Alfa'nın Evcil Hayvanı - Kitap kapağı

Alfa'nın Evcil Hayvanı

B. Shock

0
Views
2.3k
Chapter
15
Age Rating
18+

Summary

Evony, Kış Sürüsü'nün varisidir ve babası tarafından kötü muamele görmesine rağmen eninde sonunda bir gün alfa olacaktır. Ancak sürüsü istila edilip babası kaçınca her şey değişir. Alfa Axton artık yönetimdedir ve Evony'den nefret etmektedir. Ya da öyle sanmaktadır... Her iki durumda da Evony onun tutsağıdır ve alfanın evcil hayvanı olmanın nasıl bir his olduğunu öğrenecektir...

Yaş Sınırı: 18+

Fazla göster

70 Chapters

Axton

AXTON

Birkaç saniye önce bulunduğum ağaca yaklaşan iki kurdu biraz uzaktan izliyordum. Birinin koyu kehribar rengi, diğerinin ise ten rengi bir kürkü vardı.

Tedbirli davranıp bölgeyi iyice koklayarak etrafta kimsenin olmadığından emin oldular. Ağaçların arasından araziyi incelerken sürüleriyle iletişim kurmayı da ihmal etmediler.

Buraya sınır devriyesi için gelmişlerdi. Hiçbir yaratığın alfalarının bölgesine girmediğinden emin olmak istiyorlardı.

Sınırı tekrar kontrol ederken birkaç atım ötelerindeki tehlikenin farkında bile değillerdi.

Kurtlardan biri pes edip kokunun zayıf olduğunu belirtti. Sabırla olduğum yerden onları izliyordum. Kehribar rengi kurt ise bir süre daha bakındı. Sık bir çalının arasında saklanan betamı görmüş gibiydi.

Diğer kurt tam uzaklaşırken durup kılını kıpırdatmayan arkadaşına baktı. Kulakları dimdik olmuş, kuyruğu biraz havaya kalkmıştı. Tetikte olmalıydı.

Ten rengi genç kurt oflayıp arkasını döndüğünde öne atıldım. Dişlerimi boynuna geçirir geçirmez kan fışkırdı. Ona ciyaklama şansı bile vermeden çenemi sıkarak boynunu kırdım.

Kehribar renkli kurt şaşkınlıkla etrafına bakındı. Pusuya düşmeyi beklememişti.

Kehribar renkli kurt dikkatini bana vermişken betam ile diğer iki sürü arkadaşım saklandıkları yerlerden fırlayıp üzerine atıldılar.

Göz açıp kapayıncaya kadar sürü üyelerimden biri dişlerini ürkmüş kurdun arka bacağına geçirdi.

Karşılık verse de betamın boynunu yakalayıp kırmasıyla hızlıca yere yığıldı.

Diğer sürü üyelerim yavaşça ortaya çıkarken çenemle boynunu kavradığım kurdu yere bıraktım.

Betam bana dönüp başıyla onayladı.

Kış Ayı Sürüsü’nün başına geleceklerden haberi yoktu. Ya bize katılacaklar ya da alfaları ve aileleriyle ellerimizde can vereceklerdi.

Sızacağımız bölgenin merkezine doğru bakıp sessizce devam etmelerini emrettim.

Diğerleri sürü alanının derinliklerine doğru ilerlerken betamla geride kaldık.

İki ölü kurda şöyle bir baktım. Ten rengi kurdun çok az eğitim almış basit bir Omega olduğunu söyleyebilirdim. Oysa kehribar rengi olanın biraz daha deneyimi vardı.

Homurdanarak sürümü bölgenin derinliklerine doğru takip etmeye başladım. Betam çoktan peşime takılmıştı.

Alfa Kade, sürüsünü doğru düzgün eğitmeyecek kadar cahildi. Nasıl savaşacaklarını ya da nasıl iz süreceklerini bilmiyorlardı. Onlara bu önemli becerileri öğretecek beceriden yoksun olmalıydı.

Dahası, sürüsüne güçlü erkeklerin girmesine izin vermemişti. Bunu yaparsa alfa olmak için kendisine meydan okuyabileceklerinden korkmuştu. Oysa bu korkusu aslında sonu olacaktı.

Sürü ona büyükbabasından miras kaldığı için lider olmuştu. Ancak Kade’in hükümdarlığından beri izole olmuşlar, bölgedeki diğer sürülerle tüm ticareti ve iletişimi kesmişlerdi.

Belki de o günün geleceğini, bölgesine giren başka bir sürünün tacını başından alacağını biliyordu. Böyle davranarak kendi sonunu kendisi hazırlamıştı.

Diğer sürülerle tüm iletişimi ve ittifakları kesmesi ailesini saldırılara açık hale getirmişti.

Ancak sık ormanlar ve bölgeyi çevreleyen heybetli sıradağlar, kış aylarında birisinin saldırmasını neredeyse imkansız hale getiriyordu. Dahası, mart ayındaki kar fırtınaları da bölgenin en zorlu özelliklerinden birisiydi.

Kış bastırmadan önce saldırmamızın nedeni de buydu.

Sürüyü, topraklarını ele geçirmeyi planlıyorduk. Kış yakında gelecekti. Böylece biz Alfa Kade’i yendikten sonra diğer sürülerin gelip kontrolü ele geçirmesi imkansız olacaktı.

Kış Ayı Sürüsü’ne saldırmamalarının tek nedeni pençelerini temiz tutmak istemeleriydi.

Haksız saldırılar genellikle hoş görülmezdi. Oysa benim için Kış Ayı Sürüsü’ne saldırmak gayet mantıklıydı. İntikam almak istiyordum.

Alfa Kade bunu uzun zamandır bekliyordu. Ben ise onu ve ailesini yok etmek için planlar yapıp durmuştum. Söylentilere göre eşi ölmüş olsa da en az kendisi kadar kötü bir kızı vardı.

Kade’in tüm soyunu dünyadan silmek istiyordum.

Hedefimde ilk olarak Kade vardı, sonra da kızı.

EVONY

İnsan formumla ormanda olabildiğince hızlı koşuyordum. Bu sırada arkamdan gelen ağır ayak seslerini duyabiliyordum. Ses hiç de uzaktan gelmiyordu.

Bundan zevk alıyordu. Yönümü değiştirmem için önüme atlayıp durdu. Artık nereye kaçabileceğimi bilemez haldeydim.

Daha hızlı, güçlü ve iriydi. Bunun kendisi de farkındaydı. Bu kovalamacadan bu kadar keyif almasının nedeni de buydu.

Tekrar önüme atladığında tek görebildiğim bıçak gibi dişlerle dolu hırıltılı ağzı ve siyah gözleriydi.

Bir an durup soluklandıktan sonra başka yöne koşmaya başladım. Ayaklarım soğuk havada karları tekmeleyip duruyordu. Beni daha hızlı koşmaya zorladığını hissedebiliyordum.

Kayalık bir alanın etrafından köşeyi döner dönmez oldukça derin bir uçurumla göz göze geldim. Kaçış yolum kalmamıştı. Kafamı kaldırdığım dolunayı gördüm. Ay Tanrıçası neden bu kadar zalimce davranıyordu?

Dizlerimin üzerine çöktüm. Sırtımdan aşağı sıcak bir şeyin aktığını hissedebiliyordum. Altımdaki kar kırmızıya dönüyor, kolumdan aşağı durmadan kan damlaları süzülüyordu.

Titreyen parmaklarımla boynumla omzum arasındaki bölgeye dokundum. Tekrar elime baktığımda kanla kaplı olduğunu gördüm.

Beni kovalayan kurt birkaç adım ötemde durarak tek çıkış yolumu da kapattı. Dudaklarını gererek keskin bir hırıltı çıkardı. Tek yapabildiğim yavaşça bana yaklaşmasını izlemekti.

Sadece birkaç metre uzağımdayken geri çekilmeye çalışsam da uçurumdan dolayı kalakaldım.

Gözlerine bakınca saf nefretten başka bir şey göremedim.

Tam bu sırada üzerime atladı. Keskin bir çığlık atarak kan ter içerisinde yatağımdan sıçradım.

Etrafıma hızlıca bir göz attım. Yatağımda olduğumu, pencereden içeri güneş ışıklarının süzüldüğünü fark ettim.

Bu rüyayı o kadar çok görmeme rağmen her seferinde beni korkutuyordu. Bu benim kaderim miydi? Beni kovalayan eşimin sonunda yakalayıp boynumu parçalamasını görüp durmak?

Bu düşünceyle tüylerim diken diken oldu. Artık kendime gelmem gerekiyordu.

Kapının çalınması beni sıçrattı. Hâlâ rüyanın etkisindeydim. Yine de Ethan’ın sesini duyar duymaz derin bir nefes aldım.

“Evony, daha kalkmadın mı?”

Sade, gri bir kazak ve kot pantolon giydikten sonra kapıya yöneldim. Yukarıdan bana baktı. Ondan daha kısa olduğum için ona bakarken kafamı kaldırmam gerekiyordu.

Ela renkli gözleri ve kısa koyu kahverengi saçları vardı. Sürüdeki diğer dişilerin sık sık dikkatini çeken sevimli birisiydi. Sadece yakışıklı değil, aynı zamanda sürümdeki çoğu kişiden daha güçlüydü.

O, Beta Jace’in oğlu ve benim koruyucumdu. Tıpkı benim alfa adayı olmam gibi o da beta adayıydı.

“Ah, kalkmışsın! Güzel. Aç mısın bakalım?”

Arkamı dönüp saçlarımı taramadan önce botlarımı ayaklarıma geçirdim.

“Hayır.”

Ethan yanımda olmasına izin verilen tek kişi olmasına rağmen ona soğuk davranıyordum. Babam başkalarının yanında olmamdan nefret ederdi. Öyle ki, bazen Ethan bile bana fazla samimi davrandığı zamanlar sinirlenirdi.

Yanımda olması hoşuma gidiyordu. Sonuçta yalnız olmamdan daha iyiydi. Babamın onun yerine başka birini koymasını istemiyordum. Diğerleriyle pek iyi geçinemezdim. Hem Ethan çok iyi biriydi.

Arkamı döndüğümde onu kapımda utangaç bir edayla kıpırdanırken gördüm. İç çekip yanına geldim. Ona soğuk davranmak benim için bile zordu.

Bakışlarından kaçınarak, “Kulübeye gidebilir miyiz?” diye sordum sessizce. Öylece bana bakıp gülümsedi.

“Tabii ki.”

Merdivenlerden aşağı inerken hızla onu takip ettim. Arkasından gelirken heyecanlandığımı hissedebiliyordum. Oysa salon kısmına geldiğimizde bu heyecan buhar olup havaya karıştı.

Babam, Alfa Kade, yabancı bir adamla konuşuyordu. Bizi görür görmez suratını astı. Hem Ethan hem de ben bakışlarından hızla kaçınarak aceleyle kapıya yöneldik.

Ne yazık ki bugün şanslı günüm değildi. Babam bana seslendi.

Kapıda dururken Ethan önce bana, sonra da babama ve beni izleyen iki yabancı adama baktı. Yüzünde endişeli bir ifade vardı.

Onlara baktım. Yabancının kirli sarı saçları ve altın rengi gözleri vardı. Beni aşağı yukarı süzerken gözlerinin karardığını görebiliyordum. Nedense huzursuz hissettim. Bakışları içimi tiksinti ve utançla doldurmuştu.

“Evet, Alfa?” diye yanıtladım sessizce.

“Gel de misafirimizi karşıla.”

Bir an için sesindeki sertliği hissettim. Bu bir istek değil, daha ziyade emirdi.

Başımı saygıyla eğerek ikisine doğru yürüdüm. Ethan bir adım atsa da babam ona ters ters baktı.

“Ethan, gidebilirsin,” diye emretti.

“Elbette, Alfa. Seni dışarıda bekleyeceğim, Evony.” Ethan bana üzgün bir bakış fırlattıktan sonra dışarı çıktı. Onun bir suçu yoktu. Kimse bir alfanın emrini reddedemezdi.

“Evony, bu Kai, Sarı Taş Sürüsü’nden Beta Jackson’ın oğlu. Buraya seninle tanışmaya geldi.”

Başımla onaylayıp babama baktım. Neler döndüğünü biliyordum. Bana tuzak kurup başka bir sürüye göndermek istiyordu. Sürünün başına geçmemi istemiyor, kendi eceliyle öleceği güne kadar alfa olarak kalmak istiyordu.

Benden kurtulmak için beni başka bir sürüden bir kurda vermekten daha iyi bir yol var mı?

Kai gülümseyerek elimin üst kısmını öptü. “Sonunda seninle tanışmak çok güzel, Evony.” Elimi gergin bir şekilde çektim. Ondan hiç mi hiç hoşlanmamıştım.

“Ben de memnun oldum...” diye yanıtladıktan sonra gözümü kaçırdım. Babamın bu davranışı onaylamadığını anlayabiliyordum.

“Evony, neden gidip misafirimize etrafı gezdirmiyorsun? Ethan’a meşgul olduğunu ve bugünlük izinli olduğunu söyleyeceğim.”

Şaşkınlıkla ona baksam da ters ters bakarak başka bir yolum olmadığını göstermiş oldu. Başımla onayladıktan sonra Kai’yi dışarı çıkardım.

Kai’ye etrafı gezdirirken diğer sürü üyelerinin bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Çoğu zaman onları görmezden gelip yoluma devam ederdim.

Kai’nin etrafla hiç ilgilenmediğini söyleyebilirdim. Tek dikkati benim üzerimdeydi. Gitgide endişelenme, hatta korkmaya başladığımı söyleyebilirdim.

Sürü doktorunun ofisine varır varmaz onu içeri götürdüm. Sürü doktoru bugün hasta bir çocukla ilgilenmek için dışarıda olduğu için sürü boştu.

Bu, son durağımız olduğu için rahatlamıştım. Sürü evine döndükten sonra günümün geri kalanını nasıl geçireceğimi düşünüyordum. Oysa Kai arkama geçtiğinde rahatlama, yerini korkuya bıraktı.

“Çok güzelsin,” dedi, boğuk bir sesle. Bunun üzerine hızla ondan uzaklaştım.

Sadece kıkırdayarak ben geri çekilmeye devam ederken iyice yaklaştı. Ne yazık ki sırtıma değen duvar kaçacak yerim olmadığını gösteriyordu.

Beni omuzlarımdan tutup duvara yasladıktan sonra boynumu öpmeye başladı.

Tiksinti dolu bir ifadeyle onu geri ittim. “Dur!”

Biraz şaşırmış görünse de anında güvenini topladı. “Ne kadar da nazlısın.” Tekrar dokunmaya yeltenerek bu sefer elleriyle kazağımı tutup çıkarmaya çalıştı.

Ona karşı koymaya çalışsam da göründüğünden çok daha güçlüydü.

“Bırak beni!”

Paniklemeye başladım. Onu tenha bir yere götürmekle büyük aptallık etmiştim. Kimse beni duyamaz, duysa bile onu durduramazdı.

Kıyafetlerimin yırtılma sesini duyar duymaz bir masadan elime geleni kaptığım gibi koluna sapladım.

Acı içinde bağırarak bir makasın saplanmış olduğu omzunu tutarak geri çekildi.

“Seni lanet orospu!” diye hırlayıp tehditkâr bir şekilde yaklaştı. İstemsizce kasıklarına tekme atıp koşarak ofisten çıktım.

Canının çok yandığını bilsem de durmaya cesaret edemedim. Hızla koşarak binadan çıkıp sürü evine geri döndüm.

Tam beni takip eden var mı diye arkama baktığımda bir beden çarptım.

“Evony, neyin var! Ne oldu?” Ethan beni omuzlarımdan tutup doğrudan gözlerime baktı.

Gözlerimin dolduğunu hissedince anında ona sarılarak yüzümü sakladım.

“Evony, ne...”

“Lütfen, sadece buradan, sürüden uzaklaşalım!”

Başıyla onaylayıp beni sürü evinin arkasındaki bahçeye götürdü. Babamın neler olduğunu öğrendiğinde çok öfkeleneceğini bilsem de henüz onunla yüzleşmeye hazır değildim.

Ethan’la yaşlı meşe ağacının altına oturur oturmaz dizlerimi göğsüme çektim. Tiksinmiş olmamın yanı sıra içimdeki huzursuzluk hissinden bir türlü kurtulamıyordum.

Sorular sormadı. Sadece yakınımda durarak beni rahatlattı. Onun endişesini hissedebiliyordum.

Kai’yle tekrar yüzleşmek zorunda kalmaktan ya da onun gazabını sürüme yöneltmesinden korkmuyordum. Çok daha kötü bir şeyden korkuyordum.

Babamla yüzleşmek.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok