağız söz veriyorum. Eşimizin bizimle mutlu olmasına ihtiyacımız var.”

“Dane, bir şey söyle,” diye yalvardı annem.

Babam bana baktı. “Kendini eşine saklamalısın.”

“Ama sen yapmadın.”

“Dediğimi yap, yaptığımı değil,” dedi kaşlarını çatarak.

Onu yakaladığımı bildiğim için sırıttım. “Bizim için endişelenmeyi bırakın, iyi olacağız. Sabah görüşürüz.”

“Kadın bunun sadece bir gecelik olduğunu biliyor mu?” diye sordu babam onaylamayarak.

“Evet, tabii ki.”

Ez’in her şeyi açıklığa kavuşturduğunu iki kez kontrol edecektim. Annemlere iyi geceler dileyip kapıda kardeşim ve Elin’le buluştum.

Onlara yaklaştığımda Ez, “Her şey yolunda mı?” diye sordu.

“Evet. Hadi gidelim.”

Elin’in gözleri heyecandan parlıyordu. Birlikte caddeye doğru ilerledikten sonra bir taksi çevirdim ve şoförden bizi kalacağımız otele götürmesini istedim.

Aramızda oturan Elin sessizdi. Otele girdiğimizde, asansörde de oldukça sessizdi.

Odamıza çıktığımızda Ez anahtarı çıkarıp kapıyı açtı. Takım elbisemin ceketini çıkarırken Elin’e döndüm.

“Ezekiel sana bunun ne olduğunu açıkladı mı?” diye sordum.

Elin’in yanakları tekrar kızarırken kızarıklık tüm boynuna doğru yayıldı.

“Evet. Tek gecelik seks, başka bir şey yok.”

Başımı salladım. “Güzel. Bakire misin?”

Kızarması göğüslerine doğru ilerliyordu. “Hayır.”

Rahat bir nefes aldım. Tanrıçaya şükürler olsun. Öyle olsaydı onu geri çevirirdim.

“Mükemmel. İleriye gitmemiz senin için sorun olur mu? Fikrini değiştirirsen seni eve götürebiliriz. Rahat olmanı istiyoruz.”

Elin utangaç bir ifadeyle ikimize bakarken elindeki çantanın askısıyla oynuyordu.

“Hayır, bunu yapmak istiyorum,” dedi sessizce.

Kardeşimle ayakkabılarımızı çıkarırken Elin de aynı şekilde topuklu ayakkabılarını çıkarmıştı. Ben gömleğimi ve kravatımı çıkarmaya başlarken, Ezekiel Elin’i öpmeye başlamış, onu rahatlatıyordu.

Öpüşmelerini izlerken sertleşmiştim. Elin için üzülüyordum çünkü aklımdaki o değil, eşimdi.

Her ne kadar onu kullanıyor olsak da o da bizi kullanıyordu. Bu gecenin ne olduğu ya da ne anlama geldiği konusunda hiçbir yanlışı yoktu.

Ben pantolonum hariç üzerimdeki her şeyi çıkardıktan sonra Ezekiel, Elin’den uzaklaştı. Kızın dudakları öpüşmekten şişmiş, gözbebekleri büyümüştü.

Yavaşça yüzünü tutarak dudaklarımı onunkilerin üzerine yerleştirdim. Dudaklarını bana açması için dilimi dudaklarının kenarında gezdirdim.

Dillerimiz birbirine değerken tereddütle göğsüme dokunduğunda bileklerini tutup ellerini tenime daha sıkı bastırarak bana dokunmasını istediğimi belli ettim.

Yumuşak ellerini göğsümün üzerinde kaydırırken kaslarım onu mest ediyordu. Arkasına uzanarak elbisesinin fermuarını indirmeye başladım ve fermuarını açtığımda geri çekildim.

Elin elbisenin yere düşmesine izin verdikten sonra elbisesinin içinden çıktı. Elbiseyi yerden alıp kırışmaması için sandalyenin arkasına astım.

Beyaz bir sütyen ve ona uygun bir külot giyiyordu, çok güzel görünüyordu. Minyon bir kızdı, incecikti.

Çok fazla kıvrımı yoktu. Göğüsleri nispeten küçük ve kalçaları dardı. Güzel bir vücudu vardı.

“Çok güzelsin,” dedim ona dürüstçe.

İkizim ve ben her kadının kendini güzel hissetmesi gerektiğini düşünüyorduk. Eşimiz dışında birlikte olduğumuz hiçbir kadına kendimizi veremesek de, bir geceliğine bile olsa onların kendilerini özel hissetmelerini isterdik.

Elin göz temasını keserek utangaç bir şekilde yere baktı. Çenesini tutup başını kaldırarak tekrar bana bakmasını sağladım.

“Öylesin,” dedim ona kararlılıkla. “İnan buna.”

Ben soyunmayı bitirirken kardeşim Elin’i yatağa götürmek için araya girmişti. Ez’in üzerinde şu anda sadece boxerı vardı. Çok geçmeden hızla ben de boxerıma kadar soyundum.

İkizim kızın üzerine çıkmıştı. Öpüşüyorlardı. Yatağa tırmanıp yanlarına ilerlediğimde yatak hafifçe içe çökmüştü.

Elin, Ez ile öpüşürken ben de eğilip Elin’in göğüslerinin üst kısımlarını öpmeye başladım. Sırtüstü uzanıyor, göğsünü bana doğru iterken omurgası kavisleniyordu.

Altına uzanıp sütyeninin kopçasını çıkardım ve sütyeni yere attım. Teni soluk krem gibi, neredeyse beyazdı. Pastel pembe tonlarındaki göğüs uçları soğukla birlikte sertleşmişti.

Eğilip birini ağzıma aldım ve Elin dudaklarıma çarpana kadar memesini emdim. Dişlerimi üzerlerinde gezdirirken hafifçe uçlarını ısırıyordum. Ez’le öpüşürken nefesinin kesildiğini duyabiliyordum.

Kardeşim öpüşmeyi keserek aynı şekilde Elin’in diğer meme ucuyla uğraşmaya başlamıştı. Ellerimizle Elin’in göğüsleriyle oynarken bir yandan da meme uçlarını ağzımızla uyarıyor, neyi sevdiğini bulmaya çalışıyorduk.

Hazır olduğunu düşündüğümde, kontrol etmek için elimi külotunun içine kaydırdım. Bizim için sırılsıklam olmuştu. Parmaklarımı vajina dudaklarında gezdirirken kalçaları yukarıya doğru kalkıyordu.

Ez vücudunun her yerine öpücükler kondururken Elin’in külotunu çıkardı. O sırada ben de dudaklarını dudaklarımla yakalayıp dilimi ağzına sokmuştum. Elin ağzımın içinde inlerken kardeşimin Elin’in vajinasıyla oynadığını biliyordum.

Boxerımın içinde acı verici bir şekilde sertleşmiştim ama bekleyebilirdim. Ez de ben de önce Elin’i memnun etmek istiyorduk.

Ellerimi göğüslerine götürdüm, dillerimiz birbirini okşarken meme uçlarıyla oynuyordum. Dilini Elin’in vajinasına gömmüş olan kardeşime bakmak için öpüşmeye ara verdim.

Bir an için arkama yaslanıp onu izlemeye başladım. Ez onu yiyor, klitorisini emiyor ve parmaklarını içine sokuyordu. Elin ise başını arkaya atmıştı, gözleri kapalı ve dudakları ayrıktı.

Bir orgazm onu delip geçiyordu. Tüm vücudunun gerilişini, sonra gevşeyişini ve her dalganın içinden geçerken sarsılmasını izliyordum.

Gözlerini açıp gözlerini kırpıştırırken gözle görülür bir şekilde yutkundu. Bana bakarken gözlerinin şehvetle parladığını görebiliyordum.

Ez bacaklarının arasından doğrulurken Elin de oturur pozisyona geldi. Boxerıma uzandığında onun için boxerımı çıkardım.

Ez de kendi boxerını çıkarmıştı. Üçümüz de çırılçıplaktık. Elin aletime uzanarak elini penisimin etrafına doladı. Dişlerimi sıkarak bu hissin tadını çıkarıyordum.

En son bir kadınla seks yapmamızın üzerinden bir aydan fazla zaman geçmişti. Artık işimi elimle halletmekten sıkılmaya başlamıştım.

Ezekiel öne doğru kaydığında Elin onun aletini de eline aldı. Ellerini kullanarak ikimizi de aynı anda boşaltmıştı. Bazıları kardeşimin yanımda çıplak olmasının garip olduğunu düşünebilirdi.

İlk defasında gerçekten de öyleydi. Çocukluğumuzdan beri onu çıplak ya da sertleşmiş bir hâlde görmemiştim. Bu konuda hiç konuşulmamış birkaç kuralımız vardı, bakmamaya çalışmak ve asla dokunmamak.

Gelecekte bir eşi paylaşacağımızı biliyorduk. Üçümüzün arasında kopmaz bir bağ olacaktı. Kardeşimi seviyordum ama ikimiz de ensest ilişkiyle ilgilenmiyorduk.

Yaptığımız üçlü sekslerde sadece kıza odaklanıyorduk. Onunla aramızda hiçbir etkileşim olmuyordu.

Elin’e baktım. “Şimdi bizi almaya hazır mısın?”

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok